İddia: Hz. Adem’in çocuklarının, yani birbirinin kardeşleri olan kimselerin evlenerek çoğalmaları (ensest ilişki) ahlaksızca değil mi? Allah ahlaksız bir işe izin vermiş olamaz, öyleyse insanların çoğalışları bu yolla olmamıştır. Bu yüzden Hz. Adem ilk insan olamaz.

Cevap: Ensest ilişki bizim için neden ahlak dışı ve tüyler ürperticidir, tiksindiricidir, çirkindir?

Çünkü bizim fıtratımızda/doğamızda bu iş “çirkin, tiksindirici, iğrenç” olarak kodlanmıştır, bu yüzden ahlak dışıdır, mide bulandırıcıdır.

Dikkat edin; doğamıza öyle kodlandığı için, öyle yerleştirildiği için. İçgüdülerimiz Allah tarafından böyle şekillendirildiği için.

Eğer ki bizim içgüdülerimize “çirkin, tiksindirici, iğrenç” olarak kazınan ensest ilişki; Hz. Adem’in çocuklarının doğalarındada/fıtratlarında/içgüdülerinde “çirkin, tiksindirici” olarak kodlanmadıysa, eğer ki Allah Hz. Adem’in çocuklarına bunu yasaklamadıysa, bu eylem onlar için neden ahlak dışı, çirkin olsun? Çirkin olarak nakşedilmemiş ki içgüdülerine?

Bir eylemi ahlak dışı, tiksindirici, çirkin kılan nedir?

Ya insanın doğasında/fıtratında içgüdüsel olarak o eylem “tiksindirici, çirkin, yanlış, iğrenç” olarak kodlanmış olmasıdır;

Ya Allah’ın yasak kılmasıdır;

Veya toplumsal kabuller/teamüllerdir.

Peki o eylemi çirkin kılan bu üç sebep ortadan kalkarsa o eylemi iğrenç yapan ne kalır geriye? Yani;

Allah yasaklamamışsa;

İçgüdüsel olarak kişinin fıtratında/doğasında bu eylem “çirkin, tiksindirici, iğrenç” olarak yerleştirilmediyse, kodlanmadıysa;

Toplumda ahlak dışı olarak kabullenilmediyse…

O zaman bu eylem hangi sebepten çirkin, neden iğrenç olsun?

İddia: Ama bir iş ya çirkindir ya güzeldir, ensest ilişki çirkinse her zaman çirkin; çirkin değilse her zaman çirkin değildir. Onlara normal, bize çirkin olması nasıl açıklanabilir?

Cevap: Bir iş Allah onu güzel kıldığı için güzeldir, Allah onu güzel kıldığı sürece güzeldir, Allah onu çirkin kıldığı sürece ise çirkindir. Yani eylemi güzel veya çirkin yapan YALNIZCA Allah’tır, çünkü yaratan O. Yarattığını çirkin veya güzel ilan edecek de O.

Yani içgüdülere/fıtratlara bir işi güzel veya çirkin olarak kodlamış ise, Allah öyle kodladığı sürece o iş güzeldir. Onu içgüdülere, insan doğasına/fıtratına çirkin, tiksindirici olarak nakşettiği sürece ise o iş çirkindir, iğrençtir…

Yani çirkinlik ve güzellik etiketini yapıştıran Allah’tır, çirkinlik-güzellik kriter, kanun ve kıstasları Allah’a tabidir; Allah çirkinlik-güzellik kanunlarının emrine girmez, bu kanunlar Allah’ın emrine girerler.

Çünkü güzellik-çirkinlik ölçütlerini/kaide ve kurallarını yaratan bizzat Allah’tır. Allah’ı kendi yarattığı kanunların esaretine sokamazsın, Allah’ı kendi yarattığı kanunlara mecbur kılamazsın.

Dilediği kanununu dilediği zaman devreye sokar, dilediği kanununu dilediği zaman devreden çıkarır. Hiçbir kuvvet de Allah’ı kendi yarattığı kanunlarına ‘bağımlı olmak‘ zorunluluğuna itemez, hiç bir güç Allah’ın dilediği kanunu geçerli kılıp istediği kanunu ortadan kaldırmasına engel de olamaz, yargılayamaz da.

İddia: Ama Allah sünnetullahını değiştirmez diye ayet var.

Cevap: Neyi ne zaman güzel, neyi ne zaman çirkin ilan edeceği konusunda dilediğini yapmaya muktedir ve hür oluşu da Allah’ın sünnetidir, yani “sünnetullah” tır. Dilediği kanunu icra edip dilediği kanunu lağv etme kudretine ve iradesine sahip olmak da “sünnetullah” tır.

Öyleyse ensest ilişkiyi sadece Hz.Adem’in çocuklarının içgüdülerine çirkin, tiksindirici olarak yerleştirmemiş olması, ama onların dışındaki insanların içgüdülerine bunu “ahlaksız, mide bulandırıcı” bir iş olarak kazımış olması; Allah’ın “dilediğini yapmada mutlak hür olması” sünnetidir. Bizzat bu durum en keskin sünnetullah’tır ve “Allah’ın dilediğini yapma sünneti” ne kimse ‘Sünnetullah değildir’ diyemez.

Diyen de Allah’ın uymaya -hâşa- mecbur olduğu bir kanun icad ediyor demektir ki bu da Allah’tan üstün bir kanun gücü tanımak anlamına gelir. Oysa Allah’ın üstünde, Allah’a yaptırım uygulayan bir kanun gücü hayal bile edilemez.

Ayrıca Allah, şeriatını değiştirdiğine dair örnekleri bizzat Kur’an’da veriyor. Mesela En’am 146’da iç yağının bizden önceki Yahudilere haram kılındığı fakat bize helal kılındığı söyleniyor.

Eğer ki iç yağı yemek çirkin bir iş değilse, Allah çirkin olmayan bir işi Yahudilere neden haram kıldı?

Yok eğer iç yağı yemek çirkin bir iş ise, o zaman Allah bize çirkin bir işi neden helal kıldı?

Demek ki iç yağı yemeyi çirkin yapan veya çirkin yapmayan SADECE Allah’ın yasağı ve iznidir.

İç yağı yemek Yahudiler için çirkin idi, çünkü Allah yasaklamıştı.

İç yağı yemek bizim için çirkin değildir, çünkü Allah izin vermiştir.

Bu tarz soruların hepsi bir kez daha ispatladı ki; yüz elli senedir bilimsel camia içerisinde teori olmaktan bir level atlatıp kanun yapamadıkları evrimi, halkın zihninde etik bir zorunluluk haline getirerek bilimsel arenada alamadıkları ’round’u halk tabanındaki psikolojik kabul başarısı ile teselli etme telaşına düşmüşler.

Osman Coşar