Dünyada Amerika’dan Asya’ya kadar bir çok yerde yetişen yaygın bir ot türüdür. Genellikle yetiştiği yerler; yayla,bayır,tepecik gibi yeşil ve bol çiçekli alanlardır. Altın sarısına yakın renkte çiçekler açar. Bitkinin çiçekleri temmuz-eylül döneminde belirginleşmektedir. Bitki 25 ile 60 cm’ ye kadar uzaya bilmektedir. Ülkemizde sarı kantaronun 70’e yakın türü mevcuttur. Halk arasında kan otu, yara otu, binbirdelik otu gibi isimlerle de bilinmektedir.

Orta çağdan beri Avrupa’da bu otun evlere asılarak insanları kötü ruhlardan koruyacağı inancı var olmuştur. Bizim tarihimize bakacak olursak Orta Asya’dan beri şifa olarak görüldüğünü, Osmanlı’da askerlerin savaş yaralarını tedavi etmek için kullanıldığını görmekteyiz.

İçerisinde bulunan ”Hypericin” maddesi ile doğal bir antidepresandır. Bu bilgilerin dışında sarı kantaronun faydaları saymakla bitmez.

Şekil 1- Sarı Kantaron Çiçeği

Bu bilgileri sıralamak gerekirse:

  • İştah açıcıdır
  • Ateş düşürür.
  • Mide ağrısını giderir.
  • Vücut direncini arttırır.
  • Kas gevşeticidir.
  • Baş ağrısını giderir. (Şakak bölgesine bir iki damla sarı kantaron yağı sürüp masaj yapılır.)
  • Balgam ve idrar söktürür.
  • Antiseptik görevi yapar ve yaraların hızlı geçmesine yardımcı olur.
  • Yara ve yanıkların kalıcı izlerini azaltır.
  • Bağırsak solucanını dökmede yardımcı olur.
  • Sivilce tedavisinde kullanılır. (Ilık sarı kantaron çayı pamuk yardımıyla sivilceli bölgeye sürülerek temizlenir.)
  • Bel ve boyun ağrılarına iyi gelir. (Sarı kantaron yağından birkaç damla sürülerek masaj yapılır ve bölge sıcak tutulur.)
  • Panik atak,hafif ve orta dereceli depresyon tedavilerinde etkilidir.

Sarı kantaron otunun kullanım şekli yağı ve çayı olmak üzere genellikle iki şekildedir.

Şekil 2- Sarı Kantaron Yağı

Sarı kantaron yağının yapılışı: Oldukça kolay olan bir yapılışı vardır.Aktardan aldığımız çiçekli taze sarı kantaron’u iyice yıkayıp bir kavanoza koyuyoruz ve üzerine saf zeytinyağı döküyoruz.Bu kavanozu ağzı acık şekilde evin en çok güneş alacak yerine koyarak beş gün bekletiyoruz.Beş gün sonra kavanozun ağzını kapatarak 45 gün güneşte bekletiyoruz.45 gün sonra süzerek elde ettiğimiz yağı koyu bir cam şişeye koyarak muhafaza ediyoruz.

Sarı kantaron çayının yapılışı: Bir tutam sarı kantaron’u yıkayıp demliğe koyuyoruz, üzerine göz kararı kaynar su ekleyerek on dakika demlenmesini bekliyoruz.Sonrasında içmeye hazır hale geliyor ama arzu edilirse içine tatlandırmak amacıyla  bal da ekleyebiliyoruz.

Bu kadar bilginin ışığında söylemek gerekirse yaratıcı bize doğa vasıtası ile şifa sunmakta. Bizim ise yapmamız gereken tek şey doğru araştırmalar yaparak, bize sunulan şifa kaynaklarını bulmak ve onları doğru yöntemlerle kullanmaktır. Şunu da unutmamak gerekir; Doğadaki her şey her zaman faydalı olmayabilir. Kimi için zehir niteliğinde olan bitkiler kimisi için ana şifa kaynağı olabilir.

Arzu Gülcan YILDIRIM