Sözcük kökeni özgün Türkçe olup, eskiden kullanılan Arapça kökenli “Bedir” olarak da bazı kaynaklarda geçtiği görülmektedir. “Dolunay”, Ay’ın Yer’e dönük yüzünün tam ve net biçimde daire olarak görüldüğü, parladığı evreye verilen addır. Yeni Ay’dan 14 gün sonra net biçimde görülen durumuna “Dolunay” denilir. İngilizcede “Fullmoon” olarak kullanılmaktadır.
Bazı felsefe ve tasavvuf ilimlerinde gizem, huzur ve içsel yolculuğu simgelemektedir. Sağlık açısından Dolunay, güçlü çekim kuvveti vücutta bulunan sıvı oranının artmasına sebep olmaktadır. Bu günde yapılan ameliyatların çok kanamalı olduğu, iyileşmelerin çok uzun olduğu görülmüştür. Ayrıca saptamalara göre cinayet, kavga, taşkınlık ve tecavüzlerin artmaktadır. Ruhun dinlendirilip, içsel huzura kavuşma ve inançların ilmen ve fikren amel edilme zamanıdır.
Bazı efsane ve mitsel öğelerde rastlanan Kurt Adamlar için kutsal gündür. Coğrafi olarak deniz, göl ve akarsular da yükselme olur, çekim gücü artar. Biyolojik, fizik, metafizik ve coğrafi olarak etkileri ispatlanmıştır. Birçok efsane, mit ve söylenceye konu olmuş, günümüze de türküler, ilahi ve şiirlerle ulaşmıştır.
Dolunay ile en fazla ilgilenen bilim dalı da nitekim Astrolojidir. Her burç için ayrı bir önem ve mana içermektedir. Ay takvimiyle ayın hal ve hareketleri bilinmektedir. Özellikle ay esaslı takvimlerde büyük önem arz etmektedir. Batı Astrolojisinde genellikle iyimser bir yaşantı ve ruh hali gösterilse de her astroloji bu şekilde bakmaz konuya. Bazıları için uğursuzluk günü, azgınlık gecesi olarak görülür.
Gerçekliğinin dışında değişmeceli ve manevi açıdan “Dolunay” sözcüğüne birçok benzetme ve atıfta bulunulmuş; film, dizi, roman ve tiyatro gibi alanlarda kullanılmıştır.
Mevlüt TAPAN