Tepki çeken kelime grubu olsa da çevre mühendisleri çevrenin daimi bekçileri olmaya devam etmektedir. Peki çevre görevliliğinin çevre mühendisliği alanındaki yeri ne kadar anlaşılmakta ve uygulanmakta bu da tartışılır.

Yönetmeliklerle belirlenmiş bir kavram ve bu kavramın teorik ortamdan sahaya, tesislere, işleyişe katılması ne kadar başarılı olmaktadır.

İşletme yetkililerinin ilgilendiği kısım sadece ve sadece para kısmıdır. Yani 2872 sayılı çevre kanunu başta olmak üzere çevre izin lisans yönetmeliğini de katalım dersek; bu kanun ve yönetmelikten kaynaklı işletmeye ceza kesilmesin yeterlidir!

Arka planda tıkır tıkır işleyen bir sistem mevcut demek tabii ki yanlış; ancak hiç olmamasındansa yeğdir.
Sen çevre görevlisi olarak sistemden kayıt oluşturmak için bilgileri temin edebilir, sisteme girebilir ve kullanıcı adı ve şifreni alabilirsin ama sana şifreyi geç gönderecekler, arayacaksın, mail atacaksın sonrasında sana kullanıcı adın ve şifren gelecek. Bunlar daha başlangıç kısımları. Hadi devam edelim.

Sonrasında sözleşmesinden, çevre görevlisine, işletmenin kapsamını belirlemeden, aylık çalışma takvimlerini yüklemeye kadar sistemsel çalışmalar…

Peki sonuç? Abi bizim belge n’oldu? Sanki kırtasiyeden A4 kağıt sipariş ediliyor!!

Çevre mühendisliğinin önemi halen daha net bir şekilde anlaşılamamış iken, çevre mühendisliği kavramının aslında birden fazla uzmanlık alanlarını içermesi; bununda birden fazla mühendislik alanını göstermesini anlayabilmek tabii ki zor zanaat..

Saha Çalışmaları

Gelelim çevre görevlisi olarak saha çalışmamalarına..!

Asli görevlerimiz arasında atık yönetim planın hazırlanması ve onaylatılması, atıkların geçici depolanmasından lisanslı firmalara verilmesine kadar, bir önceki yılın atık beyanlarını sistemden Ocak-Mart arasında yapmaya, çevresel etki değerlendirmesi yönetmeliği kapsamında hazırlanan dosyanın değerlendirmesi yaparak verilen taahhütlere uyulması için yetkiliyi uyarmak (yetkili tabii ki şoklarda), ölçümlerin zamanında eksiksiz yapılması, aylık değerlendirme raporlarını eksiksiz tamamlamak, detay resimlerin aylık olarak dosyada yer alması… İşte bunların hepsi aslında birer emek ve her bir durum için ayrı bir tecrübe ayrı bilgi ve yönetmelik bilgisi gerektiriyor. Bunlardan daha fazlasını yapıyorsunuz ancak adınız çevre görevlisi. Bu kadar; önü arkası yok sadece “çevre görevlisi“.

Tabii ki işin bir de fiziksel şartların yerine getirildiğini düşünürsek gelecek uzmanlara bunları teker teker anlatmak, uygunluk yazısını alabilmek, her ilin uzmanına gelmeden arayıp hangi evrakları istediğini sorarak sonrasında ayrı bi̇r dosya hazırlamak, şekilden şekle girmek gibi bir şey çevre görevliliği.

Aslında geleceğe yatırım yapıyoruz gelecek nesillerimiz için durumun kimse farkında değil onun için sessiz sedasız işleri yapmaya devam..

Nerede kalmıştık…

Uygunluk yazısını aldıysanız geçin sisteme daha n’olsun!? Evrakları yükle uygun; geç dekonta e-imza ile gönder. Geçici faaliyet belgeniz hazır!

En güzel kısım burasıdır. Yetkiliye üretim/işletme kısımları gerçekleştirilebilir dediğinizde gözlerdeki o parıltılar, ışıltılar vs…

Tabii çevre görevlisi olarak tüm bu işlemleri yaparken doğru, verimli ve etkili bir çalışma yaptığımızı da kontrol ediyor muyuz? İlk otuz gün içerisinde verilmesi gereken eğitim sunumunu kopyala/yapıştır bir sunum olmanın ötesine taşıyabilen kaç çevre görevlisiyiz?

Çalışan personele tesisinde oluşacak atıklar konusunda nasıl bi̇r farkındalık oluşturuyoruz? Atığın kaynağında önleme, azaltma ve geri kazanım ile geri dönüşüm konusunda hangi oranda bilgi sahibi yapabiliyor ve en önemlisi bunu çalışma ortamında uygulama pratiğine dökebiliyor muyuz? Biraz öz eleştiri yapmakta da fayda var.

Mesele; çevrenin korunması gerektiğine, aslında siz çevre görevlileri kadar işletme yetkililerinin de düşünmeleri ve inanmalarıdır. Ne zaman ceza ve elde edilecek maddiyat yerine sorumluluk bilincini geliştirebilir isek; işte o zaman, gelecek nesillerimize daha temiz bir çevre, toprak, hava ve suyun bulunduğu güzel bir vatan bırakabiliriz.

Hurşit ALTUN