Aslında tarihte pek bir başarısı olmayan ama özellikle ülkemizde çok bilinen bir Roma İmparatoru’dur abimiz. Orta İtalya’da bulunan ve günümüzdeki adı Anzio olan küçük sahil kasabası Antium’da doğmuş (M.S. 37). Agrippina gibi bir anneye sahiptir ki kendisi devlet gibi kadındır. Nero, Roma İmparatoru olan Claudius’un üvey oğludur.

Agrippina’nın ne yapıp edip Claudis’un öz oğlu Britannicus’u ikinci plana iterek Nero’yu imparator yapması ve daha sonra bir akşam yemeğinde Britannicus’u zehirleyerek öldürmesi günümüz dizilerinin entrikalarına taş çıkartır cinstedir.

Nero 17 yaşında (M.S. 54) tahta çıkmış fakat daha bıyıkları yeni terleyen bir delikanlı olduğundan devletin idaresini Agrippina üstlenmiştir. Hele Nero’nun eğitiminde büyük rol oynayan Seneca vardır ki evlere şenlik. Zamanın Roma toplumunu vahşi hayvan topluluğu olarak yorumlayan ve mutluluğu doğaya aşırı uygun yaşayanların yakalayabileceğini düşünen mantık takıntısı olan stoacı felsefeye sahiptir.

Bu şartlar altında tahta çıkan Nero Roma’nın yeniçerileri Practor Muhafızları’na cülus niyetine yüklü miktarda para dağıtmıştır. Bu uygulaması daha sonra gelenek haline gelmiştir. Nero, ya ahlaklı biri değildi ya da çekemeyenler tarafından iftiraya maruz kaldı. İddiaların bazıları yenilir yuturlur cinsten değil. Arkadaşlarıyla her gece tavernada takıldığı, elalemin kızına sarkıntılık yaptığı, hatta eşcinsel hareketler yaptığı gibi birçok iddia var günahı boynuna.

İmparatorluk zamanında Roma şehri

Neron bir süre sonra annnesi Agrippina’yı tehdit olarak görür ve sevgilisi Sebina’nın da gazıyla annesini öldürmek ister. Bir festival sırasında Nero annesini akşam yemeğine davet eder ve dönüşte annesinin bineciği gemiyi yarı yolda batması için ayarlar. Gemi batar ama o Roma kadını Agrippina yüzerek kurtulur ama ne fayda hayırlı evlat Nero adamlarını göndererek annesini evinde öldüttürür. Bu Sebina’da az değildir. Nero’yu nikahlı karısı Octavia’dan ayırır, kendi kocasını da İspanya’ya vali olarak atatır. Artık Nero ile evlenmesinde engel kalmaz.

Tabi Nero’dan bahsedip de Roma’yı yakmasından bahsetmemek olmaz. Aslında bunun da bir söylentiden ileri bir yanı yoktur. Çünkü yangın çıktığı sırada Nero baba ocağı olan Antium’dadır. Yangını duyar duymaz ilk uçakla Roma’ya gider. Eline yangın tüpünü kaptığı gibi alevlerin arasına dalarak yangının söndürülmesinde büyük katkı sağlar. Ama adı çıkmış bir kere. Arkasından alemci, eşcinsel, ana katili diye atıp tutuyorlar. ”Kesin Roma’yı da bu yakmıştır lan” diyerek ortaya bir sürü söylenti atmışlardır. Bunlardan birisi var ki Nero’nun kendisi için yaptırmak istediği Altın Ev’e yer açmak için kasten Roma’yı yaktığıdır. Hatta yangın şehri kül ederken Nero’nun şehre hakim bir tepeden Roma’ya bakarak kendi yazdığı bir şarkıyı söylediği dillerde dolaşmaya başlar. Nitekim Nero halkın iddialarını doğru çıkarırcasına yangından sonra Altın Ev’i yaptırmıştır.

Nero’nun gece alemlerinden ülke meselelerine pek zaman ayıramamasına bir de Roma yangını eklenince artık onu tahtan indirmek şart olmuştur. Önce birkaç vali isyan etti daha sonra Senato’da ”yeter artık lan seni istemiyoruz” deyince Nero’nun artık tüm ümitleri tükendi. 17 yaşında Roma tahtına çıkmasıyla başlayan imparatorluğu 30 yaşında (M.S. 68) boğazını keserek kendini öldürmesiyle son buldu.