“Eğitim kavramı öğretimi kapsayabilir, ancak öğretim kavramı eğitimi kapsayamaz.”
Eğitim kavramı ile öğretim kavramı çoğu zaman birbiri yerine yanlış olarak kullanılan terimler ve olgular olmuştur. Oysa mana, kapsam ve olgu açısından birbirlerinden farklı kavramlardır. Öğretim kavramı, eğitimin programlı ve planlı biçimde belli bir zaman dâhilinde, belli bir alan-mekan içerisinde gerçekleştirilen bölümünü ifade eder. Öğretim, eğitimden çok daha dar kapsama sahiptir.
Eğitim kavram ve olgusu mekân ve zaman bakımında çok daha geniş kapsama, uzun soluklu ve boyutlu yapıya sahiptir. Öğretim ise mekân ve zamanla birlikte öğretmenin, velilerin, öğrenen talebelerin beklentilerinin belirlenmiş halini içerir. Öğretim, eğitimin okul, medrese, üniversite vb. eğitim kurumlarında ve ilgili mekânlarda bir plan ve program dâhilinde yürütülmekte olduğu kısmıdır.
Çağdaş medeniyetler seviyesinin küreselleşen evresi olarak nitelendirilen çağımızda ilim ve yaşam standartları öğretim etkinliklerini okulların dışına taşımız ve sınırlı yapıdan kapsamlı ve özgür bir yapıya geçirmiştir. Okul dışı öğretim faaliyetleri gelişmiş, usta-çırak ilişkisi ekseninde meslekî öğretim uygulamaları, hizmet içi eğitim dâhilinde özel eğitimler önem kazanmıştır. Öğretim kavramına ilişkin özgün bir tanım dahi ön plana çıkmaya başlamıştır; “Öğretim, öğrenmeyi öğretmektir.” biçiminde ifade edilir.
“Öğretmen, öğrenci hazır ise gelir.” Yaklaşımı gelişmeye başlamıştır.
Öğrenmenin Öğretimi
Artık çağımızda bireylere kendi istekleri haricinde dışarıdan bilgi öğretmek imkânsız hale gelmiştir. Dayatma mantığı ile öğretim yaklaşımı kabul görmemekte, daha çok öğretmenin öğretilmesi önem kazanmıştır.
Öğrencinin sınırlandırılması amacıyla öğretim evresinde konular bir veya birkaç farklı yaklaşımla ele alınarak öğretilmeye çalışılmaktadır, zira bir konu birçok yaklaşımla değerlendirilebilmektedir. Bu durumda ise öğretmene büyük iş düşer. Bu yaklaşımsal öğretim mantığına göre öğrenciler sınırlı kalıpsal bir yapıya sokulmamaktadır.
Geleneksel öğretim yöntemi daha çok doğru-yanlış kavramlara odaklı idi ve günümüzde etkisini yitirdi. Doğru-yanlış kavramlarının yerini ise olumlu-olumsuz yönleriyle ele alım yöntemi ve yönlendirici rehber durumu teşkil eden öğrenme yöntemi almıştır.
Henry Rosovsky, durumu şu şekilde ifade etmektedir;
“Öğretmenlik işi, posta kutusu şeklinde düşünülebilecek insanların bilinçaltına düşünce atmak demektir. Ne ara gönderildiği bilinir ama ne zaman, ne şekilde, nasıl alınacağı bilinememektedir.”
Örgün Eğitim Olgusu
Küreselleşen dünya yaşantısında ve mevcut dönem dâhilinde bireylerin öğrenmesi gerekli olan bilgilerin öğrenilmesi, birikimlerin artırılması, karmaşaya bağlı öğretim uygulamalarının tertipli olan ortamlarda gerçekleştirilmesi zorunlu hal almıştır. Eğitim merkezlerinde olanaklar teknolojik, sunumsal ve materyal açısından gelişim göstermiş, gerek kurum gerek olanak sayısında artış yaşanmıştır. Kalite ise refahla beraber en önemli unsuru teşkil eder olmuştur.
Eğitim-Öğretim kurumlarının en yaygın ve en nitelikli uygulama alanları olan okullarda biçimsel esaslara göre eğitim-öğretim faaliyetleri gerçekleştirilmekte, önceden hazırlanan programlar dâhilinde yürütülmektedir.
Mevlüt TAPAN