VE.. PERDE KAPANIR! ALKIŞLAR ; “HADİSLERİN 200 YIL SONRA YAZILDIĞI” TİYATROSUNA GELSİN.. ??

>> Günümüze kadar ulaşan sahabelerin yazdığı hadis nüshaları

(İşin Aslı: Hadisler daha Hz. Peygamber Döneminde Yazıldılar, İspatı Metnin Alt Tarafında)

Hadislerin 200 sene sonra yazıldığı gibi dudak uçuklatıcı, heyecan verici (!) bir keşfi yapan emekli paparazilerin eski meslek alışkanlıklarıyla sansasyonelleştirdikleri malum iddianın magazin paçavrası kadar çirkef oluşu, bu Pinokyocukların burunlarını Atlantik’e kadar uzatıyor olmasından belli zaten de..

Biz biraz daha uzatalım burunlarını: Eğer bu karton adamlar Şirinler çizgi filmindeki Zaman Baba’nın makinesine girip Hicri ilk 200 yılı santim santim taramamışlarsa, o devrin mübarek zevatı kabirlerinden kalkıp “Biz hadisleri 200 yıl boyunca hiç yazmadık” dememişlerse, bizimkiler; Disney karakterleri kadar hayal ürünü olan Kaf Dağı’nın ardındaki dünyalarında sihirli aynalardan Hicri ilk 200 yılı sinema keyfi tadında izlememişlerse, imitasyon kilise ruhanisi kılıklı, Resulcülük oyunu figürleri gibi Allah’tan bu konuda vahiy alma serenomisi de düzenlememişlerse ya da son ihtimal; müneccim, kahin, gayb bilgini ve ahirzamana Allah’ın kıyak geçtiği promosyon Nebi de değillerse, sahi nereden öğrendiler bu  yazısız fetret devresinin başından hooop 200  yıl sonrasına sıçrama yapıldığını?

Soy, sop; neseb gibi şer’i hükümlere göre afaki konuları, hatta geceleri çocuk uyutmak için anlatılan masallar kadar abartılı kahramanlık destanlarını, narsist takıntılı retorikleriyle egolarını satırlara sığdıramayan çöl şairlerinin her tarafından kibir akan  şiirlerini bile yazan o dönemin okur-yazar takımına “hadis yazamama” laneti isabet etmiş de kalemleri her şeyi yazarken bi’ Rasulullah’ın mübarek sözlerini yazmama yasağı yemiş, Ebrehe’nin Kabe’ye yürümeyen filleri gibi kalemler de Rasulullah’ın ifadelerini yazamama felcine uğramış, adeta yazılı literatürde Rasulullah’ın sözleri afaroz edilmiş gibi resmen Yunan Tanrı mitolojilerini sollayan mistik tılsım, büyü, cadı laneti, muamma çağrışımlı sosyal medya efsanesi palavralar.. Yani bu küçük mucidler bu çığır açan keşif yetenekleriyle buralarda çürüyorlar, yazık oluyor bu çocuklara.. Keşke ikballeri parlak bu taze kabiliyetlere imkan verilse de aslında bize tarih diye yutturulan tüm kocakarı hurafelerini bir bir ayıklasalar..!

Yine kilit noktasına dönelim, ironi bir tarafa; YouTube’da entel özentisi arka planlar önünde çekilmiş sonradan görme videolarını izlemeyi su içmek, nefes almak kadar rutinize ettikleri popülarite sevdalısı, şöhret avcısı ‘hoca‘ süprüntülerinden öğrendiklerini göz ardı edersek, bu “video seyir ehli“, “koltuk – kanepe oturumu mudavimleri” çok zorlama bi’ ihtimalle tarih kitaplarından; evlerinde bulunduğunu varsaydığımız kitaplık rafına facebookta kopyala-yapıştır yapmaktan vakit bulup uzanabilmişlerse eğer okumuşlardır.. Bu ihtimal o kadar iğreti, zoraki, o kadar kipsiz, yakışıksız, gevşek monteli duruyor ki zihnimizden düştü düşecek.. Neden mi? Çünkü elimizdeki en eski kaynaklarda, hatta mealcilerin ilk hadis metinleri olduğunu iddia ettikleri kaynaklarda Rasulullah devrinde hadis yazımının özellikle bekar – genç ilim ehli Ashab-ı Suffa arasında yaygın olduğunu gösteriyor. Bu samimiyetsiz; çarkçı, çelişki yumağı sloganik ezber plaklarında ilmin iffeti, fikrin haysiyeti arama gafletine bilinçli olarak tekrar be tekrar düşelim ve sorumuzun boş duvarlarda yankı yapacağını bile bile, sırf altında kara cehaletleriyle ezilsinler, cevap verememe acziyetiyle girdikleri komik panik, telaş içinde ağızlarından tükrükler saça saça hakaretler savurarak yetersizliklerini kamufle etmeye çalışsınlar, bizi biraz daha tekfir etsinler de, doğru yolda olduğumuza olan inancımız perçinleşsin, zavallı müzmin ilmi çaresizlikleriyle debelenmelerini çekirdek çitleyip patlamış mısır yiyerek izleyelim diye soruyorum: Siz hadislerin 200 sene sonra yazıldığı senaryosuna nereden ulaştınız?

Ebu Hureyre’nin Hemmam bin Münebbih’e yazdırdığı Sahifesi, Prof. Muhammed Hamidullah tarafından Şam ve Berlin’de iki nüshası bulunarak neşredilmiştir.

Eğer bu bilgiyi Buhari’nin 200 sene sonra yazıldığından elde ettiyseniz, Buhari’den önce yazılmış ve günümüze ulaşmış sahabe dönemi hadis yazıcılığının somut örneği olan varaklar, sahifeler var elimizde?

Yoksa sizin gözlerinizin frekans ayarı Buhari öncesinde bize ulaşan sahifeleri görmemeye programlandı da arama motorlarınız Buhari’den önceki hadis yazımlarına engel falan mı yedi? Ya da bu 200 sene sonra bilgisini aldığınız iddiasında bulunduğunuz kaynaklar –ki bu iddianıza yalnız o kaynakları okumayan koyun kitleleri inanır– madem bu kadar güvenilirdi, niçin referans gösterdiğiniz bu “güvenilir” kitaplardaki işinize gelen pasajları alıp kalanını çöp kutusuna layık görüyorsunuz? Niye aynı kitabın bir sayfasındaki bilginin ipliğini uydurma diye pazara çıkarıyorsunuz da diğer sayfasındaki bilgiye dört elle sarılıp işte ‘Delilimiz budur‘ diye tellallık yapıyorsunuz?

Güvenilirlik konusunda tereddütleriniz varsa; nasıl oluyor da boğazlarınızı yırtacak kadar cızırtılı, pürüzlü bağırtılarla 200 sene sonra yazıldığı bilgisini annenizin babanızın kim olduğundan emin olduğunuz kadar emin vurgularla savunuyorsunuz? Hani güvenilmezdi bu kaynaklar? Güvenilmez kaynaklardan aldığınız bilgileri nasıl bu kadar hararetle sahipleniyorsunuz? Hangi ölçüte uyarak, hangi mihenge vurarak aynı kitabın istediğiniz yerini cımbızlıyor, istediğiniz yerine “uydurmadır” damgasını vuruyorsunuz?

Sahi, cidden hangi kadim kaynakta “Hadisler ilk 200 yıl boyunca ve sahabe döneminde hiç yazılmamıştır.” bilgisi geçiyor?

Neyin telaşını yaşıyorsunuz ki; hadis yazımını Rasulullah’ın men ettiği giriş bilgisini kırpıp devamında, gelişme bölümünde Rasulullah’ın hadis yazımına izin verdiğiyle alakalı aynı kaynaklarda geçen onlarca rivayeti daksilliyorsunuz? Size bu ıskalamayan (!) redakte yetkisini hangi merci, hangi otorite makamı lutfetti? Kavanozun içindeki; iddialarınıza gülücükler fırlatan parçacıkları alıp, sizin garazkar hezeyanlarınıza somurtkan emojiler yollayan kütleleri ayıklamak nasıl bir çürük mal pazarcısı hokkabazlığı ve kurnazlığıdır? Bu; rivayetlerin size malzeme sağlayan kısımlara dört elle sarılıp, dönen çarkınızı tıkaçlayan kısmını linç etmeniz, çocukların evlerine gelen sevmediği misafirlere hırçınlık yapıp kendilerine lolipoplar veren misafirlerine ise cilveler, nazlar, işveler yapması kadar menfaat fırsatçılığı değil de nedir? Gerçekten ilmi yoksunluğunuzun kurak topraklar kadar verimsiz, meyvesiz oluşu, çocuklarla kıyaslanacak kadar seviye düşüklüğü yaşıyor olmanız en azından yalnız kaldığınızda sizi rahatsız etmiyor mu? Şimdi birazcık olsun obezite sinyalleri vermeye başlayan görmemiş hazır-yiyiciliğinizi karakter gölgenizden kazıyıp olumlu kimlik yozlaşısı yaşayın, video seyretmekten ve kopyala-yapıştır yapmaktan daha esaslı kabiliyetlerinizin olduğunu ispat için hece-hece okuyun; gerçekten hadisler 200 yıl sonra mı yazılmış, yoksa Rasulullah döneminden beri ceylan derilerine, deve kemiklerine, varaklara, nüshalara yazılıyor muymuş?

(Hz. Peygamberin ilk zamanlarda Kur’an ile hadis varakları karışmasın diye hadis yazımını iki ya da üç rivayetle men’ etmesine karşılık, sonrasında yüzlere varan sened ve rivayetlerle hadis yazımını bizzat emrettiğin biliyoruz. Bu kadar fazla rivayet ve kaynaklarının belirtimi ayrı bir yazı hacmini gerektiriyor.)

GÜNÜMÜZE ULAŞAN PEYGAMBER (a.s) DÖNEMİNDE YAZILMIŞ SUHUF, VARAK, NÜSHA CÜZ’LERE ÖRNEKLER

  1. Ebu Hureyre’nin Hemmam bin Münebbih’e yazdırdığı Sahifesi, Mecelletü’l-ilmiyyeti’ l-arabiyye’de Berlin ve Şam nüshaları karşılaştırılarak Şam’da 1953 senesinde yeniden neşredilmiştir, Hemmam bin Münebbih’in Sahifesindeki hadisler Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde ‘aynen’ yer almış durumda. (Prof. Dr. Talat Koçyiğit, Hadis Edebiyatı, Marmara Üniversitesi Yayınları, No:431, s. 14)
  2. Abdullah bin Amr bin As ‘ın Sahifetühü’s-Sadıka’sı
    Bunu Muhammed Seyfeddin Uleyş’ in Kahire 1986 basımında tetkik edebilirsiniz.Bu hadisler Ahmed bin Hanbel’e, Abdullah bin Amr bin As’ın torunu Amr İbnu Şuayb’dan naklen girmiştir, dedesinden kendisine kalan sahifeleri nakletmiştir Amr bin Şuayb.
  3. Annesinin kendisini Rasulullah’ın hizmetine verdiği ve peygamber aleyhisselama çok yakın bir sahabi olan Enes bin Malik, sürekli yanında bulunduğu Rasulullah’tan duyduğu hadisleri varaklara yazmış ve bunları vefat tarihi olan H. 93 senesine  kadar sonraki kuşaklara aktarmıştır, kendisinden hadis yazmaya gelen çok fazla sayıda tabiin bulunuyordu.
  4. Dahhak bin Kays: H. 64’e kadar yaşamış ve elindeki sahifeleri tabiine ulaştırmıştır.
  5. Zeyd bin Erkam: H. 66’ya kadar yaşamış.
  6. Üseyd bin Hudayr, Hicretin 93.senesine kadar yaşamış ve Rasulullah’tan duyduklarını yazdığı varakları neredeyse H. 2.asra taşımıştır.
  7. Ebu Ümame el-Bahili H. 81.yıla kadar yaşamış ve sahifeleri miras bırakmıştır.
  8. Dahhak bin Süfyan el-Kelbi Hicretten sonraki 64.yıla kadar yaşamış ve yazılı hadis rivayet etmiştir.
  9. Saib bin Yezid, H. 92.yıla kadar yaşamış ve yazılı hadis varaklarını o dönemde hadis yazıcılığı yapan muhaddislere ulaştırmıştır.
  10. Ebubekir es-Sakafi H. 51.yıla kadar yaşamış ve evlenmeye dahi fırsat bulamayıp Rasulullah’ın hadislerini yazma, rivayet etme gayretindeki tabiin nesline ulaştırmıştır.
  11. Sehl bin Sa’d es-Saıdi Hicretten sonra tam 91 sene daha yaşamış ve 1.yüzyılın 2.yüzyıla döndüğü zaman dilimindeki hadis yazıcılarına elindeki sahifeleri nakletmiştir.
  12. Şeddad bin Evs b. Sabit el-Ensari H. 58’de vefat etmiş ve elindeki, Rasulullah’ın sözlerini yazdığı tomarları sonraki kuşağa teslim etmiştir.
  13. Ebu Eyyub el-Ensari H. 52’de İstanbul önlerinde vefat edene kadar kendisinde emanet bulunan sahifeleri sonraki nesle iletmiştir.
  14. Übeyy bin Ka’b H. 40 yılında vefat etmiştir, yazdığı hadisler sonraki neslin yazdığı hadis varaklarının arasına girmiştir.
  15. Rasulullah’ın baldızı Esma binti Ümeys Rasulullah’la ve kardeşi Aişe (r.a) ile en çok görüşen talihlilerden biriydi şüphesiz ve duyduğu çok sayıdaki hadisi yazdığı suhufu vefat tarihi olan H. 93 yılına kadar tabiine ulaştırmıştır, ki oğlu Urve bin Zübeyr İslam tarihi kaynaklarının en kuvvetlilerinden İbn-i İshak, İbn-i Hişam.. gibi siyer yazıcılarının başvurduğu en esaslı dayanağıdır.
  16. Hz. Peygamber’in azad ettiği ancak yanından ayrılmak istemeyen Ebu Rafi, yanında bulunduğu sürece Rasulullah’tan duyduklarını vefat ettiği H. 40 yılına kadar muhafaza etmiştir.
  17. Cerir bin Abdullah el-Beceli H. 54.yıla kadar yaşamış ve kendisinden bulunan yazılı hadis varaklarını sonraki hadis yazıcılarına aktarmıştır.
  18. Bera bin Azib H. sonraki 72.yıla kadar yaşamış ve yazdığı hadisleri 72.senedekilere nakletmiştir.
  19. Rafi’ bin Hadic H. 74.seneye kadar yaşamış olan, sahabenin okur-yazar kadrosundan idi ve yazdıklarını selametle H. 74.seneye kadar ulaştırdı.
  20. Şümğün el-Ezdi el-Ensari H. 64.seneye kadar yazdığı hadisleri ulaştırmıştır.
  21. Dahhak bin Süfyan el-Kilabi de okuması yazması olan sahabelerdendi ve yazdığı hadisleri H. 64’e kadar ulaştırdı.
  22. Abdullah bin Ebi Evfa H. 86’ya kadar yaşamış ve hadis Rasulullah’tan duyduklarını yazmıştır.
  23. Ebu Musa el-Eşari çokça hadis yazarak H. 42’deki vefatına kadar bunları hadis yazan tabiin nesline eriştirmiştir.
  24. Amr bin Hazm bin Zeyd el-Hazreci H. 53’e kadar yaşamış ve yazdığı hadisleri muhafaza etmiştir.
  25. Beni Salim bin Avf’tan, Kuba’nın eşrafından ve Hz. Peygamberin kardeşlik eşleştirmesinde Hz. Ömer’le kardeş olan Itban bin Malik de hadis yazan okur-yazar kesimdendi.
  26. H. 43 senesinde vefat eden Muhammed bin Mesleme de Ensar’dan Rasulullah ile çokça vakit geçiren sahabelerdendi, duyduklarını da yazmıştır. H. 43’e kadar bunları muhafaza etmiştir.
  27. Beşir bin Sad’ın oğlu Numan bin Beşir Hicretten sonra doğan ve Rasulullah’ın tahnik yaptığı çocuklardan biridir, kendisinden çok az hadis işitmiştir, fakat duyduğu bir kaç hadisi de yazmıştır, kendisinin H. 64’teki vefatına kadar duyduğu bu az miktarda hadis metinlerini aktardığını biliyoruz.
  28. Semüre bin Cündeb’in Oğullarına“diye başlayan hadis yazılı varakları oğullarına emanet eden ve vefat ettiği H. 60 yılına kadar onları titizlikle saklayan bir hadis yazıcısı sahabe de Semüre bin Cündeb‘tir.
  29. Sübeyya el-Eslemiyye de hadis yazmış olan hanım sahabelerdendir.
  30. Vasile bin Eska H. 83 veya 85 yıllarına kadar yaşamış, Ashab-ı Suffa’dan olan ve Rasulullah’ın yanında üç sene hizmet etmiş , 3 sene boyunca onun kaldığı mescidin avlusundaki Suffa’da kalan, Rasulullah’tan duyduklarını yazan bir sahabidir. Yazdıklarını sonraki kuşaklara emanet etmiştir.

Hadis yazan sahabelerin isimleri bu yazı hacmini aşacak kadar fazladır, çok bilinen sahabilerden hadis yazan Cabir bin Abdullah, Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Mes’ud, Hasan bin Ali, Muaz bin Cebel, Hz. Aişe, Hz. Ali, Hz. Ebubekir, Selman-ı Farısi, Sa’d bin Ubade.. gibi isimleri yazmadım zaten yukarıda, Hz. Ömer’den rivayet edilen 537 hadisi resmi devlet mektupları şeklinde kaydettiğini… Hz. Ebubekir’in bizzat Hz. Peygamber’in yazdırdığı “Sadakat” nüshasını Enes bin Malik’e verdiğini, ondan oğlu Abdullah’a, ondan da torunu Sümame’ye intikal ettiğini (Buhari Zekat II,  Bağdadi, Takyid;87)… Hz. Ali’nin elindeki “Sadakat, Diyet” konulu hadislerin yazılı olduğu varakların, Esbab-ı Nüzul ve Hz. Peygamber’in ayetleri tefsirine müteallik sözlerini yazdığı nüshaların Harisu’l-A’ver kanalıyla Şa’bi’ye aktarıldığını…Amr bin Hazm bin Zeyd el-Hazreci’nin bizzat Hz. Peygamber’in yazdırdığı “Feraiz, Diyet, Sünen” hükümleriyle dolu varakları, kendi ailesi vasıtasıyla vefatından sonra kaynaklara geçtiğini(Nabia Abbott,Studies in Arabic Literary Papyri, Chicago, II;11.)…

Abdullah bin Mesud’un bizzat yazdığı kitapçığı oğlu Abdurrahman’a emanet ettiğini, Abdurrahman’ın da Ma’an‘a bu kitabı göstererek “Yemin ederim ki, bu babamın eliyle yazdığı kitaptır.” dediğini (İbnu Abdilberr, Cami’, I. 86.)…En çok hadis yazan sahabelerden Abdullah bin Amr bin As’ın Hz. Peygambere “Senden işittiğimiz her şeyi yazalım mı?” diye izin istediğini ve Rasulullah’ın “Evet” cevabını verdiğini (Bağdadi, Takyid, 74-82)…Peygamber aleyhisselamın amcasının oğlu Abdullah bin Abbas’ın hadislerle ilgili yazdıklarının en önemlisinin Hz. Peygamber’den gelen rivayetleri topladığı meşhur ‘Tefsir’inin “Sahife” adıyla bilindiğini (Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, 103)…

Daha çocukken Rasulullah’ın yanında kalmaya başlayan Enes bin Malik’in “İlmini yazmayan kimsenin ilmine ilim denmez” diyerek talebelerine hadis yazımını telkin edip kendisinin de çok fazla varağa hadisleri topladığını (Bağdadi, Takyid, 96)…

Ebu Eyyub el-Ensari’nin 112 hadislik nüshası (Mustafa El Azamî: Dirasât fî el-Hadis en-Nebevî)…

Cabir bin Abdullah‘ın hem kendisinin yazdığı hem de çevresindekilere yazmayı telkin ettiği hadis nüshalarını (İbn-i Abdilberr, Cami’, I. 86)… biliyoruz. Bununla birlikte;

hayatı boyunca Rasulullah’ın sohbetlerini kaçırmamak için sarfettiği çaba bilinen Sa’d bin Ubade’nin, duyduğu hadisleri yazdığı nüshaları ölümünden sonra oğulları tarafından hadis yazıcılarına aktarılmıştır. (Prof. Dr. Talat Koçyiğit, Hadis Tarihi, 66)

Urve bin Zubeyr ve Ebu Kalabe, Urve bin Zubeyr’in teyzesi, Rasulullah’ın hanımı Hz. Aişe’den duydukları hadisleri yazmışlardır. , Urve bin Zubeyr Hicretin 94.yılına kadar yaşamı, siyer ve hadise dair sonraki kuşakların canlı bilgi kaynağı olmuştur. Bu nüshalardan “Müsnedü Aişe” yi Abdülgafur Abdülhak Hüseyin el-Belluşi Kuveyt’te 1985’te incelemiş, tekrar neşretmiştir. Urve bin Zubeyr’in yazdığı nüshalardan aktarılan 315 hadise dair 2000 rivayet Tübingen Üniversitesi’nde Joachim von Stülpnagel tarafından tez konusu olarak incelenmiştir.

Abdullah bin Amr bin As’ın hadisleri yazdığını eleştiren bazı Kureyşli sahabiler onu bundan vazgeçirmeye çalıştıklarında, Abdullah bin Amr bin As durumu Rasulullah’a açmış ve Rasulullah da yazmasını emir buyurmuştu. (Bağdadi, Takyid,72) Mekke’nin fethi günü Rasulullah kendi hutbesini Yemenli Ebu Şah için yazdırmıştı. (Bağdadi, Takyid 74-82)

Muğire bin Şube duyduğu hadisleri katibi Verrad’a yazdırmıştır (Zuheyr bin Harb, 93.)

5374 senedi olan 1236 hadis rivayet eden Ebu Hureyre’den Hadis Alanlar:

Beşir bin Nehtk

(İbni Ebi Hayseme, elAim, İla; el-İlel, 1/43; İbni Sa’d, 7/1: 162; Takyidu’I-İlm, 101)

Said el Makburi

(Tehzibu’t-Tehzib, 9/342; el-İlel, 161a ; es-Sikât, 599)

Mervan bin Hakem’in katibi Ebu Zuayzaa

(Tehzibu’t-Tehzib, 9/342; el-İlel, 161a ; es-Sikât, 599)

Hemmam bin Münebbih

Ebu Salih es-Semman

Abdullah bin Hürmüz

Abdullah bin Mevhib el-Kureşi

Ukbe bin Ebi’l-Hasna

Muhammed bin Sirin

(Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları.

Dr. Mustafa el-A’zamî, Dirâsetü’n ani’l-Hadisi’n-Nebevi Mektebetu’l-İslami, 1400/1980)

1540 Senedli Rivayetin Yazıldığı Cabir bin Abdullah Varaklarından Hadis Yazanlar :

Cabir bin Abdullah’ın hadis nüshalarından rivayetleri yazılı olarak alanlar:

Süleyman bin Kays el-Yeşkuri

(Zehebi, III, 190-191)

Abdullah bin Akil

Ata b. Ebi Rebah

Ebu Cafer Muhammed b. Ali

Ebu’z-Zubeyr

(Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 108.s. 184)

2286 senedli rivayeti olan Enes bin Malik’in Varaklarından Yazılı Hadis Alanlar :

Enes bin Sirin

Sumame b Ubeydullah b. Enes

Humeyd et-Tavil (Mahmut Kırkpınar, 1987,MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezinde bu sahife tekrar neşredilmiştir.)

Kesir bin Süleym er-Ravi

Eban b. Ebi Ayyaş

Enes bin Malik’in hizmetindeki Haraş bin Abdullah

Abdullah bin Abbas’ın Cüz’lerinden Yazılı Hadis Alanlar :

İbni Ebi Muleyke

Said bin Cübeyr

Necdet el-Haruri

(Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 108.Dr. Mustafa el-A’zamî, Dirâsötun ani’l-Hadisi’n-Nebevi, Mektebetu’l-İslami 1400/1980,

Hatib el-Bağdadi, Takyidu’l-İlm, Prof. Dr. Muhammed Mustafa el-Azami, Hadis Metodolojisi ve Edebiyatı, Usul Yayınları, s. 44-45)

Hüseyin Asudegi