Bir öğütü, atasözünü ve ya bir konu hakkında düşüncelerimizi karşımızdaki insanlara yavan bir şekilde aktarmak onlarda pek bir etki yaratmayabilir. Bazı düşüncelerimizi ya da iletmek istediğimiz mesajı bir şiir, hikâye, mani, roman ya da masal gibi edebî türde yapıtların beraberinde harmanlayarak duygu dolu bir altın tepside sunarsak anlatmak istediğimiz düşünce biraz daha tesirli olabilir. Aynı zamanda ilgi çeken, yeri geldiğinde güldüren, yeri geldiğinde hüzünlendiren bir metin kalemimizden dökülürse, ilgi çekiciliği artmakla beraber hafızalardan silinmesi pek mümkün olmayabilir. Bu tür edebî metinlere maniyi, türküyü ve fırkayı örnek gösterebiliriz. Bu tür metinler, insanı güldüren, güldürürken düşündüren ve öğreten yazılardır.

Kalemimizin sivri ve keskin olması da yazdıklarımızın insanlar üzerinde büyük bir etki bırakmasına neden olur. Kalemimiz ne kadar sivri ve keskin olursa o kadar çok dikkat çekeriz. İnsanlar bizi daha dikkatle ve heyecan ile dinler ve iletmek istediğimiz düşüncelerimizi kolayca kavrarlar. Seyrani, Nef’i, Dertli, Nabi, Neyzen Tevfik, Can Yücel ve Aziz Nesin gibi şairlerin eserlerini bu tür yazılara örnek olarak gösterebiliriz. Kalemimizin bunların tam tersi, yumuşak olmasının da tesiri yadsınamaz derecede büyüktür. Yunus Emre, Fuzûlî ve Mevlana gibi şairler bu tarz yazıların en güzel örneklerini vermişlerdir.

‘Yaradanı severim yaradan dan ötürü.’

Yunus Emre

‘Güzeli güzel yapan edeptir, edep ise güzeli sevmeye sebeptir.’

Mevlana

‘Karıncayı bile incitmem deme! Bile’den incinir karınca. Söz söylemek irfan ister, anlamak ise insan.’

Fuzûlî.

Yukarıdaki dizelere baktığımızda, verilmek istenen mesajın ne kadar da yumuşak bir biçimde ve ders veren yoğun bir anlatımla bizlere sunulmak istendiğini görürüz.

Kalemin tesirini arttırmak, kelimeler ile oynamaktan geçer. Kelimeler ile en iyi bir şekilde oynamak için çok okumak ve sürekli yazmak gerekir. Çok okuyarak kelime dağarcığımızı genişletebilir, yazarken daha zengin kelime haznesi ile içli dışlı olabiliriz. Beyaz sayfalara etrafimızı betimleyerek ya da bizi derinden etkileyen olaylar hakkında düşüncelerimizi yazıya aktararak işe bağlayabiliriz mesela. Bu şekilde pes etmeden ilk günkü kararlılıkla devam edersek; ilerleyen yıllarda yazdıklarımızın ilgi çekiciliği, bilgi vericiliği ve tesiri her yazmamızda kat kat artar.

Eğer bir düşünceyi, fikri ya da tezi savunuyorsak kalemimizin tesiri çok önemlidir. Yazdığımız yazıların karşımızdaki insanı etkileme gücü ne kadar yüksek ise, bu yeteneğimizi farklı alanlarda ve amaçlarda kullanabiliriz. Toplumların düşüncelerini değiştirebilir; onlara farklı, alışık olmadıkları fikirleri kalem yoluyla aşılayabiliriz. Dünya tarihine baktığımızda devrimlerin ve ihtilallerin uç noktasında, ilk evrelerinde edebiyat, yazılar ve yazarlar hep ön planda olmuştur. Bu araç düzgün ve doğru yollarda kullanılmadığı takdirde tehlikeli bir silah haline gelebilir.

Ali Seydi Kılıç