Küreselleşme kavramı, ekonomik, kültürel ve toplumsal ilişkilerin küre ölçeğinde yaygınlaşma veya bu yaygınlaşmanın hızlanması anlamına gelmektedir. Bazı teorisyenler küreselleşmeyi, kapitalizmle birlikte başlayan modernite sürecinin bitişi ve postmodern dönemin başlangıcı ile ilişkilendirerek kapitalizmin sona erdiği bir süreç olarak değerlendirirken, bazıları ise kapitalizmin, tüketim toplumunu içeren yeni bir aşaması olarak değerlendirmektedir. 

Küreselleşme çalışmalarında yerel olanla küresel olanın ilişkisi en önemli tartışma konusudur. Bu minvalde Robertson tarafından küreselin yerelleştiği, yerelin ise küreselleştiğini ifade eden küyerelleşme (glocalisation) denen yaklaşım geliştirilmiştir.

Küreselleşme İle ilgili Temel Yaklaşımlar

Küreselleşme ilgili üç temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar; kuşkucular, aşırı küreselleşmeciler ve dönüşümcülerdir.

Kuşkucular, küreselleşme karşıtı olan yaklaşımı ifade eder. Lokalleşme ve yerel değerleri savunma üzerinde dururlar.

Küreselleşme konusunda kuşkucuların karşısında olan aşırı küreselleşmeciler ise, ulus-devletin ve diğer yerel fenomenlerin değerini kaybetmeye başladığını, uluslarüstü kuruluşların ulus-devletlerin yerini almaya başlayacağını savunmaktadırlar. 

Bir de her ikisine mesafeli yaklaşan dönüşümcüler bulunmaktadır. Küreselleşme fenomenini inkar etmeyen ancak; yerel değerlerin ise varlığını hala koruyabildiğini ifade eden yaklaşımı savunurlar.

Küreselleşme Sürecinin Tarihsel Gelişimi

Robertson’a küreselleşme süreci 15. yüzyıldan itibaren başlamıştır ve beş (5) aşamadan meydana gelmektedir.

Oluşum aşaması: Yeni ulusların ortaya çıkışı bireyselcilik ve hümanizmin önem kazanması.

Başlangıç aşaması: Uluslararası ilişkilerin formelleşmesi, yurttaşlık ve insanlık kavramlarının belirginleşmesi.

Kalkınma aşaması: Ulus devlet kavramının yerleşmesi.

Hegemonik mücadele aşaması: Küresel düzeyde savaşların ortaya çıkması.

Belirsizlik aşaması: Kitle iletişim araçlarının yaygınlığı, insan hakları, ırk ve toplumsal cinsiyete dayalı kimliklerin ön plana çıkması.

Ekonomik Düzeyde Küreselleşme

Başkaya’ya göre ekonomik küreselleşmenin üç (3) düzeyi bulunmaktadır.

Birinci Küreselleşme: Amerika Kıtasının Batı Avrupalılar tarafından keşfedilmesiyle ortaya çıkan kapitalist yayılma oluşturmaktadır. Amerika’daki uygarlıklar yok edilmiş Afrika köleleştirilmiştir.

İkinci Küreselleşme: Sanayi inkılabının başlamasıyla ortaya çıkmıştır. Doğrudan ve yarı doğrudan sömürge şeklindedir. Bugünkü dünya sistemini oluşturmuştur.

1980’ler sonrası kapitalizmin geldiği yeni aşamada uygulanan ekonomi politikası Neoliberalizm olarak adlandırılır. Yani Piyasaların serbest bırakılması, devletin ekonomik alana düzenlemeler yoluyla yaptığı müdahalelerden vazgeçmesini ya da en aza indirilmesi ve kamu işletme ve hizmetlerinin özelleştirilmesini kapsamaktadır. Bu da üçüncü küreselleşmeyi oluşturmaktadır.

Abdullah YARGI