İçerisinde yüksek oranda kafein bulunduran, kolestrolü düşüren, iştahı azaltan ve yağ yakan bu bitkisel çay; formunu korumak isteyenlerin tercihi olarak son zamanlarda popülerliğini korumaktadır. Mate çayının bir başka önemli özelliği ise kanser hücreleri ile savaşarak onların çoğalmasını yavaşlatmasıdır.

Alternatif tıp son zamanlarda popüler olmaya, insanları kendine çekmeyi başarmıştır. Aslen Paraguay çayı olarak da bilinen mate çayı Güney Amerika’da da popüler hale gelmiştir. İçeriğinde matein bulunduran bitkisel çay vücuttaki yağlarla savaşmaktadır. Metobalizma hızınızı ve vücut enerjinizi hızlandırmakta; yiyecek ve içecek krizlerini büyük ölçüde baskılayarak gereksiz alınan kalorilerden kurtulmanızda etken rol oynamaktadır.

Sıkça kullanılan mate çayı içeriğindeki kafein sayesinde vücudu uyarıcı etkiye sahiptir. İştahı bastırarak kilo vermenizde yardımcı etkendir.

Kahveye benzeyen acımtrak bir tadı olan mate çayı yeşil halde toplanarak bizdeki siyah çay gibi kavrulur. İçmeden önce kavrulan yapraklar kaynamış suda demlenerek içmeye hazır hale getirilir.

Mate bitkisinin içeriğinde kafein, teobromin, kafeik asit türevleri ve flavanoitler başta olmak üzere saponinler ve nitrit glikozitleri gibi maddeler de bulunur. Bileşimindeki klorojenik asit ve kafein nedeniyle uyarıcı etkiye sahip olduğundan fiziksel ve zihinsel yorgunluğu gidermede etken rol oyanamaktadır. İdrar söktürücü etkiside vardır. Yani genel anlamda toparlarsak faydalarını ödem atma, metobalizmayı uyarma, enerji verici, yağ yakıcı ve iştah bastırıcı olarak sıralayabiliriz.

Aşırı tüketimde her şeyin olduğu gibi mate çayının da zararlarını görebilirsiniz. Kalp çarpıntısı, tansiyon sorunu gibi nedenleri önlemek amacıyla fazla kullanımdan kaçınmalısınız. Zayıflamak için içildiğinde 3 hafta düzenli kullanımdan sonra 2 hafta kadar ara verilmelidir.

Hamileler ve emziren annelere doktor bilgisi olmadan önerilmemektedir.

Kalp hastaları ve tansiyon sorunu olan kişiler aynı şekilde doktoruna danışmadan tüketmemelidir.

Düzenli ilaç kullanan kişiler de kesinlikle doktorlarına danışmalıdır.

Emre KÖME