Turizm olgusuyla beraber inanç turizmi de gelişmiştir ki, turizmin ilki ticaret amaçlı, sonrasındaki gelişimi ise inanç-din amacıyla olmuştur. Büyük İskender döneminde dini merasimler için ülkenin farklı yerlerinden birçok kişi bu merkezlere seyahat etmiştir. İslamiyetten önce Hristiyanlar kutsal birçok kiliseye geziler düzenlemiş ve inanç turizminin gelişimine katkı sağlamıştır.

>> İnanç Turizminin Tercih Nedenleri
>>> Ruhsal (Psikolojik) Sebepler
>>> Dini Arz Kaynakların Zenginliği
>>> Dini Gün ve Bayramlar
>>> Dini Yayma Etkinlikleri

İslamdan yine önce Mekke’ye ticari gayenin yanı sıra ibadet maksatlı Hz. İbrahim dini mensupları olan ve Hanef dinine tabiiler diye betimlenen kişiler dünyanın farklı yerlerinden Mekke’ye hac amacıyla gelmiştir. Sonrasında İslamın doğuşuyla  hac ibadeti müslümanlarca büyük bir turizm akımını başlatmıştır. Sürekli farklı din mensuplarında dünyanın çeşitli yerlerine geziler ve yolculuklar düzenlenmiştir.

İnanç turizminin özellikle gelişim sürecinde rol oynayanların çoğu Anadolu ve Ortadoğu topraklarında bu atılımda bulunmuştuş. Özellikle İstanbul ve Ege civarıyla, Güneydoğu bölgelerinde bu gaye büyük önem kazanmıştır. Hint kıyılarından İran ve Orta Asya bölgelerine dini amaçlı seyahatlar da azımsanmayacak düzeyde yaygınlaşmış ve günümüzde bölge halklarının en önemli gelir kapısı olmuştur.

İnanç Turizminin Tercih Nedenleri

İnanç turizmi, hayırseverlik projeleri, misyonerlik, dini kongreler, özel toplantılar, hac gibi birçok tarzda kendini göstermektedir. İnanç turminin şekillenmesinde ve insanların tercih etmesinde en önemli sebepler şunlardır;

  • Ruhsal (Psikolojik) Sebepler,
  • Dini arz kaynaklarının zenginliliği,
  • Dini gün ve bayramlar,
  • Dini yayma ülküsü ve etkinliği.

İnanç turizmi yalnızca dinsel öğeleri değil, aynı zamanda alışveriş, eğlence, eğitim, boş zaman değerlendirme gibi etkinlikleri de içerebilmektedir. Dini maksat olabildiği gibi bilimsel, eğitimsel veya kültürel amaçlar doğrultusunda da yapılabilmektedir.

İnsanın özünde bulunan manevi tatmin ihtiyacı insanın birçok açıdan fedakarlık yapmasını ve turizm faaliyetine katılmasını sağlamaktadır. Din olgusu ise bunu başaran en önemli etkinliktir. İnsanların stres atma, eğlenme ve dinlenme ihtiyaçlarına ilave olarak dini amaçlarla da seyahate yöneldiği bir gerçektir.

Ruhsal (Psikolojik) Sebepler

Araştırmacı ve bilim adamlarınca belirlendiği üzere insanların seyahate yönelmesinde merak, din, kültür, eğitim, dinlenme, eğlence, spor, sağlık, tarihî yöreleri görme, sosyal yönlü olma gibi etmenler bulunuyor. Hartmann, “Urlaubservartungen und Reisemotive” isimli incelemesinde, tatil bekleyişlerinin tam listesini analiz etmiş ve iki unsurun ortaya çıktığını tespit etmiştir. Bunlar; “Kaçış” ve “Yöneliş” olarak belirtilmiştir.

Kaçış, tekdüzelikten kaçmak, uzaklaşmak; yöneliş ise beklentilere uygun bir hayat aramak manasını ifade ediyor. Sırf insanoğlunun arzu ve ihtiyaçlarını tatmini için olabileceği gibi merak olgusu içerisinde hakikati keşfetme duygusuyla da bağlantılı olabilmektedir.  İnançları pekiştirme, sıkıntılardan kurtulma arzusuyla da yapılabilmektedir.

Kutsal yerleri ve kıymetli şahsiyetlerin yaşadığı yerleri görme isteği, benzer hisleri yaşama arzusuyla doğan bir yönelme söz konusudur. Anadolu’nun gözde yerlerinden olan Kapadokya’nın cazip gelmesinin sebepleri yalnızca tabiat güzelliği değildir. İlk Hristiyanlara din ve inançlarını, Hristiyanlığın öğretilerini korumaları için kaçıp, yaşadıkları yer olması özelliği ile de Kapadokya çekicidir.

Dini Arz Kaynakların Zenginliği

Uluslararası gezgin kaynakların arz varlığı incelendiğinde inanç niteliği taşıyan kaynakların zengin olduğu görülmektedir. Mekke’de Kabe, Medine’de Medine-i Münevvere, Filistin’de Kudüs ve Mescid-i Aksa, Mısır Piramitleri, İtalya-Roma’da Vatikan, Türkiye’de Artemis Tapınağı, Kapadokya, Efes, Göbeklitepe Tapınağı bunlardan kıymetli sayılabilecekler arasındadır. Ayrıca Hindistan Tac Mahal da benzer örneklerdendir.

İlk insanlar toplumsal döngüyü geliştirip medeniyetlerini kurduklarında öncelikle tapınaklar inşa etmiş, etrafında da diğer yaşam birimlerini oturtmuşlardır. Tarihin en eski inanç merkezi Mekke’de Kabe-i Muazzama, ilk tapınak ise Türkiye’de Şanluurfa’da yer alan Göbeklitepe Tapınağıdır. Bazı bölgeler bazı inanç sistemleri ve dinleri için birçok açıdan kıymetli yapılarla ve efsane değerinde tarihi öykülerle zenginlik gösterir. Mekke, Medine ve Taif gibi kentler İslam için önem arz ederken, Ankara, İznik, Trabzon, Vatikan ve Roma Hristiyanlar için önem teşkil eder. Kudüs, Hatay ve İstanbul gibi kentler ise üç din için de büyük önem arz eden dini merkezler olmuştur.

Dini Gün ve Bayramlar

Modern turizm olgusunda “boş zaman” kavramı önemlidir. Devletlerin ücretli yıllık izin planlamalarıyla da bu olgu artış göstermiş, Turizm hareketlenmiştir. Ancak bu boş zaman olgusundan çok daha önce insanlar Dini Gün ve Bayramlarda ücretli izin hakkını bir nevi kullanmaktaydı. Dini inançların gerekliliği ile bu gün ve bayramlarda insanlar toplanıyor, akraba ve aileleriyle görüşüyorlardı. Bu da yolculuk ve geziyi doğuruyordu.

Üç ilahi din başta olmak üzere Hinduizm ve Budizm gibi felsefi dinlerde de haftanın belli günleri, yılın belli zamanları toplanma mahiyetinde kutsal sayılmıştır. Müslümanlar için Cuma, Hristiyanlar için Pazar, Yahudiler için de Cumartesi kutsal dini günlerden sayılmıştır. Bu günler tatil sayılmıştır. Bu günlerde ilgili dinin mensupları toplanır, ibadethanelerinde toplanır ve birbirleriyle kaynaşırlar.

Avrupa, Amerika ve Okyanusya gibi ülkelerde Hristiyanlığın Miladi kabul edilen yılbaşı ve Noel günleri inanç turizmi doruğa ulaşır ve büyük patlama yaşar. Ramazan ve Kurban bayramlarında ise islam ülkelerinde büyük bir hareketlilik yaşanır ve dünya inanç turizminde patlamalar görülür. Dini bu eylem, turizm sektörüyle beraber ticari, kültürel, ekonomik birçok alanda hareketlenmeye vesile olur. Hindistan’ın kutsal Budistlerince kendi bayramlarınca kutsal nehir etrafında toplanma geleneği vardır. O dönemde milyonlarca kişinin bölgeye akın etmesini sağlayan bu dini inanç, inanç turizminde de patlamaya sebep olmaktadır.

Dini Yayma Etkinlikleri

Bütün dinlerinen büyük amacı hakikati tebliğ etmek ve insanlara daha iyi bir yaşam sunmaktır. Bazı milli inanç sistemleri ve dinler dışında diğer bütün din ve inanç sistemleri için temel öğreti bu şekildedir. Hz. Adem’den Hz. Muhammed (SAV)’e, her elçi bununla görevlendirilmiştir. Budizm, Hinduizm gibi felsefi dinlerde de aynı ilke temel öğretidir. Bu amaçla tarihte büyük alim ve din erbabi seyahatler düzenlemiş ve birçok bölgeye ziyaretlerde bulunmuştur.

Bu amaç inanç sisteminde öyle bir öneme sahiptir ki, bu uğurda milyonlarca misyoner ve ülküdaş hayatını vermiştir. Hristiyanlık Avrupa’ya yayılmacı bir din yayma ilkesiyle günümüzde Avrupanın büyük bir bölümünde Hristiyanlığın etkin olmasını sağlamıştır. Hristiyan otoriter devlet gücü oluşmuş, Hristiyanlığın kutsal toprakları için Ortadoğuya büyük seferler düzenlemişlerdir. Dünyada yeni bölgelerin keşfedilmesiyle büyük oranda misyoner faaliyetleri çoğalmış ve turizmin de yaygınlaşması gerçekleşmiştir. Dini yaymak için gönüllü seyahatler başlamıştır.

İslam dininde ise hak, hakikat ve adalet uğruna yola çıkma, yolculuk zahmetlerine katlanma gibi olgular yüceltilmiştir. Cihat ise bu anlayışın doruk noktası olmuştur. Cihat, yalnızca silahla düşmana karşı savaşma değil, aynı zamanda “tartışma, dini yayma” gibi anlamları da vardır. En büyük örneği ise Malazgir Meydan Zaferidir. Savaştan çok önce birçok Türk-İslam alimi ve talebesi Cihad için Anadoluya seferler düzenlemiş, kalpleri fethetmiştir. Dervişler yerleşim yerlerini gezerek islam dinini anlatmış ve bu yaşantıyı kendilerine ilke edinmiştir. Akabinde ise Malazgirt Meydan Muharebesi zaferle neticelenmiştir.

Günümüzde de en önemli etkenlerin başında gelmektedir. Hala birçok üniversite ve eğitim kurumlarında misyonerlik ve ülkücülük faaliyetleri devam etmektedir. Basın – yayın organları, Bilgisunar ve Sosyal Medya ağları bu amaçla kullanılmaktadır. Sadece Türkiye’de tarikat mensuplarınca yılın belli zamanlarında toplu geziler düzenlenerek mürşitlerini görmeye gitmektedir. Bu süreç ve benzeri her tür faaliyet inanç turizmini etkileyen sebeplerdendir.

Mevlüt TAPAN