Psikoloji alanında ismini çokça duyduğumuz Sigmund Freud 6 Mayıs 1856’ da Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nda doğdu. Yahudi bir aileden gelen Freud 4 yaşından itibaren ailesiyle Viyana’da yaşamaya başladı. Derslerinde başarılı olan Freud, Viyana Üniversitesi’ne girerek tıp fakültesi okudu ve nöroloji alanında uzmanlaşmaya başladı. Daha sonra psikiyatri alanına ilgi duyarak çalışmalarını bu alanda sürdürdü. Psikoloji ve psikiyatr alanında tanınan bir isim olmaya başladı.

Psikolojiyle yakından ya da uzaktan bağlantısı olan herkes Freud hakkında mutlaka bir şeyler duymuştur. Genellikle birçok kişi tarafından bilinen özelliği cinselliğe yüklediği anlamlardır. Birçok şeyi cinsellikle açıklaması insanların epey dikkatini çekmektedir. Ama gerçekten de Freud her şeyi cinsellikle mi açıklar? Buna yazının ilerleyen kısımlarında yeniden değineceğiz. Avusturyalı bir nörolog olan Freud psikanalizin kurucusu olarak bilinir.

Peki Psikanaliz Nedir?

Psikanaliz bir psikoterapi tekniğidir. Freud bu tekniği daha çok histerik ve nevrotik vakalar üzerinde çalışmıştır. Aslında çoğumuzun da yüzeysel olarak bildiği; danışanın koltuğa uzanıp kendisiyle ilgili birçok şeyi psikoloğa anlatması ve bu esnada serbest çağrışım, hipnoz gibi tekniklerin kullanılmasını içeren bir psikoterapi tekniğidir. Psikanaliz danışanın bilinç dışı unsurları üzerine odaklanır. Zihinsel süreçler ile bilinçdışında olan unsurların etkileşimini inceler. Bu geleneksel psikanaliz şeklidir. Ama modern dönemde psikanaliz eğitimi veren birçok kurum geleneksel psikanalizi daha modern bir boyuta taşıyarak eğitim vermektedir.

Freud psikoloji alanında birçok kitap ve makale yazarak bu alana yeni kavramlar ve teknikler kazandırmıştır. Özellikle hipnoz, serbest çağrışım, katarsis ve Freudyen sürçmeler (dil sürçmeler) gibi kavramlar Freud’la birlikte psikoloji alanına girmiştir. Hipnozla histeri ve nevroz vakalarını tedavi ederek hipnoz tekniğinin gelişmesine katkı sağlamıştır.

Freud insan psikolojisinde 0-6 yaş arasında ki sürece dikkat çekerek bu yaş aralığının bireyin tüm yaşamını etkilediğini vurgulamıştır. 0-6 yaş aralığındaki evreleri psikoseksüel gelişim evreleri ile açıklamaktadır. Kişiliğin temellerinin bu yaş aralığında olduğunu vurgulayan Freud psikoseksüel gelişim kuramında gelişimi etkileyen en önemli dürtünün cinsellik olduğunu belirtmiştir.

Psikoseksüel evreler 5 evreden oluşur; oral,anal, fallik, latent (gizil) ve genital evreler. Bu evreleri cinsel dürtü üzerinden açıklayan Freud çocuğun kişilik oluşumunu da bu beş evreyle açıklar. Bu yüzden psikoloji camiasında çok fazla eleştiri konusu olmuştur. Birçok bilim insanı bu konuyla ilgili yeni kuramlar ortaya koyarak kişilik gelişiminin salt cinsellikle açıklanmasının yanlış olduğunu, bireyin kişilik gelişimine çevrenin ve genetik faktörlerinde çok fazla etkisinin olabileceğini belirtmişlerdir.

Freud yaşadığı müddetçe birçok öğrenci yetiştirerek alana olan olan katkısını sürdürmeye devam etmiştir. Alfred Adler ve Carl Gustav Jung  gibi psikoloji alanında söz sahibi kişiler Freudla birlikte çalışarak onun birikiminden faydalanmıştır.

Martha Bernays ile evli olan Freud altı çocuğa sahiptir. Çocuklarından Anna Freud psikoloji alanında babasını takip ederek alana birçok katkı sağlamıştır. Freud yahudi kimliğinden dolayı nazilerin baskısından kaçarak İngiltere’ye yerleşmiştir. Ve burada hayatının son yıllarını yaşayarak 23 Eylül 1939’da ölmüştür.

Şeyma YILMAZ