Amerikan sosyolojisinin anlaşılması en zor kişilerinden biri olan Talcott Parsons, sosyal teorisini uzlaştırıcı bir yaklaşımla kurmaya çalışmıştır.
Kuramında en çok aktör, toplumsal sistem ve toplumsal yapı terimlerini kullanmış ve teorisini bu terimler üzerine inşa etmiştir.
Genel bir kuram (meta-teori) peşinde olan Parsons’a göre sosyolojik kuram, temel mekanizmasını aktörlerin oluşturduğu, bu aktörlerin eylemlerinde nisbeten serbest olduğu, gönüllülük esasına dayalı, karmaşık örgütsel ilişkilerin belirli düzeylerde serbestlik derecelerine sahip, karşılıklı bağımlılık ve etkileşimden dolayı ise belirli düzeyde sınırlılığı olan yeni sistemleri ortaya çıkarabilecek bir eylem kuramıdır.
Parsons’a göre basit ve farklılaşmamış bir yapıda olan toplumsal birime ait çeşitli fonksiyonlar, farklılaşma sürecinde kendine has yapısal birimlerine sahip olurlar. Bu farklılaşma, toplumsal bütünleşme ihtiyacını ortaya çıkarır ve karmaşık toplumsal ilişkiler arasındaki ilişkileri düzenleyen normatif bir sistemi gerekli kılar.
1. Parsons’un Toplum Modeli
Parsons bir toplumda, kişilik sistemleri, toplumsal sistemler ve kültürel sistemler olmak üzere üç türlü sistem tanımlar. Bu sistemlerin hepsinin; bir amaca yönelmiş, belli bir durum içinde ve kurallar tarafından düzenlenen, enerji sarfını gerektiren davranışlar olarak tanımladığı eylem olduğunu belirtir.
Eylemler ile toplum modeli arasında bağ kurmaya çalışan Parsons, beş kategorili dikotomik gruplar belirler:
- Duygusallık-duygusal olmayış,
- Toplumsallık-kişisellik,
- Özel standartlara yönelme-evrensel standartlara yönelme,
- Başka kişileri kendilerine atfedilen göre değerlendirme-başarılarına göre değerlendirme,
- Yaygın ilgi-belirli ilgi.
Bu gruplar aynı zamanda Ferdinand Tönnies’in cemaat-cemiyet ayrımını belirleyen iki ayrı toplum tipidir.
Parsons, grup, örgüt ve toplum olmak üzere üç toplumsal sistem belirler. Bütün toplumsal sistemlerde, değer sistemi, uyum mekanizması, işleyiş kuralları ve bütünleştirici bir mekanizma olduğunu söyler.
2. Değişme
Parsons’a göre aktörün davranışları, davranış kalıplarına göre yapılan tercihler neticesinde ortaya çıkar. Yani toplumsal kurumlar, toplumsal eylemleri belirler.
Parsons, toplumun evrimini, bir denge içerisinde basitten karmaşığa giden bir süreç olarak görür. Toplumsal fonksiyonların bölünmesi ve ayrımı ile ortaya çıkan yapısal farklılaşma, kültürel sistemlerin yardımıyla bütünleşmeye gider.
Bu yazı Emre Kongar’ın Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği kitabındaki ilgili bölümün özetidir.
Abdullah YARGI