İlk kölelik, insanların bir başka insana satılması ve emrinde hizmetkâr edilmesiydi. Roma döneminde ileriye taşınarak bir eşya, hatta insan dahi kabul edilmeyen bir hal almıştı. Sonrasında ise yaygınlaşmıştı. İslam dininin yayılmasıyla kölelik azalmış, azat etme geleneği başlamış, köle hakları korunmaya başlanmıştır. Ancak Portekizler, yeniden köleliği canlandırıp, ticaretini yapmaya başlamıştır. Uzun yıllar sürdürüp, ekonomik zenginlik elde etmişlerdir ki, Hollanda, İngiltere, Almanya gibi birçok Avrupa ülkesi bu geleneği sürdürmüştür.

Hawai Devrimi ile insani değerler ön plana çıkarılmış ve Danimarka yasal olarak yasaklamıştır. Baskılarıyla da diğer devletlerde de resmen yasaklanmasını sağlamıştır. Danimarka’dan sonra köleliği ve ticaretini, benzer uygulamaları resmen yasaklayan ilk ülkeler arasında Osmanlı devleti de bulunmaktadır.

Resmen yasaklanan kölelik, devrimden sonra farklı şekillere bürünmeye başladı. Günümüzde ise farklı şekillerde devam etmektedir. Medeniyetin teknolojik ve ekonomik zenginlik olarak algılanmaya başlandığı küreselleşme devrinde kölelik yaygınlaşmaya ve farklı biçimlere girmeye başlamıştır. Günümüzde var olan kölelik türleri şunlardır;

Borç Köleliği: Milyonlarca insan cüzi miktarlarda, yaşam standartlarının altında ücretlerle borçlandırılarak çalıştırılmaktadır. Borçları geri ödemek için uzun saatler ve ağır koşullarda çalıştırılmaktadırlar. Haftanın yedi günü ve bütün yıl boyunca sürmektedir. Bu köleler borçlarını ödeyemiyor, ölünce de sonraki nesillerine devroluyor.

Erken ve Zorla Evlendirilen Köleler: Seçme şansı olmadan erken yaşlarda evlendirilen kızlar para karşılığı veya farklı nedenlerle istemedikleri kişilerle evlendirilmekte ve adeta erkeklerin kölesi haline getirilmektedir. Hizmetçi olarak yaşamaya zorlanıyorlar.

Zorla Çalıştırılan İşçi Köleler:  Bireyler yahut devletler tarafından yasadışı bir biçimde toplanan, şiddet ve ceza tehdidi altında zorla çalıştırılan milyonlarca işçi köle vardır.

İnsan Kaçakçılığı: Kadın, çocuk ve erkek fark etmeksizin köle edilmek üzere kaçırılmaktadır. Zor ve ağır şartlar altında bir hayata zorlanarak çalıştırılmaktadırlar. Bir yerden başka bir yere kaçırılıp köle olarak satılan milyonlarca insan vardır. Türkiye’de de bu kölelik devam etmektedir.

Çocuk İşçi Köleler: Çok ağır şartlar altında dünyada çalışmaya zorlanan 130 milyon civarı çocuk vardır dünyada. Sağlık koşulları ve yaşam şartları insani unsurlardan çok uzak bir şekilde zorla çalıştırılan çocuklar köle gibi baskı altında büyütülmektedir. Türkiye’de de devam eden köleliklerdendir.

Modern Kölelik: Yasal olarak tanınan, hakları varsayılan, kölelikten kurtulma olanağı sunulan kölelik sistemidir. Diğer tabirle para köleliğidir. Banka kartları, faizler, borçlanma gibi uygulamalarla insanlar modern köle olarak kullanılmakta ve köleliğe zorlanmaktadır.

Nefsi Kölelik: İnsanın iç dünyasında kaçmakta zorlandığı köleliktir. Modern arabaya, lüks eve, daha iyi hayata, daha çok paraya, şan ve şöhrete sahip olma arzusuyla nefsi isteklere karşı boyun eğip, nefsin kölesi olma durumudur.

Eski Türklerde kölelik bulunmamaktadır. Her birey ve toplumsal yapıda hak sahibi ve özgür hayat sahibiydi. Ancak yerleşik hayata geçen Uygurların son deminde kölelik küçük değişikliklerle görülmeye başlanmıştır. İslam dininde ise kölelik yasak ve köleliği adeta kaldırmaya yönelik hükümlere sahip dindir. İslam’da köleleştirme yoktur. Kölelere zulmetmek yasaklanmış, efendinin yediğinden yemesi emri verilmiştir. Hatta aynı sofrada yemek yenilmesi, en iyi elbiselerin giydirilmesi, okuma-yazma öğretilmesi, kendi ev halkına sahip olma olanakları tanınmıştır.

Mevlüt TAPAN