Çin zodyakında görülen 4. burç bir ‘Tavşan’dır.  Beden olarak küçük bu sevimli hayvan, bize yol gösterecek olan bilge bir Aziz’e bile dönüşebilir. Havuçlara bayılan bu küçük gizemli yaratıklar, tarih boyunca çeşitli mitlere konu olmuştur. Lakin, bu gizemli hayvanı ön plana çıkaran özelliği ön dişlerinin keskin ve büyük olması ya da sürekli havuçla beslenmesi değildir. Tavşanlar, hemen hemen tüm kültürlerde bilgeliğin sembolüdür ve ormanlar krallığında da hep sözü dinlenen akil bir semboldür. Yine Zodyak üzerinden gidersek, Tavşan karakteri, Çinlilere göre utangaçlığın, anksiyetenin, bolluk ve bereketin, gelişi güzel hareket etmenin ve pratik zekanın karşılığıdır. Pagan geleneğinde ise bir tavşan totemi ile özdeşleştirilen doğurganlık Tanrıçası Oestre mitine dayanarak, Hristiyan inanışa sahip insanlar Easter’ı yani Paskalya Bayramını kutlamaktadır.

Tavşan sembolü, halk kültürlerinde önemli bir yer tutar. Mısır Hiyerogliflerinde tavşan varoluşu sembolize ederken, eski Yunan mitlerinde Tanrıça büyücü Hecate ile özdeşleştirilir. Bunun nedeni, Tanrıça Hecate’nin bereket ve doğurganlık getirmesidir. Yine tavşan ile Hecate’nın diğer bir ortak noktası da, ikisinin de kendisini takip eden insanları hem doğru yola hem de kötü yola/deliğe sürüklemesidir. Benzer şekilde Yahudi ve Hint kültüründe tavşan önemli bir yere sahiptir. Birçok falcı, Astrolog ve rüya tabircisi tavşan görmenin o kişiye şans ve para getireceğine inanır.

1865 yılında İngiliz yazar Lewis Carroll tarafından yazılmış olan Alice’s Adventures in Wonderland/Alis Harikalar Diyarında isimli kitabında yazar, beyaz bir tavşan karakterini ön plana çıkarır. Beyaz tavşan, elinden düşürmediği saati, hiperaktif tavırları, bilgeliği ve aynı zamanda küstahlıyla okuyucuların ilgisini çekmiştir. Hikaye’ye göre, Alis, meraklı bir kızdır. Babası hayatta iken, bir gün Alis ona garip bir rüya gördüğünü söyler. Rüyasında derin bir boşluğa düştüğünü anlatır. Babası, diğer babalardan farklı olarak ona şunu der; ‘’Her gün kahvaltı yapmadan önce altı imkansız şeyi hayal et’’. Hikayede bilindiği gibi, evlilik serenomisinde ortaya çıkan beyaz bir tavşan sürekli tedirgin bir şekilde ‘’geç kaldım, geç kaldım’’ (I’m late, I’m late!) demektedir. Alis merakına yenik düşerek, düğünü aniden terk eder ve beyaz tavşanı takip eder. Derin bir boşluğa düşer. Hikayede beyaz tavşanın takip edilmesi hadisesi, ta o zamandan günümüze mitlere, edebiyata, filmlere, müziklere vb. konu olmuştur.

Eski Çin Zen öğretilerinde beyaz öküzün (Satori’ye) erişmek için takip ettiği de yine bir tavşandır. Beyaz tavşanı takip etmek; ruhsal uyanışın kapılarını açmak, büyük resmi görmek, gerçek olan ile yüzleşmek, kendimizi keşfetmektir. Gerçekte yaşadığımızı sanıyorsak yanılıyoruz. Tıpkı Alis’in yanıldığı gibi. Eğer yaşadığımız Dünya gerçek değilse o halde gerçek yer/vadedilen yer/Cennet tam olarak nerede ve oraya nasıl ulaşırız? Alis gibi bilim insanları, gerçeği bulmanın hayalini kurdular. Kimisi hatta çoğu bu hayalini gerçekleştiremeden öldü. Savundukları tek şey, saf bir şekilde, yaşadığımızın evrenin bir kurgu ya da simulasyon olduğu, bizim de bu oyunun içindeki karakterler olduğumuzdu. Yaratıcı tarafından insanoğluna verilen bu uçsuz bucaksız akıl nimeti sayesinde pekala insanlar ‘’gerçeği’’ bulabilir. Halen bu ihtimal dahilinde. Hz. İsa’nın havarilerine söylediği ‘’Kelimelerime itaat ederseniz, benim gerçek havarilerim olursunuz. Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak’’ (John 8:31-32) gerçek kavramı dile getirilmiş ve apaçık şekilde gerçek, Tanrı ile özdeşleştirilmiştir. Doğal olarak Tanrı, ona ibadet eder ve onun yolundan ayrılmazsak, bizi gerçeğe ulaştıracak yegane kaynaktır. Tüm bu kara delikleri, Alis’in düştüğü tavşan deliğini, yeryüzündeki tanımlanamayan koca kanyon ve delikleri bizi düşündüren, idrak ettiren de yaratıcıdır. Tüm bu delikler de aslında bizim gerçeği keşfetme yolunda topladığımız ipuçlarıdır.

1999 yapımı Matrix filmindeki şu sahne bize yine bilge tavşanı hatırlatır: Bilgisayar başında uyuyakalmış Neo, bir an uyanır ve ekrana bakar. Ekran’da ‘’uyan Neo ve beyaz tavşanı takip et’’ yazılıdır ve bu sürekli tekrar eder. O sırada kapı çalınır ve Neo’nun arkadaşları gelmişlerdir. Erkek olanı onu partiye davet eder. Neo, önce bu teklifi reddeder. Ardından arkadaşının yanındaki kızın kolunda beyaz tavşan dövmesi görür ve hemen parti teklifini kabul eder. Film, Neo’nun gerçeği simulatif evrenden ayırma mücadelesini konu alır. Fakat, yukarıda belirtildiği gibi beyaz bir tavşanı takip etmek, sizi her zaman pozitif yollara çıkarmaz. Bazen bu delikler ve çukurlar çetrefillidir de. Hollywood yapımı bu ve benzeri filmlerde ve eğlence (Entertainment) sektöründe tavşanın doğurganlık ve şehvet yönü kullanılmıştır. Amerikan İngilizcesinde Bunny, seksüel olarak çekici genç kadın anlamına gelir. ABD kökenli 1953 yılında kurulmuş erkek dergisi Playboy’un simgesi de papyon giymiş bir tavşandır. Dolayısıyla tavşan hem bilge bir yaratık hem de sizi yoldan çıkarabilecek kurnaz bir şeytan olabilir.

Doğru tavşanı seçmeye dikkat edin derim. Çünkü doğru tavşan hiç kuşku yok ki, sizi gerçeğe götürecek iyi bir yol arkadaşıdır.

Furkan ARISOY