Sözlükte “yenilemek, yeni bir yol açmak” anlamındaki tecdîd, bir işi ya da bir şeyi ciddiyetle ve bir yöntemle yeniden ve aslına uygun biçimde yenileme faaliyetini ifade eder. Tecdidi gerçekleştiren kişiye ise müceddid ismi verilir.

İslami tartışmaların her mecrada yaygınca yapıldığı günümüzde bu tanıma iyi odaklanmak gerek. Tecdid için iki nokta nazarlarımıza veriliyor.

  1. Bir yöntem /bir usül/ bir metod takip edilerek bunun yapılması.
  2. Aslına uygun olarak yapılması

Ne yazık ki Tv alimciklerinde (!) bunu göremiyoruz. Ne bir usül var ne de bir asıl” şeklinde itiraz edenler olabilir bu itirazlar tamamen yersizdir. Onların da bir usülü bir aslı var. Sadece bizden biraz farklı o kadar.

1) Usülleri: Heva ve hevese uygun olanı almak.

Gelin bunu somutlaştıralım. Farz edelim ki sizin amacınız hakikat olsun. Akla uygunluk konusunda da hassassınız. Önünüze bir ayet bir de hadis geldiğinde ne yaparsınız. İkisini de anlamaya anlamlandırmaya çalışırsınız. Gel gelelim kimileri için durum böyle değil. Bazıları zahirine bakarak “Kardeşim burada bir gariplik var, bir yanlışlık var” dediğiniz bir ayeti görünce “Yok kardeşim bu böyle olamaz” diye düşünüp araştırır öğrenir oradan edindiği bilgiler ışığında hemen tevil yoluna gider. “Aslında bu böyle olması gerekir, böyle anlaşılması gerekir” şeklinde size kırk dereden su getirir. Aynı kişinin önüne sahih bir hadis metnini koyduğunuzda ise haklı olarak onu da izah etmesini beklersiniz ama hiç de öyle değildir. Bunlar uydurmadır deyip hadisi red yoluna gider. Haliyle siz de “ya hu az önceki tavrın ne bu tavrın ne” diye apışıp kalırsınız.

Biz bu kaideyi en basit ifadesiyle Zahirinde bir problem var gibi gözüken bir metin “AYETSE TEVİL ET HADİSSE RED ET” diye tanımlayabiliriz. Bu malum taifenin en bariz usul kaidelerinden biridir. Diğer kaideleri ayrı bir bahiste ele alabiliriz.

orientalist

Oryantalist kelimesi, doğu ve özelde İslam araştırmaları yapan Batılı akademisyenler için kullanılır.

2) Asılları: Oryantalist zihin yapısının ürünleri.

Oryantalizm din, dil, bilim, düşünce, sanat, tarih gibi alanlarda Doğu dünyasını inceleyen ve Doğu hakkında değer yargıları üreten Batı kaynaklı kurumsal faaliyet şeklinde tanımlanır. Tabi ki bu tanım yapılan işin pr çalışmasından öte bir şey değildir. Mesela “Orta doğuya demokrasi getirmek” veya “dünyada barışı hakim kılmak” diyenlerin asıl amacının bu olmadığını biliriz. Bu cihetle Oryantalizmi “İslam Dinini Çökertme” projesi olarak anlarsak hata etmiş olmayız. Kur’an üzerinde kendilerine kifayet miktarı malzeme bulamayanlar bunu hadis üzerinden yapmanın daha uygun olacağını düşünmüş olacak ki hadis çalışmalarına daha fazla yoğunluk vermişlerdir..

Oryantalistlerin böyle bir çabaya girmeleri bizce makul bir davranıştır. Bir başka taife daha var ki onların gönüllü olarak bu role bürünmesini anlamak gerçekten zor. İçimizdeki irlandalılar diyebileceğimiz “made in turkey” oryantalistlerin sayısı günbegün artıyor. Batıyı mutlak doğru kabul eden bir anlayışla dini Ignaz Goldizher, Joseph Schacht, Reinhart Dozy gibi isimler vasıtasıyla oryantalist kaynaklardan öğrenenler beri tarafa uğramayı her ne hikmetse akıl edemiyorlar veya unutuveriyorlar. Sonra da ehli sünneti serbest atış tahtası haline getirip TV’lerde bize din öğretiyorlar. Bu insanların sözüm ona ahlaklı/objektif/tarafsız tavırları da takdire şayan. Demagoji mi? Bir paket de ondan alalım.