Eveeet. Nerede kalmıştık 🙂
Önceki yazıda havasından girip yemeğinden bahsetmiş elbisesinden parasına derken yazıyı camideki müşahedelerle noktalamıştık. Bu yazıda ise farklı alanlara gireceğiz. Haydi başlayalım!
ÜRDÜN SERİSİNİN İLK YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ!
– Krallıkla yürütülen bir ülke ve her yerde kralın resmi var, insanlar kral hakkında konuşmak istemiyorlar bazıları da surat ifadesi ve ses tonuyla sevmediğini belli eder bir halde “iyi iyi” diyerek geçiştiriyor, krala laf atmak sınır dışı edilmek için yeterli, hatta dönüş bileti mevzusu geçtiğinde bir arkadaş şöyle demişti: “Ürdün’den İstanbul’a dönüş çok kolay, melik hakkında konuş direk İstanbul’dasın hem de meccanen.”
Krala laf atmak sınır dışı edilmek için yeterli, hatta dönüş bileti mevzusu geçtiğinde bir arkadaş şöyle demişti: “Ürdün’den İstanbul’a dönüş çok kolay, melik hakkında konuş direk İstanbul’dasın hem de meccanen.”
-Kral Abdullah 1999’dan bu yana ülkenin başında, İngiltere ve Amerika’da yetişip sonradan ülkesine dönen bir zat bu sebeple İngilizcesi Arapçasından daha iyi düzeyde denilebilir eşi de hakeza öyle ve kraliçemiz Forbes dergisinin yaptığı dünyanın en güçlü yüz kadını listesinde 80. sırada bulunuyor. Ayrıca kralın Star Trek’de çok kısa bir sahnede yer almışlığı var.
-Türkiye denince akla gelen iki isim var birisi Erdoğan diğeri Polat Alemdar (ya da onların deyimiyle Murad Alemdar) bazen Polat Alemdarı bilip Erdoğan’ı tanımayan insanlarla da karşılaşabiliyorsunuz. Bu da medyanın sinema sektörünün gücüne güzel bir örnek.
-Erdoğan’ı çok seviyorlar (özellikle Filistin asıllı olan kesim) Bizim kral yerine başımızda o olsa diyenlerin sayısı da hiç az değil. Ahmet Davutoğlu diyen birine rastlamadım. Genelde “oglu” diyorlar. Belki de Ahmet Davud Oglu sanıyorlar, Allahualem.
– İnsanlarla Sultan Abdulhamid Han ve Erdoğan hakkında konuşunca izzet ve vakar dediğimiz iki kavramı, tesirini ve müslümanlar için önemini çok daha iyi anlıyorsunuz. Sıkça dillendirilen Türkiye’nin “abi” rolünü ve sizden bekleneni görünce üzerindeki sorumluluk bir kat daha artıyor.
-Abdulhamid Han, Mustafa Kemal, İsmet İnönü, İttihat ve Terakki, Cumhuriyet Dönemi vb. konularda bizim halkımıza oranla çok daha doğru bir tarih anlayışları olduğunu söyleyebiliriz, insanlar Kadir Mısıroğlu’nun terbiyesinde yetişmiş gibiler 😉
-Ürdün nüfusunun yaklaşık %70 ini Filistinliler oluşturmakta olup Ürdünlüler ile aralarında yıllardır süregelen gizli bir rekabet var. Her ne kadar biz eşitiz dense de Filistinlilere aleyhine farklı bir muamele var. Bu resmi makamlardaki ayrım olarak da karşımıza çıkıyor.
-Arapça kitap almak isteyenler için Amman en uygun yerlerden biri denilebilir. Vasatul Beled denen mevkide birkaç kitapçı var. Buradan uygun fiyata Arapça kitap ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.
-Kralın araba koleksiyonunun olduğu müzeyi gezdik, Haliçteki Rahmi Koç’un müzesine benziyor diyebiliriz, içinde çok özel modeller var (bazıları türünün tek örneği veya dünyada sadece birkaç örneği olan modeller) tüm koleksiyonu satıp gelirini fakir ülkeler bağışlasa kaç ülkeye yeter orasını sadece Allah bilir!
Vasatul Beled’de bir kitapçıya girmiştim. Orada gördüğüm bu kitap benim için çok anlamlı. Kitabın alt köşesindeki yazıya dikkatinizi çekmek istiyorum. (Filistini satmayı reddetti, yahudi ve masonlar tarafından düşürüldü.)