Bir önceki yazımızda nişanlanma konusunu, karşılaşılabilecek sorunları ve bu sorunlara uygulayabileceğimiz çözümleri işlemiştik.

Bugün de nişanlanmadan sonra gelen yuva kurma ölene kadar aynı yastığa baş koyma arzumuzu gerçekleştirdiğimiz evlenme müessesesini inceleyelim. Evlenme konusunda da medeni kanunumuz bizim için büyük bir yol gösterici oluyor.

Onsekiz yaşını doldurmayan kişiye hukukumuzda küçük, on sekiz yaşını dolduran kişiyede ergin denir. Evlenme ehliyetini Medeni Kanunu’nun 124. maddesinde düzenlemiştir. Maddeye göre erkek veya kadın on yedi yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak on yedi yaşını dolduran kişinin evlenme konusunda sadece kendi rızası yeterli değildir. Yasal temsilcisinin (velisinin) rızası da gereklidir. (TMK 126: Küçük yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.) Ancak haklı bir sebeb olmadan evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinleyen hakim TMK madde 128 uyarınca küçüğün evlenmesine izin verebilir.

17 yaşını doldurup evlenmesine ailesi tarafından izin verilmeyen kişinin hakim izniyle evlenebilmesinin hukumuzun evlilik birliğine verdiği gösterdiğini düşünüyoruz. Evlenme yaşını onyedi olarak düzünleyen 124. maddenin devamında da onaltı yaşını dolduran kişinin hangi koşullar da evlenebilceği hüküm altına alınmıştır. (TMK 124/ f.2 : Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeble onaltı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir olanak bulundukça karardan önce anne ve baba veya vasi dinlenir.) Olağanüstü durum ve önemli sebeb olarak nelerin sayılabileceği kanunda gösterilmediğinden bu hallerin neler olduğunu veya gösterilen sebebin olağanüstü veya önemli olup olmadığına da hakim karar verecektir.

Toparlamak gerekirse on sekiz yaşını dolduran erkek veya kadın kimsenin iznine gerek almaksızın on yedi yaşını dolduran erkek veya kadın yasal temsilcisinin izniyle (TMK 128: Hakim haklı sebeb olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.) On altı yaşını erkek veya kadın olağanüstü durum ve sebeblerin varlığı halinde hakim izniyle evlenebilir.

Medeni kanunumuza göre onaltı yaşını doldurmayan erkek veya kadın hiçbir koşulda evlenemez. Kanunumuzda bu hüküm bulunmasına rağmen küçük çocukların imam nikahıyla evlenmesine henüz hukukumuzca bir çözüm bulunamamıştır. Şu hususuda atlamayalım erginlik onsekiz yaşını doldurmayla kazanılır ancak evlenme de kişiyi ergin kılar (TMK madde 11: Evlenme kişiyi ergin kılar.)

temyiz-gucu

“TMK 128: Hakim haklı sebeb olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir.”

TMK madde 125’e göre ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Ayırt etme gücü kişinin neyin iyi olduğunu neyin kötü olduğunu bilecek, yaptığı ve yapacağı hareketlerin ne sonuç doğuracağını ve buna göre davranacak durumda olduğunu ifade eder.

Ayırt etme gücü (Temyiz kudreti);

– Akıl hastalığı

– Akıl zayıflığı

– Yaş küçüklüğü

– Sarhoşluk hallerinde ortadan kalkar ve bu dört halden biri olduğu takdirde kişi evlenemez.

Akıl hastalığı evlenme engeli olarak sayılmıştır ancak TMK Madde. 133 akıl hastalarının evlenmesine tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadığı sürece engel koymuştur. Yani evlenmesinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla sabit olan akıl hastaları evlenebilirler. TMK madde 127′ ye göre ”Kısıtlı yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez.

– Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı. (TMK Madde 405)

– Savurganlık , alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı kötü yaşama tarzı. (TMK Madde 406)

– Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olma durumu. (TMK made 407)

– İlgilinin isteği. (TMK madde 408)

Bu dört nedenin varlığı halinde kişi belli işlemleri yapmaktan alıkonulur ve bu işlemleri onun yerine yapacak ”kayyım” veya “vasi” atanır. Yani yukarıdaki nedenlerin bir veya birkaçının varlığı sebebiyle kısıtlanan kişinin evlenebilmesi için TMK madde 127’e göre vasisinin iznini alması gerekir. TMK madde 128’e göre haklı bir sebeb olmaksızın evlenmesine izin vermeyen yasal temsilcisini dinleyen hakim bu konuda başvuran kısıtlının evlenmesine izin verebilir.

– Üstsoy (anne baba veya dede nine) ile altsoy (çocuklar veya torunlar) arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,

– Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu ve altsoyu arasında,

– Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında evlilik TMK madde 129 uyarınca YASAKTIR.

TMK Madde 130’a göre ”yeniden evlenmek isteyen kimse önce evliliğin sona ermiş olduğunu ispat etmek zorundadır.” Bu ispat ise evlilik ölümle sona erdiyse vukuatlı nüfüs cüzdanı örneğiyle eşin ölü olduğunu göstererek veya evlilik boşanmayla sona erdiyse boşanmaya karar verilen mahkeme ilamıyla sağlanabilir.

Boşanan kadının yeniden evlenebilmesi için daha sıkı şartlar öngörülmüştür. İddet süresi dediğimiz 300 günlük bir süre vardır. Kadın bu süre dolmadan evlenemez. Ancak kadın gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri halinde mahkeme bu süreyi kaldırır. (TMK Madde132)

Kadının bekleme (iddet) süresini beklemeden evlenmesi durumunda evlenmenin geçersiz sayılması da söz konusu değildir.

Kimlerin hangi koşul ve durumlarda evlenebileceğini elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.

Rukiye Köme
Hukukçu