“Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik…
Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!“
şuurunda bir gençlik…
Üstad Necip Fazıl ne güzelde söylemiş. Peki ya bizim gençler ne yaptı. Ne zamanı bildi ne de mekanı. Vatan nedir unuttuk bayrak nedir hatırlamaz olduk. İstiklal marşını bile ezbere bilmeyen bir gençlik çıktı ortaya. İstiklal marşı okunurken gözünü bile kırpmayan bir milletten bir dakikalığına olsun sabit duramayan dalga geçen bri nesil çıktı ortaya. Zaten anne-babasına, büyüklerine saygı göstermeyen bir nesilden vatana sahip çıkmasını beklemek bir ütopya olmalı. Modernlik diyor ya herkes çığırından çıktı iş istiklal şairi dememiş boşa ‘medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ diye. Ne gelenek kaldı ne görenek, sonra bizler de bekleyelim ki kalsın vatan kalsın bayrak yaşasın bu cumhuriyet…
Modernlik demiştim ya o yapmadı mı her şeyi bizim çocuklarımıza . önce giyimini değiştirdi sonra eşyalarını sonrada fikirlerini. Çanakkale destanı yaşanmamış gibi masal gibi hayali kahramanlar savaşmış gibi geliyor gençlerimize.o ruh o beden artık yok. Şimdilerde klavye, teknoloji kahramanları türedi. Telefonlar bilgisayar akıllandı insanlar aptallaştı demek yerinde olur sanırım. bizim gençlerimiz vatan kurtarmayı o resimde bu tabloda şu kapakta illuminate denilen şeyi aramak sanıyor. Ne arıyorlar orası da meçhul. Elalemin yahudisi Coca Cola kapağına İslam sancağı koyacaktı sanki. Koca koca kafalar, küçük beyinler, küçük düşünceler, küçük hayaller ve maalesef umutsuz yaşamlar. Biraz bilimsel olalım bence;
İnsan 40 gün aç,
4 gün susuz,
4 dakika nefessiz yaşayabilir,
Ama umutsuz 4 saniye yaşar….
İşte biz umudumuzu hayalimizi kaybetmedik aslında geleceğimizi kaybettik geçmişimizle beraber.
Bakın 30’unu geçmiş insanlara bir büyüğü geldiğinde ayak ayak üstüne de atmaz, yer de verir, büyüğü konuşunca karşısında saygıyla susar. Ama gençlerde o nerede? Baba odaya girince ayaklar tavanda, el ayak gövde beyin telefonda odaya babamı girdi sokaktan geçen biri mi girdi haberi yok.
Evet gençlerimiz sorunlu çoğuda işe yaramaz artık. Peki ama KATİL KİM?
Ben söyleyeyim. Yine bir gencin yaşadığı bir olayla; toplu taşıma aracında giderken yaşlı teyze ayakta bekliyor ama koltuktaki genç yer vermiyor. Başka bir abimiz kalkıp yer veriyor. Ardından başka bir teyzemiz geliyor yine ayakta ve yine gençten hareket yok. Bir önceki teyze “Evladım büyüklerine yer versene.” diyor. İşte orada o genç tüm gençlerin dili oluyor “Teyzecim sizi yetiştirenler saygıyı, yer vermeyi öğretmiş ama bizi yetiştiren sizler bize saygıyı öğretemediniz. “ bu söz tüm planı bozuyor. Hep gençler böyle şöyle dedik ama hiç kendimize bakmadık. Aslında gençler değil; biz unuttuk geçmişi, sevgiyi, saygıyı ve çocuklarımıza da bunu aşıladık. Daha doğrusu çocukların oyuncağı olduk. Evlerde çocuklar ne derse o oldu. Anne kim baba kim bunu ayırt ettiremedik. Ve çocuklarda ne saygı bıraktık ne sevgi. En sonunda da çocukların umutlarını hayallerini ve düşüncelerini kısırlaştırdık. Evet olay çözüldü; polis katili yakaladı.
İşte katil; anneler-babalar-amcalar-teyzeler-dayılar…
Psikolojik Danışman
Yasin DEMİR