“Mobilya” sözcüğü, İtalyanca kökenlidir (Mobilia). Dilimize de Fransızcadan (Mobilier) Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan Fransızcalaşma akımıyla yavaş yavaş girmiştir. Kelime anlamı oturulan, yemek yenilen, çalışılan, yatılan mekân ve yerlerin döşenmesine yarayan, taşınabilen ev, ofis, kırtasiye vb. eşyaların ortak adıdır. Kitaplık, Yemek Masası, Divan, Sofa vb. birer mobilyadır.
Ağaç (Ahşap) Mobilya
Oturma, Çalışma, Yatma ve Yeme-İçme eylemini gerçekleştirme vb. işlerin yapılmasında kolaylık sağlayan, parçaları masif, lifli, yongalı, tabakalı ağaç malzemelerden yapılan, taşınabilir ya da sabitlenebilir şekilde tasarlanmış, imal edilmiş eşyalardır.
Antika Mobilya
Eski dönemlerde farklı malzeme ve biçimlerde imal edilmiş, ana hatlarında bir değişiklik yapılmamış, bir ekole göre adlandırılan mobilya türüdür.
Günümüzde mobilya çeşitlenmiştir. Sadece ahşaptan değil, plastik, metal, çelik, alüminyum, cam gibi malzemelerden de imal edilmektedir. Ancak ahşap mobilyaların halkça tutulması (Popülarite) hala devam etmektedir. Ağaç (ahşap) malzeme, mobilya yapımında birçok avantajlar sunar. Kolay işlenebilirlik, kolayca birleştirilebilme, direncik yüksekliği, değişimin kolay sağlanması, boyanabilmesi, eskidiğinde tadilatın kolaylığı, eskimesiyle değerinin artışı gibi etkenler ağaç kullanımını ön plana çıkarır. Piyasada “Kahverengi Eşya” olarak adlandırılmaktadır. Tüketici talebi sınıflandırmasında ise “Dayanıklı tüketim malları” kategorisine eklenmektedir.
Mutfak başta olmak üzere oturma ve yatak odası gibi her odaya özgü mobilya ve dekorlar tasarlanmaktadır. Raflar, dolaplar, bilgisayar ve televizyon masaları, üniteleri, sehpalar, yatak odası takımları, konferans masaları, sandalyeler, kübik masalar birer mobilya olarak adlandırılır.
Mobilya Tarihi
Mobilya sanatı, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Bunun birçok ispatı ise bazı ülke müzelerinde görülebilmektedir.
Rahat oturmak için ilk zamanlar ağaçtan ve taştan yapılmış mobilyalar vardı. Diğer sanat dallarındaki gibi mimari bir donanım, zamanla evrim geçirdi. Sanatkârlar birtakım tarz ve modeller ortaya koymaya başladı. Gereksinimlerin de zamanla artması, yapım alet ve makinelerin icat edilmesi, mobilya tarz ve modellerinin de hızla gelişmesini ve sanatkârların kendilerine özgü estetik beceri kazanmasını sağladı. Yaşanılan çağın tarz ve sanat üslubunu mobilyalar yansıttılar.
İlkçağ Mobilya Sanatı (Antik Dönem)
M.Ö. 4000 yıllarında ve Batı Roma Medeniyetinin çöküş yıllarında (M.S. 476) Mısır, Mezopotamya, Anadolu, Yunan ve Roma Uygarlıkları eselerini kendi medeniyetleriyle bütünleştirerek dönemin şartlarına uygun bir takım adlandırma ve tarzla ortaya koydular. Her biri sanatı mimariden sonra mobilya alanında geliştirdiler.
Mısırda fil, leopar ve aslan motifli mobilya ile boğa ayağı şekilleri ön planda idi. Mezopotamya’da ise Sümer, Akad ve Asur Uygarlıklarında gelişim gösteren farklı süsleme sanatları vardır. Mısır kadar bu coğrafyada mobilya ve ahşam kullanılmamıştı. Metal aksesuar çok daha önemli idi.
Anadolu medeniyetlerinde ise masa, sehpa, sedir, divan, sofa vb. birçok mobilya türüne rastlanmıştır. Yunanlarda tabure, masa ve sandalye gibi mobilyalar görülürken, Roma’da ise benzer türde mobilyalar görülmüştür. Yunanlarda altın işlemeler ön plana çıkmış, Romalarda ise geniş ve uzun kollu mobilya türleri geliştirilmiş ve tunç, bronz kullanılmıştır.
Ortaçağ Mobilya Sanatı (Roman ve Gotik dönem)
Bizans, Arap, Anadolu ve Uzakdoğu ülkelerinde mobilya sanatı gelişim göstermiş, Rönesans ile yeni bir sanat türüne bürünmüştür. Türklerde Mobilya, özellikle Gazneliler döneminde dekoratif sanatlarla çeşitlenmiştir. Selçuklularda oyma, resim, işleme ve kabarma teknolojisiyle mobilya süsleme sanatı gelişmiş, büfe, komodin, sandalye gibi mobilyalar yaygın kullanılmıştır. Osmanlılar ise saray ve konaklarda kullanılan özel mobilyalar tasarlamış ve imal etmişlerdir.
Mobilya sanatının Barok, Gotik, Rokoko, Georgian, Queen Anne gibi birçok dönemi ve stili vardır. Osmanlı döneminde mobilya yerine “Esaset” sözcüğü kullanılmaktaydı. Osmanlının son dönemlerinde bazı Fransız akımına kapılan kesimlerce “Jardiniyer” sözcüğü kullanılmaktaydı. Günümüzde ise Mobilya geçerli olup, bazı plazma dili kullanılan alanlarda “Möble” olarak da kullanılmaya başlanmıştır.
Mevlüt TAPAN