Turistlerin hareketlerine neden olan ve onları motive eden koşullar detaylı olarak analiz edildiğinde, turizm, insanların dinlenmek ve rekreasyon faaliyetlerine katılmak amacıyla ve bu ihtiyaçlarını karşılamak için oturdukları yerlerden geçici olarak ayrılmalarına dayanan bir sosyo-ekonomik fenomendir (Vukonic, 1996). [1] Fakat günümüzde küreselleşme başta olmak üzere birtakım etkenler turizm algısı ve eyleminin değişmesine sebep olmuştur.
Turizm akımında yaşanan bu değişimler ziyaretçi – gezginlerin (turist) dinlenme, tatil yapma dışında eğitim ve bilgi düzeyini artırmak amacıyla da yapılmaya başlanmıştır. İnsanlar artık dünyayı keşfetmek, yeni yerler görmek, tarihi ve yaşam biçimleri hakkında bilgi edinmekle birlikte aynı zamanda dini gereklerini de yerine getirmek, dini alanları ziyaret etmek ve manevi huzura kavuşma amacıyla da turizm etkinliğinde bulunmaktadır.
Dini yapılar, eylemler (ritüeller), kutlamalar (festivaller), dini törenler ve birçok dini eylem turistler için çekici etkenlerdendir. Camiler, kiliseler, katedral, kutsal yapılar, metafizik olaylara şahitlik etmiş mekan ve diyarlar turim olgusu içerisinde büyük yere sahiptir. Din olgusu, inanç ve toplumsaş yapı arasında en büyük aracılığa sahip mekanizmadır. Kültür, sanat, dil, felsefe, sosyal yaşam gibi birçok konuda etkileşimin olmasına vesile olmaktadır.
Tarih boyunca tapınaklar, mabet ve dini ibadethaneler, türbe ve heykeller, mezarlıklar yahut benzer nitelikteki diğer yapılar büyük öneme sahip olmuştur. Turistler için kutsallık ifade etmiş veya merak uyandırmıştır. Bu hususta sürekli bir gök, ziyaret ve bu diyarlara ulaşma eyilimi olmuştur. Hac, umre gibi birçok eylem de bu düşünceye hizmet etmektedir.
İnanç ve Turizm arasındaki etkileşimin en önemli unsuru ibadet ve kutsal yerlerde olma arzusudur. Bugün dini amaçlarla yapılan gezi ve yolculukların en temelinde ibadet ve kutsal mekanlarda olma arzusu vardır. Hac ve umre islam dini için ibadet kabul edilmektedir. Ayasofyanın ziret edilmesi kutsal mekanlarda bulunma arzusundan ibarettir. Türbeler, saygın alım ve ulemaları ziyaret etme, dua etme amacıyla ziyaret edilmektedir. Bütün bu amaçların doğurduğu eylem ise İnanç Turizmini kapsamakta ve doğrudan ya da dolaylı olarak gelir kapısı oluşturmaktadır. Bu nedenle de turizm, din ile bağlantılı olarak sıkı bir ilişki içerisindedir.
Genellikle inanç ve hac turizmi ile ilgili motivasyonlar birçok araştırmacı bakımından farklı şekillerde ele alınmıştır. Herzberg (1974), inanç ve hac turizmindeki güdüleri iki faktör teorisine göre ele almıştır (Raj ve Morpeth, 2007). İki faktör teorisine göre inanç turistleri için güdülenmeler; inançlarını yerine getirmek, katıldıkları bir dini törende fotoğraf çekmek ve bunları evde arkadaşlarına göstermek ya da hac ve inanç turizmi süresince manevi duyguların artması gibi duyguları yakalamak olabilmektedir (Raj ve Morpeth, 2007).[2]
[1]Turizm ve Din İlişkisi: İnanç Turizmi” https://www.researchgate.net Erişim: 10.05.2017
[2] “Turizm ve İnanç İlişkisi” Kar., M., INTERNATIONAL CONFERENCE ON RELIGIOUS TOURISM AND TOLERANCE, Mayıs 2013.