William Fielding Ogburn, 29 Haziran 1886 yılında Georgia’da doğup 27 Nisan 1959’da Florida’da ölen Amerikalı bir sosyologdu. Aynı zamanda istatistikçi ve eğitimbilimci olan Ogburn yüksek lisans ve doktorasını Columbia Üniversitesi’nde yaptı. Chicago Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı olduğu yıla kadar Columbia’da sosyoloji profesörü olarak görev yaptı.
1929’da Amerikan Sosyoloji Derneği’nin başkanı olarak görev yaptı. 1920-1926’da Amerikan İstatistik Derneği Dergisi’nin editörlüğünü yaptı. 1931’de Amerikan İstatistik Kurumu’nun başkanlığına seçildi. Toplumun teknolojik ve diğer değişikliklere uyumuyla ilgili ortaya attığı ‘kültür gecikmesi‘ fikriyle daha o zamanlardan beri tanınıyordu.
Ogburn, toplumsal değişmeyi, icat, birikim, yayılma ve uyum sağlama ögeleriyle açıkladığı kültürel evrim sonrasında mümkün görür.
İcat için toplumun zihinsel yetenek, toplumsal talep ve kültürel taban gibi unsurların birlikteği gereklidir. Birikim, yeni buluşlar şeklinde ortaya çıkan toplumun bilimsel mirasıdır. Yayılma, icadın yayılmaması; uyum sağlama ise toplumun yeni icada göre bütünleşmesidir.
Ogburn, toplumun bütün ögelerinin yeni icada uyum sağlayamaması durumunu ‘kültürel boşluk’ olarak tanımlıyor. Kavramın yaratıcısı olan Ogburn’a göre bu boşluk, kültürel sistem içerisindeki en az iki değişkenden birinin uyum sağlamada geri kalmasıyla ortaya çıkmaktadır.
Daha çok teknolojik alandaki buluşlara uyum sağlayamamaktan ortaya çıkan kültürel boşluk, meydana geldikten sonra bağımsız bir nitelik kazanır.
Toplumları durgun ve değişken olarak ayıran Ogburn, her iki toplum tipini niteliksel açıdan tasnif eder.
Durgun toplumlar; icat yapmayan, geleneğin ve büyüklerin egemen, ahlak ve hukuk kurallarının daha baskın, değişime kapalı, tabakalaşmanın, duygusallığın ve dinin daha güçlü olduğu toplumlardır. Bu tür toplumlarda değişme olmadığı için toplumsal bütünleşme had safhadadır. Ogburn’a göre zamanımızda durgun toplumlar kalmamıştır.
Toplumda icadın kabulü, insanların o icada göre davranış değişiklileri göstermesi ve işbu icadın sürmesi için toplumsal kurumların ve inançların bu yönde değişmesiyle mümkündür.
Ogburn’un kuramı, yenilik yaratmak ve bu yeniliğin toplumsal yapıyı etkilemesi açısından iki yönlüdür.
Bu yazı Emre Kongar’ın Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği kitabındaki ilgili bölümün özetidir.
Abdullah YARGI