Obsesyon (takıntı), kişi istememesine rağmen aklına gelen, onu rahatsız eden fakat aklından çıkaramadığı düşüncelerdir. Kompülsiyon ise kişinin obsesyonlarını engellemek amacıyla mantıksız olduğunu bilmesine rağmen sergilediği davranışlardır. Örneğin; kişinin kapıyı kilitleyip kilitlemediği ya da ütünün fişini çekip çekmediği konusunda şüphelenmesi obsesyon; sürekli defalarca kapının kilidini ütünün fişini kontrol etmesi ise kompülsiyondur.

>> OKKB Belirtileri
>> OKKB Nasıl Tedavi Edilir?

Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun önde gelen özellikleri mükemmelcilik aşırı düzenlilik esnek olmayan tutumlardır. Öncelikle DSM 5’teki tanı ölçütlerinden bahsetmek istiyorum. Aşağıdakilerden dördünün ya da daha fazlasının olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, esneklik, açıklık ve verimlilik uğruna düzenlilik mükemmelcilik, zihinsel ve kişiler arasında kontrol koyma üzerine aşırı kafa yormanın olduğu sürekli örüntüdür (DSM-5-TR).

  • Yapılan etkinliğin asıl amacının unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durur.
  • İşin bitirilmesini zorlaştıran bir mükemmelcilik gösterir.
  • Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz şeyleri elden çıkartamaz.
  • Para harcama konusunda hem kendisine, hem de başkalarına karşı cimri davranır.
  • Oldukça katı ve inatçıdır.
  • Başkaları, tam olarak kendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe görev dağılımı yapmak ya da başkalarıyla birlikte çalışmak istemez.

OKKB Belirtileri

Genel olarak bu kişilerin özellikleri şu şekildedir:

Bu kişiler için kurallar, düzen, temizlik hayatlarında önemli yer kaplar. Mükemmelci bir tutum içindedirler. Kendilerini ve içinde bulundukları koşulları kendi denetimleri altında tutmak isterler. Bir nevi ipleri kendi ellerinde tutmak isterler diyebiliriz. Otoriter bir tutum sergilerler. Nesneleri biriktirirler ve elden çıkartamazlar. Örneğin; koleksiyoncular, çöp ev hastalığı vb. obsesif düşünceleri olan kişilerde eşyaları atmanın başına kötü bir olayı getireceği düşüncesi veya eşyalarını attığı kişiyi ve o kişiyle ilgili hatıraları unutacağı düşüncesi (Örneğin; eşini kaybeden bir adam, 10 yıl geçmesine rağmen kaybettiği eşinin hiçbir eşyasını atmamıştır, atarsa hatıralarını yok edeceğini, eşini unutacağını düşünür) de bu hastalığa neden olabilmektedir.

Tabii ki bu sorunun kaynağını tek bir nedene bağlamamız doğru olmaz. Aynı zamanda cimridirler. Psikanalitik ekolün kurucusu olan Freud’a göre bu bozukluğun altında yatan neden; bireye anal dönemde tuvalet eğitiminin katı, aşırı denetlenme ve zorlanma sonucu verilmesidir. Çok sıkı, sert tuvalet eğitimi verilen kişi çok tutucudur, aşırı düzenlidir. Burada tuvalet eğitimiyle ilgili parantez açmak istiyorum. Çocuk tuvalet eğitimine zorlanmamalıdır. Israr etme, yaşıtlarıyla karşılaştırma, yapamadığında cezalandırma, beceriksizlikle suçlama gibi davranışlardan kaçınmamız lazım. Bu tepkilere maruz kalan çocukta suçluluk duygusu, özgüven eksikliği vb. görülür. Ayrıca yetişkinlik dönemini de olumsuz etkiler. Tam tersi aşırı rahat, kuralsız tuvalet eğitimi sonucunda birey savurgan, rastgele harcamalar yapan biri de olabilir. Bunun ölçüsünü iyi tutturmamız lazım.

OKB bozukluğuna devam edelim… Obsesif-kompulsifler, bilinçdışı dürtüleriyle, açığa vuran davranışları arasındaki çelişkiyi görmezden gelmek için çok uğraşırlar. Bunu kendilerini incelemekten kaçınarak yaparlar. Bu yüzden kendi duygu ve dürtüleriyle ilgili içgörüden yoksundurlar. Kendilerini vicdanlı, dürüst, sadık, vefalı, sorumluluk duygusu taşıyan kişiler olarak görürler. Bu kişiler kurumsal otoriteyi isteyerek kabul ederler. Aynı zamanda bu otoritelerin isteklerinin ve beklentilerinin daima doğru olduğunu düşünürler. Bu kişiler getirilen kısıtlamalarla özdeşim kurarlar.

Kendi dürtülerini denetim altında tutmak üzere bunları içselleştirirler. Bu kısıtlamaları aynı zamanda başkalarının davranışlarını düzenlemek için de kullanırlar. Obsesif-kompulsifler “düşünmeksizin ve dürtüsel” davranan kişileri aşağı görürler. Duygusal davranışı sorumsuzluk olarak nitelendirirler. Onlara göre insanlar birtakım nesnel standartlara göre değerlendirilmelidir. Başkalarına gösterilen tepkiler geleneklere, değerlere uygun olmalıdır. Kişisel yargılardan yola çıkılmamalıdır. Ancak bu kişilerin her zaman görmezden geldikleri gerçek, kendilerinin bilinçdışı olarak nefret ettikleri kurallara başkalarının uyup uymadığına göre onları değerlendiriyor olmalarıdır (Köroğlu, Bayraktar. 2007, s.135).

Obsesif-kompulsif kişilerle ilgili başka önemli konu da bu kişilerin mülkiyet ve sahiplikle ilgili tutumlarıdır. ‘Benim olan benimdir, senin olan senindir; sen benim sahip olduklarıma karışmadığın sürece ben de senin sahip olduklarına karışmam’ tutumu içindedirler. Genelde çocukluk dönemlerinde birçok istekleri karşılanmamış olduğu için o sırada sahip olduklarına sıkı sıkı bağlanırlar. Genelde de cimri ve verici olmayan kişilerdir.

Obsesif-kompulsif bozukluğunun birtakım yerleşik düşünceleri vardır. Bunlar:

  • Ben hem kendimden hem de başkalarından sorumluyum.
  • Her şeyin en iyisini yapmak önemlidir.
  • Yapılan hatalar bağışlanamaz.
  • Ayrıntılar önemlidir.
  • Benim yapış tarzım genellikle en iyisidir.
  • İşin doğru yapılabilmesi için bir düzene, kurallara gerek duyarım.
  • En üste ulaşamazsam bunu başarısızlık olarak kabul ederim.
  • Duygularımı denetimim altında tutmalıyım.

OKKB Nasıl Tedavi Edilir?

Uzmanlar tarafından bilişsel davranışçı terapi uygulanır. Bilişsel terapiyle büyük başarılar sağlanmıştır. Bu terapide öncelikle danışana bu bozuklukla ilgili bilgiler verilir. Kısa ve uzun süreli hedefler belirlenir. İlaç tedavisi de uygulanır.

Buraya obsesif-kompulsif bozuklukla ilgili testin linkini bırakıyorum. İnceleyebilirsiniz. http://www.martiterapi.com/obsesyon-okb-test.htm

Senanur ERYILMAZ


Kaynakça

https://www.psikonet.com/obsesif-kompulsif-bozukluk-ve-tedavisi_nedir-239.html

http://www.psikodestek.com/biriktirme-hastaligi.html