Dostlar tarihi olaylar bazı nedenler, kararlar ve amillerin bir araya gelmesiyle oluşan süreçlerdir. Tarihi olaylar öyle bir anda meydana gelen bir anda alınan kararlarla gerçekleşen vak’alar değildir. Çünkü olayın meydana gelmesi için bazı amillere ve nedenlere ihtiyaç vardır. Yani olayın gerçekleşmesi için izlenmesi gereken süreçler vardır. Hatta uygun zemin ve zaman koşulları de gereklidir. Belki hayatımızda bazı olaylar sanki bir anda gerçekleşiyor gibi görünür ama bu aslında buz dağının görünen kısmıdır. Çünkü olayın meydana gelmesinde bazı nedenler, süreçler ve alınan kararlar buz dağının suyun altında olan kısmını gösterir. Fakat biz insanların şu zamanda en büyük yanlışlarından biri de olayların olmasına takılıp olayı meydana getiren nedenlere, süreçlere ve alınan kararlara dikkat etmiyor oluşumuzdur. Olayın olmasındaki süreci, kronolojiyi es geçiyoruz. Buna bir sürü örnek verebiliriz.
Örneğin son zamanlarda yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi öyle bir anda meydana gelen bir vak’a değildir. Belli süreçler, zamanlar ve nedenlerin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilmek istenen hain bir teşebbüstür. Düşünsenize siz dini bir cemaat adıyla ortaya çıkacaksınız sonra bir çok kurumda adamınız olacak ve en sonunda devleti ele geçirmek isteyeceksiniz. Bu sizce bir anda kararlaştırılan bir durum olabilir mi? Tabii ki bu duruma gelene kadar bir çok süreç yaşandı. Bir çok kararlar taa kim bilir ne zamanlardan alındı. Fakat yansıması bu zamanda gerçekleşti. Çok şükür Rabbim ülkemizi korudu. İnşallah bir daha böyle bir durum yaşamayız. İşte ben de İstanbul’un fethinin gerçekleşmesindeki tarihi süreçlerden biri olan Çimpe Kalesi’nin alınmasından bahsetmek istiyorum…
Dostlar Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan İstanbul’un fethine kadar her padişah İstanbul’un fethi düşüncesi içerisinde olmuştur. Tabii ki bu durumun yani bu fetih düşüncesinin başlangıcı Efendimiz Sav’in hadisiyle beraber ortaya çıkmıştır. Ecdadımız onun hadisine mazhar olabilmek için yanmış tutuşmuş ve bu yolda gaza ve cihat anlayışında olmuşlardır. Örneğin Kuruluş Devrinde fetihler hep Bizans İmparatorluğu doğrultusunda olmuş ve Osmanlı, Anadolu beylikleriyle iyi geçinmiştir. Hatta Bizans’a karşı yapılan fetihler diğer Türk beylikleri tarafından da memnuniyetle karşılanmış ve destek bulmuştur. Arada yüzyıllar olsa da Peygamberimizin hadisi başlangıç olmak üzere, Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren süreç işlemeye başlamıştır. İşte bunun için Kuruluş döneminde bir adım gerçekleştirilmiş ve okul derslerinde hep adını duyduğumuz Çimpe Kalesi ele geçirilmiştir. Bu kalenin ne önemi var denebilir? Çünkü Rumeli’de bulunan küçük bir kaledir. Ne fayda sağlamıştır?
Bu kale ile birlikte Osmanlı Devleti Rumeli’ye ilk adımını atmıştır. Kalenin fetih tarihi 1353’tür. Yani İstanbul’un fethinden tam yüzyıl öncesidir. Arada yüzyıl olsa da süreç işlemeye başlamış ve İstanbul’un fethi kararı alınmıştır. İstanbul’un fethi her padişah için bir anda alınan bir karar değildir. Yılların getirmiş olduğu bir arzu ve aşktır. İşte bu aşkı gerçekleştirmek için ilk adımlardan biri bu Çimpe Kalesinin alınması olmuştur.
Bulgar ve Sırp kuvvetleri Edirne’yi kuşatmış ve Bizans, Osmanlı’dan yardım istemiştir. Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa Bizans’a yardım etmiş ve onları bu kuvvetlerin baskısından kurtarmıştır. Bunun üzerine Bizans Çimpe Kalesini Osmanlı’ya hediye olarak vermiştir. Bu kale o tarihten sonra Osmanlıların Rumeli’ye açılan köprüsü olmuş, Rumeli ve Balkan fetihlerinin başlangıcı olmuştur. Adeta Osmanlı’nın Rumeli’de kazanmış olduğu bir üs olmuştur. Çünkü Osmanlı Devleti bu kaleden sonra fetihlere devam etmiş ve Bizans’ı hem Anadolu hem de Balkanlarla beraber çepeçevre sarmıştır. Bizans’ın İstanbul dışında pek bir toprağı kalmamış ve dar bir alana sıkışmıştı. Efendimiz’in hadisi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ve o küçücük kalenin alınmasıyla başlayan süreç hızla ilerleyecek ve İstanbul’un fethi gerçekleşecekti.
Tabii ki İstanbul’un fethi için okullarda gördüğümüz bir çok neden var. O zamanın şartlarına göre. Fakat benim asıl dikkati çekmek istediğim nokta tarihi olaylar bir anda gerçekleşen olaylar değildir. Onları zaman ipinden geçiren süreçler, mutlaka bir başlangıç noktaları vardır ve o zamanın şartlarına göre meydana gelmesine sebep olan nedenler vardır. Belki Çimpe kalesinin alınması, İstanbul’un fethinden yüzyıl önceydi fakat kararın yıllar öncesinden alınma sürecini başlatmış ve fethin gerekliliğinin nedenleri o zamanın şartlarında ortaya çıkmıştı. Ha yüzyıl önce ha yüzyıl sonra yeter ki bir gaye ve hedef olsun.
Dostlar bu yüzden sadece tarihi olaylar değil her olaya bakışımız, tek olaya kitlenmemelidir. Olayı meydana getiren süreçler ve nedenleri ve kararların taa ne zamandan alındığı iyi irdelenmelidir. Yoksa bakış açımız dar bir kalıba sığar ve hayatımız günü birlik olayları takip ederek ve onlara bağlı kalarak devam eder. O yüzden nasıl ki ecdadımız fetihlerinde belli süreçleri izlemiş, belli kararları taa yıllar öncesinden almış, belli nedenlerle ve zamanın gereklilikleri ile hareket etmiş ve ona uygun davranmışsa, bizlerde onların torunları olarak olaylara bu gözlerle bakmalı ve karşılaştığımız sorunları bu bakış açısıyla irdelemeliyiz…
Mesut Buldu