Coğrafyayı çoğu insan sever çünkü hayatımızın içindedir, doğduğumuz köyden yaşadığımız şehirlere kadar soluduğumuz hava bile coğrafya ile birebir alakalıdır. Her sabah uyandığımızda parlayan güneş, canlıların yaşamına kaynak olan suyumuz, dünyanın dönmesi gecemiz gündüzümüz hiç farkında olmadan coğrafyayı yaşıyoruz aslında. Coğrafya sadece dağlar taşlar ovalar değil akarsular denizler değil yürüdüğünüz yol, sabah yediğiniz ekmek, Pazar kahvaltınızda ki sucuklu yumurtanızın masanıza gelmesi de birçok coğrafi etmeni içinde barındırır. Bu süreç iç içe geçmiştir, buğdayın yetişmesi hayvanların üremesi doğası hepsi bizim için coğrafya için birer değerdir.

Kitaplarda evrenin ya da olayların bir bölümünü konu alarak seçen uygulanabilirlik, doğruluk ve kesinlik gibi nitelikleri olan yöntemli ve sistemli bilgiler topluluğu, bilim ya da ilim diye tanımlanır. Coğrafya ilmi de bu tür yöntemli ve sistemli bilimlerden biri olup, köklü geçmişi bulunan bilimler arasında yerini almıştır diyerek kitapların sayfalarına işlenmiştir.

Nedir bu “Coğrafya”

Biraz düşünebilsek dağ taş ova akarsu göllerden ziyade bitiler de yeryüzü şekillerinde insanların köylerinde yaşantısında, coğrafyanın sanayi ve üretimde ticarette ne kadar önemli olduğunu aslında okullarda daha çok öğretilmesi gereken bir ders olduğunu anlayabilir. Coğrafya bir ilmin genel adıdır. İki farklı terimin birleşmesi ile oluşmuştur. Bunlar Grekçe (Eski Yunanca) kökeninde ve graphê kavramları yani gê(je ve jeo) yer (yeryüzü, Dünya, yerküre) ile graphê (graphein) ise tasvir (yazı ve şekille anlatmak) anlamına gelir. Bu kavramların birleşmesi ile adına özgün (orjinal) yazılışı, gêgraphê (gêographia) terimi ortaya çıkmıştır. Hemen hemen her dilde bu ilmin adı az çok bir birine benzer biçimde yazılır. Birkaç örnek verecek olursak.

Eski Yunanca, Grekçece’de > Gegraphe

İngilizce’de > Geography

Almanca ve Fransızca’da > Geographie

Latince’de > Geographica

Türkçemize ise Coğrafya olarak yer almıştır.

İmla da benzerlikleri gördüğümüz kadarıyla, Grekçe ve Yunancadan Dünya dillerine girdiğinin açıkça kanıtıdır. Coğrafya (Geography) teriminin çok eski çağlarda ilk kez MÖ 3. Yüzyıl başlarında gegraphe yada geographia biçiminde kullanılmıştır.

Eski Mısır’ın İskenderiye kentinde yaşamış olan Eratosthenes (MÖ. 275-195) tarafından kullanıldığı kabul edilir. Aynı zamanda matematik ilmi ile de uğraşan bir düşünür (filozof) olan. İskenderiye Coğrafya Ekolünün kurucusu olan Eratosthenes’dir. Bir çok eserinin içinde en önemlisi Gegraphe adını taşıyan eseridir.

Fiziki Coğrafyanın kurucusu: Alexander von Humboldt’tur.

Beşeri Coğrafyanın kurucu ismi ise Carl Ritter’dir.

Salih ÖZIŞIK