Bazı insanlara hayvanların idam edilmesi tuhaf gelir. Ancak günümüzde de geçmiş zamanda insanların idam edilmeleri tuhaf karşılanmaktadır. Dönemin insanları, günümüzün anlayamayacağı biçimde farklı gelenek ve göreneklere, yaşantı ve adetlere sahiptiler.

Ortaçağ Avrupa Ülkelerinde o dönemler hayvan idamları meşhurdu. Hayvanlar işledikleri suçlardan ötürü mahkemelere çıkarılıyor, yargılanıp akabinde de idama mahkûm edilebiliyordu. Bir varlığın yargılanabilmesi için onunla iletişim kurulabilmesi ve eşit şartlarda olması gerekir. Bu ilke önemsenmez halde eski çağlarda Avrupa’da hayata geçirilmiştir. Öyle ki, memeli canlılar bir yana, tırtıllar dahi yargılanmış ve idam edilmiştir.

En fazla yargılanıp, idama mahkûm edilen ve insan gibi idam edilen hayvanların başında domuz gelmekteydi. At, köpek, inak, boğa, koyun, keçi ve eşek gibi hayvanlar da sonrasında domuz kadar sıkça idam edilenler arasındaydı. Tavuk ve ördek gibi kümes hayvanları, köstebek ve fareler, çekirge, salyangoz ve solucanlar, tırtıl ve sinekler idam edilmekteydi. Hatta pire ve bit gibi böceklerin yanı sıra yılan balığı, yunus balığı gibi su altı canlıları da yargılanmış ve idam edilmiştir. Oldukça da döneminde olağan karşılanmakta ve yaygın biçimde uygulanmaktaydı.

Fransa ve İsviçre başı çeken Avrupa ülkeleriydi. İlk örnekleri 1266 yılında Fransa’da bir domuzun yargılanması ve ardından idam edilmesiyle başlamıştır. Yargı mekanizması ve mekânı Kilise veya Mahkeme olup, genelde papazlar tarafından yapılmıştır. Şahitler kesinlikle dinlenmekte, avukatlar tutularak suçlanan hayvanın savunulması yapılmaktaydı. Suçlu bulunması durumunda ise idam ediliyordu.

Günümüzde akli ve irade özgürlüğü, düşünce ve felsefi mantıkları hayvanlarda olmadığı düşüncesi, o dönemlerde yoktu. Felsefi ve dini sebepler ışığında hayvanlar tıpkı insanlar gibi görülmekte, düşünebilen ve bilinçli eğilim gösterebilen bir canlı olarak görülmekteydi. Dolayısıyla da doğru yaptıklarında mükâfatlandırıldığı gibi, suç işlediğinde de cezalandırılıyor ve hatta yargılanarak idam ediliyordu.

Bir kaynakta geçen rivayete göre domuzun yüzüne insan maskesinin geçirildiği, ceket giydirildiği ve suçunun kendisine okunmasından sonra da idam edildiğidir.

İsviçre’de Yakılan Horoz

1474 yılında İsviçre halkı, yumurtlayan bir horoz gördü. O dönemde bunu görenler ve duyulanlar hemen mahkemeye taşınıyor. Dönemin mahkemesi de horozu şeytan diye nitelendirerek, hemen yakılmasına karar veriyor.

Asılan Fil

13 Eyül 1916’da Amerika’nın Tennesse eyaletinde sirkte gösteri yapmakta olan Mary adlı fil, bakıcısının kızdırması üzerine bakıcısına saldırarak onu öldürmüştür. Cinayet suçundan yargılanan Fil Mary, mahkeme tarafından suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir.

Fransız Devrimcisi Papağan

1789’da Fransa’da mutlak Mutlak Monarşi yıkılmış ve Cumhuriyet gelmiştir. 3 Yıl sonra sahipsiz bir papağan “Yaşasın Kral” diye bağırmış ve yakalanmıştır. Doğal olarak da mahkemeye çıkarılmıştır. Devrimi öven söylemler ezberletilmesi kararlaştırılıp, mahkemeye çıkarılır. Mahkemede devrim yanlısı sözler söyleyerek kıy payı idamdan kurtulur.

Hayvan Avukatları

Hayvanlar kendilerini savunamadıkları ve ifade edemedikleri için onlara avukatlar tutuluyordu. Avukatlar da tanrı tarafından bahşedilen yaradılışındaki özelliklerden kaynaklı kasıtlı suç işlemediği vurguluyordu. Çok nadir olsa da avukatlar hayvanların idamını kurtarabiliyordu.

Mevlüt TAPAN