Edebî akım veya edebiyat akımı, diğer bir deyişle sanat akımı bir sanatkâr – edebiyatçı topluluğun belli bir dönem içinde ortak dünya görüşü, estetik, sanat ve edebiyat anlayışını betimler. En temel haliyle sanat ve edebiyatta fikir, duyuş ve anlayış bakımından yenilikler ortaya koyan, farklılıklar gösteren ve birtakım unsurlar içeren harekete edebiyat akımı – edebî akım denir ki, “edebî akım” edebiyata (gökçeyazın) ait demektir.
Edebî akımların neredeyse çoğu bir öncekine tepki olarak doğmuştur. Genellikle de dönemin siyasî, sosyo-kültürel niteliklerini yansıtan sanat akımlarının edebiyatta can bulmasıyla ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla edebî akımların doğuşu, ortaya çıkış ve gelişimi bölgeden bölgeye, kültürden kültüre değişiklik gösterir.
Türk edebiyatında anlatım yöntemi olarak birçok akım görülmektedir. Ancak daha çok siyasî, sosyal, kültürel değişime bağlı olarak birtakım gökçeyazın kuramları doğmuş ve topluluk oluşmuştur.
Divan (Zümre) Edebiyatı
- Aslında divan ve halk edebiyatı bir akım sayılmaz. Yüz yıllarca süregelmiş gelenek olarak değerlendirilebilir. Türk-İslam camiasının özgün geleneklerinin önemli birer parçalarıdır.
- 13. – 19. Yüzyıllar arasında Arap ve Fars edebiyatından temeller taşıyan, Anadolu’da etkinlik gösteren Divan Edebiyatı, İslam kültürünün en has özelliklerini yansıtmaktadır.
- Şairlerin yapıtlarını “Divan” adlı bir kitapta toplamasından ötürü bu isimle anılır.
- Divan edebiyatı şairlerinin çoğunluğu medrese kültürü içerisinde Türk-İslam medeniyetinin ekseninde yetişmiştir.
- İslam dininin Türk boylarınca kabulü ve hızla yayılmasıyla ortaya çıkmış edebiyat çeşididir ve büyük oranda dinî içeriklerle dünya görüşünden temeller almaktadır. Tasavvuf, dinî konular Divan Edebiyatının olmazsa olmazları arasındadır.
- Divan edebiyatı kurallı biçeme ve tekrarlanan mazmunlara sahiptir. Mazmun, divan edebiyatında birtakım kavramların dolaylı olarak anlatımı için kullanılan nükteli ve sanatlı söz demektir.
- Şiirsel yazım ve anlatım, düz azıya nazaran daha fazla tercih edilmiştir.
Halk Edebiyatı
- Halk edebiyatının kökeni tā Türklerin İslamiyet’i kabulünden önceki devirlere dayanır.
- Sözlü olarak icat edilmiştir.
- Kendine özgü, süslü bir dil ve üslup yapısı vardır.
- Saz şairleri, tekke şairleri halk edebiyatında önemli yer tutarlar.
- Tasavvuftan beslenen, tarikatlara bağlı ozanları kapsayan, dinî-tasavvufî edebî üslup içerir. Dinî- tasavvufî halk edebiyatı, âşık tarzı halk edebiyatı ve anonim halk edebiyatı olarak 3 ayrı dalda incelenmektedir.
Tanzimat Edebiyatı
- Türk edebiyatında Doğudan Batıya yönelimin ilk başlangıcı sayılmaktadır.
- Şinasi ile Agâh Efendi tarafından çıkarılan Tercüman-ı Ahval gazetesi, Tanzimat edebiyatının ilk başlangıç noktası olarak kabul görür.
- 19. Yüzyılın sonlarında doğmuştur. Roman, anı, eleştiri, makale, tiyatro, öykü, tiyatro gibi yeni edebî türler Türk edebiyatına girmeye başlamıştır. İlk örnekleri de bu dönemde verilmeye başlanmıştır.
- Divan edebiyatında var olan şiir ve mektup tarzı türler ise Batı anlayışına göre yeniden şekillendirilmiş ve düzenlenmiştir.
- Bu dönem yazar ve şairleri Avrupalı yazarlardan etkilenmiş, Tanzimat yazarları toplumu olarak sanat anlayışında “Vatan, Hürriyet, Adalet” gibi konulara ağırlık vermişlerdir. İkinci Tanzimat Dönemi Yazarları ise bireysel hususlara yönelmiş ve sanat, sanat içindir anlayışını benimsemiştir.
- Birinci Tanzimat Dönemi Edebiyatının ilk örneklerini Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan ve Sami Paşazade Sezai vermiştir.
- İkinci Tanzimat Dönemi Edebiyatının temsilcileri ve ilk örneklerini verenleri Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi sayılabilir.
- Bu dönemde şiirde etkin olunamasa da diğer yazın türlerinde dil ve anlatımın sadeleştirilmesi yolu izlenmiştir.
- Bu dönemde batı tiyatrosunun ilk örnekleri de kaleme alınmış ve sahnelenmiştir. Ayrıca William Shakespeare ve Victor Hugo gibi sanatçıların eserleri de uyarlanmıştır.
- Batıda bu dönemlerde Gerçekçilik hâkimken Türk edebiyatı romantizm etkisini sürdürmüştür.
Mevlüt Baki TAPAN