Gaiplik Konusu Medeni Kanunun 32-35 maddelerince düzenlenmiştir. Arapça gyb kökünden gelen gaib (غائب) “kaybolmuş, yitik, saklı” sözcüğünden türemiştir. Arapça sözcük, arapça gaba (غاب) “gizli idi, yitti” fiilinin failidir.

Madde 32. ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir. Bir kişinin gaipliğine karar verilebilmesi için aranan ilk şart ya ölüm riski altında ortadan kaybolması ya da uzun süredir kendisinden hiçbir şekilde haber alınamamakta olmasıdır.

Kişinin uluslararası sularda seyahat yapmakta olduğu geminin batması ya da seyahat etmekte olduğu uçağın düşmesi veyahut ağır kış şartlarında dağ sporu yapan bir kişiden uzun süre haber alınamaması durumunda kişinin yasal mirasçılarının, atanmış mirasçılarının ya da vasiyet edilmiş kimselerin hem miras hukukundan doğan hem de kişilik hukukundan doğan haklarının korunması adına bu kimselerin başvurusu üzerine gaiplik kurumundan bahsedilebilir.

Hak sahiplerinin başvuru yapabileceği yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; Türkiye’de daha evvel yerleşmemiş ise nüfus siciline kayıtlı olduğu yer, böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı olduğu yer mahkemesidir.

Madde 33. gaiplik kararının istenebilmesi için, ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir (1) yıl veya son haber tarihinin üzerinden en az beş (5) yıl geçmiş olması gerekir.

Miras hukuku bağlamında ise konu 584-588 maddelerinde düzenlenmiş olup terekenin hak sahiplerine teslimi yapılmadan evvel bu malları ileride doğabilecek hak sahiplerine ya da gaibin bizzat kendisine geri verilebilmesine ilişkin güvence gösterilmesi zorunludur. Bu güvence ölüm tehlikesi içinde kaybolma durumunda (örnek; uçağın düşmesi) 5 yıl, uzun zamandan beri haber alınamama (Afrika’da Safari turuna çıkan birinin yerlilerce alıkonulması, yurtdışına çalışmak için giden birinden uzun süre haber alınamaması, cihan harbine katılan bir kişiden aynı şekilde haber alınamaması gibi durumlar örnek olarak verilebilir) durumunda ise 15 yıl ve her halde gaibin 100 yaşına varmasına kadar geçecek süre gösterilir. 5 yıl, tereke mallarının teslimi ile, 15 yıl ise son haber tarihinden itibaren hesaplanır.

Mahkeme yapılan başvuruyu değerlendirme sürecinde gerekli kanaate varır ise kaybolan kişi hakkında ilan kararı verir. Kişi hakkında 6 aylık ilan süresinde öldüğü ya da yaşadığına dair kesin bir bilgi alınamaz ise mahkeme kişinin gaipliğine karar verir. Gaiplik kararı ile kişi hukuken ölmüş sayılır ve ölüm kütüğüne işlenir.

Gaiplik kararı ile gaibin mirası hemen mirasçılara geçmez. Gaibin biyolojik ölümü bilinmediğinden tereke gaibin mirasçılarına zilliyet sıfatıyla teslim edilir. Dolayısıyla gaip ortaya çıkarsa veya hak sahibi olduklarını iddia edenler bu iddialarını ispat ederler ise tereke mallarını teslim almış olan kimseler; aldıkları malları zilyetlik kuralları uyarınca geri vermekle yükümlüdürler. İyi niyetli olanların geri verme yükümlülükleri ise miras sebebi ile istihkak davasına ilişkin zamanaşımı süresine tabidir.

Bununla birlikte yukarıda da belirttiğimiz üzere 584 ve 585. maddelerde belirtilen süreler içinde gaip ortaya çıkmaz ya da gaibin 100 yaşını doldurmasıyla verilen güvenceler son bulur ve mirasçılar tereke paylarını kesin olarak iktisap edinmiş olurlar.

Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığına veya ona düşen miras payı 10 yıl süre ile resmi olarak yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin 100 yaşını dolduracağı süre geçer ise Hazine de o kimsenin gaipliğini talep edebilir. Gaiplik kararı verilebilmesi için gerekli ilan sürecince herhangi bir hak sahibi çıkmaz ise aksine alınan bir karar olmadığı takdirde gaibin mirası devlete geçer. Devlet de gaibe ya da hak sahiplerine karşı tıpkı gaibin mirasını teslim alanlar gibi geri vermekle yükümlüdür.

Gaiplik kararı doğal ölümlerde olduğu gibi evliliği kendiliğinden sona erdirmez. Gaibin eşi ayrıca hakimlikten gaiplik kararının yanı sıra resmi evliliğinin de sonlandırılmasını talep edebilir. Gaiplik kararı ile evliliğinin de sonlandığını düşünen eş mahkeme kararı olmaksızın yeni bir evlilik yapar ise yeni evlilik mutlak Butlan hükümlerince batıl sayılacaktır. Çünkü mevcut evlilik medeni kanuna göre kesin evlenme engellerinden sayılmaktadır.

Faydalı olması temennisiyle…

Emre KAYAALP