Madde âleminin ve özellikle de beşer âleminin incelenmesini, nasıl var oluşunu ele alarak aydınlatıcı neticeler sunan olguya, davranışa (b)ilim denilip, istek ve tutkularda ölçülü olma erdemi, ölçülülük esası olarak kabul görür.
Bilim evrenin, evrendeki her vaka ve vakia bütünlüğünün bir kural veya yöntem doğrultusunda ele alınarak incelenmesini sağlayan bilgi zümresidir. Bünyesinde deney, yöntem kullanan, gerçekliği en sade ve akla uygun biçimde kanıtlamayı gaye edinmiş bilgi ve uygulamadır. Kısaca tutarlı bilgi ve bilgi yolu demektir.
Din ise, insanın doğaüstü güçlere kutsallık ve atıfta bulunduğu, tapınma eğiliminde inanç sisteminin özgün olgusudur. İnançların bütünsel yolu ve kanunlarının incelendiği alandır.
Sözcük ve terim manalarından derine inilecek olursa, ilim ve bilim insanlığı teknik açıdan aydınlatmayı ve geliştirmeyi gaye edinirken, din ise kâinat, madde ve bilimdeki buluşların neden, niçin yaratıldığını ve kim tarafından ortaya konulduğunu inceler, gerçeklikle ortaya koyar. Özellikle de ruh ve nefis olgusunun fizik ve beden kuralları dışında incelenmesine olanak sağlamaktadır. Bu nedenledir ki, ilim bilimle, bilim de din içindir, hatta dinin bir parçası kabul edilebilir.
İlim incelemeleri esnasında süreç ilerledikçe bir yanılgı doğmuştur. O da, dini görüşlerin iflas edeceği hükmüdür. Bu doğrultuda din ve ilmi ayrı düşünüp, bilimden öte bir olgu halinde düşünen topluluklar gelişmiştir. Aksine ilmin ileriye attığı her adım, bilimin her yeni buluş ve gerçekliği düşünen toplumlar için yüce yaratıcının var oluşunun yegâne kanıtını ve ne denli büyük olduğunu ispattan başka bir şey değildir.
Bu unsurların yanında bir noktayı unutmamak gerekir. Birden fazla topluluk ve düşünce benimsenme durumu olduğu gibi, birçok özellik ve kural barındıran din de yeryüzünde yayılmıştır.
Bilim, teknoloji ve ilim erbabı içerisinde de birçok kuram, teori, görüş ayrılığı ve deneylerde dahi birçok farklı yöntem doğmuştur. Bir sonuç için birçok yöntem olabildiği gibi, doğrularda birkaç adım ve yöntemle açıklanabilmektedir. Birçok dini görüş varken, hepsi nasıl doğru değilse, birçok teori ve görüşte vardır, elbette hepsi doğru olmadığı gibi. Tüm bu olguların ötesinde ise bir tek hakikat vardır.
Doğru her yöntem, deney, ilim, bilim ve din bir tek yaratıcıyı ve onun sanatını göstermektedir ki, kâinattaki her olgu ve bu ilim alanları da onun bir sanatının parçasıdır.
İki önemli şahsiyetin sözüyle konuyu netleştirmek gerekirse;
- “Bir tabiat kanununu ifade eden her formül, Allah’ı öven bir İlâhîdir.” (Maria Mitchell)
- “Dinsiz ilim kör, ilimsiz din topaldır.” (Albert Einstein)
Mevlüt TAPAN