‘’Hayat sarhoşluk gibidir. Zevk gider, baş ağrısı kalır. ‘’- İran Atasözü

Keşm’de en erken insan kalıntıları Paleolitik Çağa kadar gider. Keşm adasında önemli sayıda Paleolitik taştan yapılmış araç ve gereçler bulunmuştur. Keşm adasıyla ilgili tarihsel kayıtlar, bize bu adanın İslam’dan önce de var olduğunu ortaya koyuyor. Keşm, Kiş ve Tunb gibi isimlerle anılan ada, M.Ö birkaç yüzyıl boyunca Elamların(İran öncesi adada yaşamış bir medeniyet) yurdu olmuştur. M.Ö 2.yy’da adaya büyük olasılıkla Alexandria ya da Aracia deniyordu. Önemli jeopolitik konumu, adanın İran körfezinde yer alıyor oluşu, bölgenin sıklıkla işgal edilmesine yol açmıştır. Keşm adası, Elamlar, Umayadlar, Abbasiler, Portekizliler ve İngilizler tarafından işgale uğramıştır. 

Sasani İmparatorluğunun yönetimi altında adanın ismi Abarkawan idi. Abarkawan ise Ardaşir-Khwarrah yönetiminin altında bir bölge idi. Keşm, zamanında önemli bir ticaret ve gemicilik merkeziydi. Keşm adasından Çin, Hindistan ve  Afrika’ya yelken açan ticari gemiler sayesinde ekonomisi oldukça gelişti. Keşm’in, Kassel İncili’nde adı geçen Cennet bahçesi olduğu da rivayetler arasındadır. 

Kültür karmaşası

İran’ın Güney sahillerinin Hormozagan ilinde yaşayan insanlarına Bandari, yani ‘’liman halkı‘’ denirdi. Baharat yolu üzerinde olması sebebiyle Afrika, Arap, Hint ve Fars kültüründen etkilenmiştir. İran ülkesinin farklı şehirlerinde birbirinden çok farklı giyim tarzları dikkat çekmektedir. Keşm’de yaşayan Bandari kadınları, klişe siyah peçe yerine renkli,parlak ve canlı kıyafetleri tercih ederler. Keşm erkekleri ise Arapların giydikleri giysilere benzer şeyler giyerler. Burada dikkat çeken, İran’ın geri kalanında karşılaşma şansınızın düşük olduğu olağandışı bir kamuflaj maskesidir: Boregheh. Hem Sünni hem de Şii kadınlar tarafından yüzlerce yıldır yüzlere takılan bu maske, Keşm kadınları için önemli ve vazgeçilmez bir yüz aksesuarıdır. Boreghehler, her on yılda bir 2’er cm kalınlaşır. Bunun kadınların yaşıyla bir alakası vardır. 18 yaşında Boregheh takan bir genç kızın maskesi çok inceyken, 70 yaş ve üstü bir kadının taktığı maske oldukça kalındır. Kıdem ile alakalı bir durum olsa gerektir.

Keşm’de bir Bandari kadını…

Antik bir gelenek

Bandari kadınları yüzlerce yıllardır maske takıyorlar. Geleneğin tam olarak kökenleri bilinmese de, tarihçilerin aktardığına göre Portekizliler bölgeye hakimken, burada Portekizli köle tüccarları yerel güzel kadınlar arıyorlardı. Buradaki kadınlar da oldukça güzel oldukları için, tanınmamak için yüzlerine bu maskeleri takıyorlardu. Tabii ki bu, rivayetlerden yalnızca bir tanesidir. 

Sıcak Körfez yazları 

Kadınların maske takması, örf, gelenek ve inançla ilişkilendirilse de, maskeler aslında gözleri ve deriyi güneşten korumak için takılıyordu. Benzer maskeler Umman, Kuveyt ve Arap Yarımadasının (Cezirat’-ul Arab) bazı bölgelerinde de kadınlar tarafından takılmaktadır. 

Bölgede Bandari kadınlarının taktıkları maskeler çeşitlilik göstermektedir. Tek tip bir maske yoktur. Bunun yerine, kimi kadınlar tüm suratı kapatan maskeler takarken kimileri suratın büyük bölümünü açıkta bırakan maskeler takmaktadırlar. Maskeler, hem hayvan derisinden hem de  süslü kumaşlardan yapılmıştır. Yalnızca gözleri açıkta bırakıp tüm yüzü kaplayan maskeler olduğu gibi, sadece burnu ve alnın bir kısmını kapatan maskeler de kullanılmaktadır. Buradaki yerli halk, kadını, taktığı maskenin şeklinden ve renginden tanıyabilmektedir. 

Savaş için yapılmış maskeler 

Bıyığa benzeyen bu ihtişamlı ve ürkütücü maskeler, yüzyıllar önce yerel kadınlar tarafından daha sert ve korkutucu görünmek için takılırmış. Ada, çok stratejik bir noktada yer aldığı için birçok kavim buraya saldırı düzenlemişler. Düşmanlarının taktıkları kara yüz maskelerini görünce onları erkek süvari sanıp geri çekilmişler. Dolayısıyla maske, o zamanlar adanın korunmasında önemli bir yere sahip imiş. 

Banduri kadınlarının maske kültürü her geçen yıl eski önemini yitirmektedir. Öyle ki, yeni nesil genç kızlar artık bu maskeleri takmak yerine normal peçe ya da başörtüsü giymektedirler. Her şeyde olduğu gibi Boregheh geleneği de Modernizm canavarı tarafından yutulmuştur. 

Furkan ARISOY