İnsanoğlu ilk çağlardan beri süregelen yaşama savaşını kazanmak için tek bir yolun olduğunu fark etmiştir zamanla. Birlikte, düzenli ve toplu hareket etmek.
Yaşarken, göç ederken, avlanırken bir grupla hareket etmeye çalışmıştır. Başarıyı öyle yakalamıştır.
Bu topluluklar zamanla değişik isimler almaya başlamıştır.
Kulüp, dernek, vakıf, ordu…
İşte bugünkü yazımızda birlikte hareket etme gayesi ile ortaya çıkmış, ortak idealleri olan bireyler topluluğundan bahsedeceğiz.
Günümüzdeki adıyla “Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı.”
2000’li yıllarda yakaladığı başarılar ve oluşturduğu kalabalık, düzenli ve eğitimli teşkilatlar sayesinde, CİA Türkiye Şefinin “Dünyanın en büyük gençlik örgütü” dediği, Rus devlet televizyonunun hakkında geniş çaplı haberler yaptığı bir başarı hikâyesi bu.
Bağımsız bir kuruluş gibi görünse de, aslında MHP’nin gençlik kolları statüsünde olan bir vakıftır Ülkü Ocakları.
1965 yılında Alparslan Türkeş’in (ki aslında gerçek adı Ali Aslan olup yıllarca kendisine “Başbuğ” diye hitap edilmiştir.) CMKP Genel Başkanı olması ile bu partinin gençlik kolları olarak ilk adım atılmıştır.
1968 yılına gelindiğinde ise, artan komünist faaliyet ve saldırılar üzerine milliyetçi gençler ülkücü kuruluşlar halinde teşkilatlanmaya başlamıştır.
4 Ocak 1968 tarihinde ilk sivil kaybını Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ruhi’nin oruçlu iken şehit edilmesiyle veren Ülkücü Hareket, 29 Şubat 1968 tarihinde ise, ilk kez “Ülkücü” adını alıp “Genç Ülkücüler Teşkilatı “ olarak faaliyete başlamıştır.
12 Mart 1971 ihtilâline kadar birçok ilde teşkilatlanan yapı, bu tarihte dernek genel merkezini Ankara’dan taşıyarak kendini feshetmiştir.
Ülkücü Hareketin, herkes tarafından bilinen,”Ülkü Ocakları” adı ile faaliyete geçişi ise ilk kez Ankara DTCF’de bir fikir kulübü adı altında olmuştur.
İlk “Ülkü Ocağı” kavramının resmiyete dökülmesi ise 18 Mart 1966 ‘da CMKP eliyle olmuştur. Dönemin CMKP Genel Başkan Yardımcısı Dündar Taşer bu işle bizzat ilgilenmiş, ülkenin önemli üniversitelerinde Ülkü Ocakları teşkilatlarının kurulmasına önayak olmuştur
Ülkü Ocakları ilk büyük gösteri niteliğindeki yürüyüşünü ise Ankara’da 1 Haziran 1968 tarihinde gerçekleştirmiştir.
Kurulan Ülkü Ocaklarının hiçbirisi dernek statüsünde olmadığı için, 1969 yılında Mayıs ayı içerisinde Ülkü Ocakları Birliği adıyla faaliyete başlamış olup, ilki Ankara’da kurulan “Ankara Ülkü Ocakları Birliği” ile büyük şehirlerde teşkilatlanmaya başlamıştır.
Bu süreçte sol-komünist militanların hedefi haline gelen kurum, sürekli saldırıya uğramış, Ülkücü olduğu öğrenilen öğrenciler katledilmiştir.
16 Aralık 1970 tarihine gelindiğinde ise Ankara Ülkü Ocakları Birliği tarafından organize edilen büyük ve geniş katılımlı “İktidar Yürüyüşü” yapılmış, mitinge binlerce insan katılmıştır.
12 Mart 1971 muhtırası ile teşkilatlar kapatılmış, kısa bir aradan sonra ise 15 Şubat 1972 tarihinde Çankırı’da Türk Ülkücü Teşkilatı olarak yeniden faaliyetlerine başlamıştır.
23 Aralık 1973’te ise Ülkü Ocakları Derneği adıyla tek bir çatı altında toplanmıştır.
İl teşkilatlarının tamamının 12 Mart muhtırasıyla kapatılmasının ardından, Ülkü Ocakları Derneği adı altında il bazında ilk teşkilat 23 Aralık 1973’te Bursa da kurulmuştur.
Daha sonra Ülkü Ocakları Derneği, illerde yeniden teşkilatlanmaya başlamıştır.
Ülkü Ocakları Derneği 1978 yılında CHP’li Ankara Valisi Tekin in baskısıyla yeniden kapatılmıştır.
Durumu önceden fark eden yöneticileri ise kapatılmadan hemen önce kurulan “Ülkücü Gençlik Derneği” adıyla yeniden faaliyetlere başlamıştır. Genel merkezi Ankara’da olan dernek yeniden Konya’ya taşınmıştır.
Ülkü Ocakları Derneği kapatılmadan 1250 şubesini Ülkücü Gençlik Derneğine dönüştürmüştür.
1980 yılında yapılan darbeyle yeniden kapatılan dernek, bu tarihten önce Genel Merkezini Ankara’dan Konya’ya taşımıştır.
8-9 Şubat 1969 tarihindeki CMKP Adana kongresinde alınan karar ile simgesi hilal içinde bozkurt olarak belirlenmiştir.
1980 yılından sonra yeniden açılan Ülkü Ocakları günümüze kadar varlığını artarak süregelen katılımlar ve başarılarla devam ettirmişlerdi.
1980’den günümüze kadar ki süreci ise inşallah bir daha ki yazımızda ele alacağız.