Sizlere şöyle bir soru sormak istiyorum. Günümüzün en büyük sorunu nedir? Ya da günümüzün başat sorunları nelerdir? Eminim birçoğunuz işsizlik, geçim sıkıntısından başlayıp strese kadar varan farklı sorunlardan bahsedecektir. Fakat bence günümüzün en büyük sorunu insan yetiştirmektir. Hani Şeyh Edebali’nin dediği gibi insanı yaşat ki devlet yaşasın düşüncesidir. İşte bu yüzden Osmanlı Devleti tarihin en önemli devletlerinden biri olmuştur. Çünkü devletin kuruluş döneminde padişahın en önemli hocası olan Şeyh Edebali’nin bu düşüncesi devletin temel taşlarından biri olmuştur.
Osmanlı Devleti tarih boyunca insanlara ırk ayrımına göre yaklaşmamıştır. İnsanlara bakış açısında dini unsurlar daha çok ön planda olmuştur. Belki yıkılışında Fransız İhtilali’nin getirdiği düşünceler ve batılıların pompaladığı fikirler etkili olmuştur. Birçok etnik unsur bu yüzden Osmanlı’dan ayrılmış ve Dünya Savaşı sonrası devlet yıkılmıştır. Ama Osmanlı Devleti son dönemine kadar kendi içinde barındırdığı insanlara art niyetle bakmamış ve kim hangi dine mensup olursa olsun ya da hangi milletten olursa olsun her zaman hoşgörü ve adaletle yaklaşmaya çalışmıştır. İşte bu yüzden Osmanlı Devleti tarihin en önemli insan yetişme merkezi olmuştur.
Burada insan yetişmesinden kastım bir noktada dünya çapında önemli insanlar yetiştirmek ve onlara sahip olmaktır. Bu durumu Osmanlı Devleti zamanında çok güzel bir şekilde uyguluyordu. Bunda en önemli pay kişileri kabiliyetlerine göre sınıflandırmaktır. Bu sınıflandırmayı Osmanlı Devleti kişilerin çocukluk döneminden başlayarak yapıyordu. Bu yüzden ilmi sima ilmi diye bir ilmi yöntem uyguluyorlardı. Çocuklar simalarına bakılarak ilerde hangi meslek sahibi olabilecekleri ve hangi yeteneklere sahip olacakları öngörülüyordu. Bu yöntemi uygulayan kişiler çocukları ona göre yönlendiriyorlardı. Fakat bu yöntem daha çok Devşirme Sistemi için uygulanıyordu. Osmanlı Devleti zamanında fetih edilen yerdeki gayrimüslim ailelerden çocuklar alınıp devlet için yetiştirilirdi. Çocuklar devşirme memurunun tasnifine göre ya Acemioğlanlar Ocağına yani asker olması için yada sarayda başka hizmetlerde bulunması için ayrılıyordu. Zaten fetih edilen yerdeki ailelerde çocuklarını Osmanlı Devletine vermekte bir beis görmüyorlardı. Çünkü çocukları bulundukları yerde ziyan olmasındansa Osmanlı’da iyi bir tahsil görüp iyi yerlere gelmelerini istiyorlardı.
Osmanlı Devleti bu sistem sayesinde bir çok yetenekli ve devlete hizmete olan şahsiyetler yetiştirmiştir. Örneğin Sokullu Mehmet Paşa bu zatlardan biridir. Kendisi Hırvat köyünde doğmuş ve Devşirme Sistemi sayesinde Osmanlı Devleti’nde tahsil görüp sadrazam makamına kadar gelmiştir Yine Sokullu gibi bir çok kişi Osmanlı’da eğitim alıp devşirilerek devletin en üst makamlarına gelmişlerdir. İşte bu yüzden Osmanlı Devleti devrinin insan yetiştiren en önemli üstlerinden biri olmuştur. Hem öyle kişiler yeteneklerine göre belli alanlara yönlendirilmişlerdir.
Oysa ki günümüzde kişilerin yeteneklerini keşfetmek maalesef çok geç oluyor. Çocuklarımızın yeteneklerini küçük yaşlardan keşfedemiyoruz. Hatta üniversite çağına geldiğinde bile çocuklarımızı yeteneğine göre değil de toplumdaki statü ve maaşa göre bölümlere yönlendiriyoruz. Çocuklarımızın hangi işi sevdiği ve yeteneği ön planda kalmıyor. Halbuki şu hayatta insanın başına gelen en güzel şey sevdiği ve yapabildiği işi yapabilmesidir. Bizler belki ülke olarak alanında çok iyi ve dünya çapında olan az insan yetiştiriyor olabiliriz. Fakat en azından yeteneğine göre iş yapan ve sevdiği işi yapan insanlar yetiştirmeliyiz. Bu sayede toplum olarak daha mutlu ve huzurlu bir toplum olabiliriz…
Mesut BULDU