Yazar tıkanması, diğer bir deyişle “Yazar Tıkanıklığı” bir yazarın ortaya artık yeni bir ürün, eser koyma becerisini yitirmesi durumunu ifade eder. Çeşitli yoğunluk ve farklı nedenlerle ortaya çıkan yazı yazma, hayal gücünü etkin kullanamama ve kelimeleri bütünleştirip, ortaya bir şeyler çıkaramama halidir. Hâlihazırda yapılmakta olan işi tamamlayamama gibi geçici durumu gösterir. Yazarın meslek hayatının sona ermesine, okuma-yazma olgusundan artık yoksunlaşmasına dahi yol açabilen bir sıkıntıdır.
Birçok yazar “Yazar Tıkanıklığı” yaşadığını ifade etmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır. Kimisi yazmaya ısrarla devam edilmesi gerektiğini savunurken, kimisi de bir müddet yazmayı bırakıp, farklı alan ve uğraşlara yönelmek gerektiğini savunur. Kimisi ise Benzer nitelikte kısa süreli ek uğraşlarla ilgilenmeyi tavsiye etmektedir. Ancak Neil Gaiman’a göre ise aslında yazar tıkanması diye bir durum yoktur. İngiliz yazar Neil Gaiman, yazar tıkanmasına inanmadığını katıldığı bir programda dile getirmiş ve “Hayal gücünden yazarın kendisini hayal gücünden yoksun hissettiği dönemde uydurup sığındığı bahaneden başka bir sahtelik değildir.” Şeklinde belirtmiştir. Bu bahane gerçekte de bakıldığında biz yazarların sığındığı bir liman gibidir. Bir bahçıvan, bahçıvan tıkanması yaşamaz. Televizyon veya radyo sunucusu da sunucu tıkanması yaşamaz. Bu durumun, tıkanıklığın aslında nedeni tıkanmışlık değil, yazarın yanlış bir yol veya adım atmış olduğudur. İşleyiş biçiminde bir şeyler yolunda gitmiyordur. Bir yerlerde yanlış seçim yapılmıştır ve bunların tümü yazar tarafından seçilmiş, hayata geçirilmiş ve yazılara yansıtılmıştır. İşte tam da bu durumda olaya bakıp, sorunun ne olduğu iyi anlaşılmalıdır. N. Gaiman’ın bu ve benzeri tıkanmışlık hallerine karşı çözümü kenarda mutlaka mevcut işe ara verip, yönelebilecek farklı bir projenin tutulmasıdır. Bir roman yazıyor ise, bu alandan bağımsız bir kenarda sürdürebilecek bir başka projenin olması önem arz ediyor. Yazma sorununun bir başka nedenleri arasında odaklanamama ve dikkat dağınıklığı yaşamak bulunuyor. Bunun altında yatan gerekçe ise farklı şeyler yapma arzusu ve zorunluluğudur. Örneğin bir roman veya tez çalışmasında bir yere gitmeniz gereken randevunuz var ise veya yapmanız gereken başka bir iş varsa bu zihinsel olarak sizi yoğunluğa itmekte ve odaklanmanıza mani olmaktadır.
Böyle durumlarda 3’lü çözüm etkinliğini uygulamak faydalı olacaktır. Yazar, kendisinde bir tıkanıklık sezdiğinde şayet sürdüremiyor ve bir türlü toparlayamıyorsa, saatler geçse bile hala bir tek kelime yazamıyor yahut kurguyu bir türlü yazıya dökemiyorsa “3’lü Çözüm Etkinliği” yapmasının vakti gelmiş demektir.
3’lü Çözüm Etkinliği Nedir?
3 Farklı faaliyet mekanizmasında 3 farklı uygulamanın aynı anda yapılması demektir. Örneğin 3 farklı faaliyet mekanizması olarak TV, Kitap ve Not Defteri ile üç farklı uygulama okuma, dinleme ve yazma eylemi 3 ayrı konuda aynı şeyin gerçekleştirilmesi durumudur.
- 3 farklı faaliyet mekanizması belirle: (Misal: Kitap, Defter, Radyo)
- 3 farklı uygulama belirle: (Misal: Okuma, Yazma, Dinleme)
- 3 farklı konuda aynı şeyi belirle: (Misal: Aşk, İntikam, Komedi)
*Tamamen yazın kendi tercihine göre belirlenebilecek konu, mekanizma ve uygulamalar içerebilir.
3’lü Çözüm Etkinliği Örneği
3 Farklı Faaliyet Mekanizması: Makale, Radyo, Not Defteri
3 Farklı Uygulama Alanı: Okuma, Yazma, Dinleme
3 Farklı Konu/Duygu/Olgu: Savaş, Komedi, Yabancı Dil
İşleyiş: Herhangi bir konuda bir makale seçiyoruz. Herhangi bir alanda faaliyet gösteren (Makale konusundan farklı) bir radyo kanalı açıyoruz. Süslü veya sade boş bir not defteri alıyoruz. Sonra belirlediğimiz yönteme göre yani okuma, yazma ve dinleme faaliyetine hazırlanıyoruz.
Örneğin radyoda dünyadan haberler anlatılıyor, makale ise kimya ile ilgili formül ve bilgiler içeriyor. Bir yandan radyoda haberleri dinliyor, bir yandan makaleyi okuyor ve eş zamanlı olarak not defterine notlar alıyoruz. Not alırken makalede okuduğumuz sözcükleri, cümleleri değiştiriyor veya birebir yazıyoruz.
Belirlediğimiz savaş, komedi ve yabancı dil konularına yönelik bir şeyler gelişi güzel karalıyoruz. Acele etmeden, sakin bir üslup ile devam ediyoruz. Arada bir kahve veya çay yudumlamanızı tavsiye ediyorum. Ara nefes alıcı farklı bir kısa etkinlik iyi gelecektir. Bunu 1 veya 1 buçuk saatten fazla yapmamalısınız. Akabinde defteri, radyo ve makaleyi kapatıp, 10 dakika Pencereden yahut balkondan çıkıp, gözlerinizi kapatarak doğayı, rüzgârı dinleyin. Ardından gelip, yazdıklarınızı okuyun ve yeni bir sayfaya yazdıklarınızla bambaşka bir solukta yeni eser oluşturabilecek forma kendinizi soktuğunuzu göreceksiniz.
Yazı dışında da buna benzer etkinlik yapabilirsiniz. Misal Dans ederken müzik dinleme ve yabancı dilde konuşmaya çalışmak gibi… Bu ise bedensel hareket, zihinsel etkileşim ve müzik ile duygusal bağ oluşumu sağlayacaktır. İlham perisini kısaca size çekecek kısa bir aktivitedir. Tüm bunları daha ileri boyutta da yapabilirsiniz. Meditasyon, Yoga ve Namaz gibi ruhani tabir edilen uygulamalar da sizleri toparlayıcı, enerji verici ve olumsuz-kötü hislerle enerjinizi deşarj edici etkiye sahiptir. Çünkü bu etkinlikler de 3 temel ayrı niteliğe sahiptir.
Son olarak Maya Angelou’nun yazar tıkanıklığı yaşayan, “Yazamıyorum” diyen yazarlara tavsiyesi ile veda edelim.
“Yazmaya çabalarım. İki hafta boyunca tek yazabildiğim şey bir cümle dahi olsa, yazarım. Dünyanın en bunaltıcı iki haftası olabilir bu, ancak denemekten yılmam. Yazma işiyle uğraşırken başka hiçbir şey görmez gözüm. Ve sonunda esin perimi de ikna ederim bu konuda ciddi olduğuma, “Tamam, tamam, sana yardımcı olacağım,” der ve sorun çözülür.” (M. Angelou)
Mevlüt Baki TAPAN