Geçen iki yazımızda internet denen olgunun, fiziksel ve yazılımsal boyutlarını aktarmıştık. Bu yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Birinci yazı: Sanal Alemin İç Yüzü
İkinci yazı: Üç Dabulyunun Sırrı…
Bir önceki yazı olan ikinci yazının son kısmında, bütün web sayfalarının ip (internet protocol) ile tanımlanmış, sunucu denen güçlü bilgisayarlarda barındığını ancak; tarayıcıya “www.bizimkose.com” yazdığımızda Bizim Köşe için tanımlanmış ip’yi (185.106.210.183) nasıl bulduğunu ve nasıl yönlendiğini bu yazımızda anlatacağımızı söylemiştik.
Tabii ki internet vakıasını birkaç yazıya sığdırmak kolay bir şey değil. Bizim burada muhtasar (özet) olarak ele aldığımız mevzûlar, teferruatına inildiğinde ciltlerce kitap hacminde meselelere dönüşüyor. Yine de bu özet bilgilerin, internetin zihinlerdeki bilinmezliğini izale etmeye ve gidermeye kafi geleceğine inanıyorum…
Evet, “www.bizimkose.com” adresini yazdığımız zaman karşımıza şu an bulunduğunuz sayfa açılıyor. Peki bu nasıl olmakta? Yani aslında Bizim Köşe’nin internet dosyalarını barındıran sunucu bilgisayara gidiş yolu sayısal (IP) olarak tanımlanmışken, bizimkose.com adresi nasıl oluyor da o sunucuyu bulabiliyor?
Yukarıdaki soruda belirttiğimiz işlem Name Server adı verilen sunucular vasıtasıyla işlemektedir.”Ad sunucusu” olarak Türkçe’ye çevrilse de bilişimciler arasında bu terkip değil, NS (Name Server) ya da DNS (Domain Name Server) kısaltmaları kullanılır.
NS (Name Server – Ad Sunucusu) denen sunucular, “web sunucularının” yaptığı işten farklı bir iş yapar; o da “alan adları ve ip eşleştirme“, mail değiştirici kayıtları gibi alan adlarıyla alakalı kayıtları saklamak ve istek geldiğinde istemci bilgisayarı, kendisinde bulunan kayıtlara yönlendirmektir.
Bizi ilgilendiren ve konumuzla alakalı kısım “alan adları ve ip eşleştirme kayıtlarını tutma” işlemidir. Alan adını tescil ettikten sonra, tescil firmasının yönetim panelinde, satın alınan alan adı/domain için dns kaydı girme bölümü bulunmaktadır. Bu bölümde, alan adı için daha önce hosting sağlayıcı firmanın verdiği “ip bilgileri” kaydı girilir. Böylece 11.11.11.11 gibi bir ip adresi, “alanadi.com” gibi bir alan adıyla eşleşmiş olur. İşbu kayıt ise name server dediğimiz sunucuda tutulur.
Bizim sitemizden örnek vererek konuyu biraz daha somutlaştıralım:
“www.bizimkose.com” adresini tarayıcıya yazdığımız zaman, bilgisayarımız alan adının (bizimkose.com) kayıtlı olduğu ad sunucusuna (name server) gider. Daha önce hosting yönetim panelinde “185.106.210.183” ip’si ile “www.bizimkose.com” eşleşmiş olduğu için, alan adı ve ip eşleştirme kaydını tutan NS, bizi web sitemizin dosyalarının barındığı 185.106.210.183 ip’li sunucuya yönlendirir ve dolayısıyla web sitemiz açılır.
Peki bu kadar karışık işlem ne için yapılır?
Yukarıda yüzeysel olarak anlatılan bu kompleks işlemler, sadece insanların web sayfalarına kolaylıkla ulaşabilmesi adına yapılır. Yani bu şu anlama geliyor: Name server denen teknoloji geliştirilmemiş olsaydı, bizim bu web sitesine girmek için 185.106.210.183 ip’sini bilmemiz ve her seferinde aynı numaraları yazmamız gerekecekti. Google’a girmek için google.com.tr değil de, 216.58.209.3 gibi bir ip yazmak zorunda kalacaktık. 🙂
Ad sunucuları (name servers) alan adı ve ip eşleştirme kaydı tutarak, girmek istediğimiz sitelerin ip’lerini hafızamızda ya da bir yerlerde not olarak tutmamıza gerek bırakmamakta ve böylelikle büyük bir kolaylık sağlamaktadır.
Evet, bu yazımızda, web sayfalarının sembolik adresleri olan alan adlarının nasıl çalıştığını yazdık. Bir sonraki yazıda bir internet sitesi nasıl kurulur, baştan aşağı anlatacağız inşaallah.
Saygılarımla.
Abdullah Yargı