Hepimiz şu hayatta hep bir şeylerde güçlü olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz. Mutlaka iyi olduğumuz bir yetenek olduğu için kendisini içinde bulduğumuz bir yarışa mutlaka hayatımızın bir evresinde giriyoruz. Devletler de, bireyler gibi yüzyıllardan beri her zaman bir şeylerin yarışında olmuşlardır. Dünya savaşları öncesi silahlanma yarışlarına girmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrası da uzay yarışına… Uzay yarışını, özellikle iki büyük güç olan ABD ve Rusya gerçekleştirmiştir.

Günümüzde devletler uzayın da içinde bulunduğu birçok alanda rekabet içerisinde. Bunların içerisinde belki en önemlileri füze ve nükleer güç mücadelesi. Hatta son zamanlarda Rusya’dan alacağımız S-400 füzeleri gündemde ve epey bir zamanda gündemde kalacağa benziyor. Güçlü devletler artık güçlerini sahip oldukları füzelerle gösteriyorlar. Kim daha uzun menzilli füze yapacak bunun gayreti içerisindeler. Ama ben size bugün füzenin ilk atası sayılan birinden bahsetmek istiyorum.

Kendisi Lagari Hasan Çelebi olup füze ile uçan ilk Türk unvanına sahip kişidir. Füzeciliğin atası kabul edilmektedir…

 Yıl 1633 Sultan IV. Murat’ın kızının doğduğu gece şenlikler yapılmaktadır. İşte Lagari Hasan Çelebi bu şenliğin olduğu gece füze ile uçma hünerini göstermiştir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde belirttiğine göre 50 okkalık barut macunuyla dolu 7 kollu kendi icadı olan bir fişeğe binerek yardımcılarının ateşlemesiyle uçmayı başarmıştır. Tabii ki füzenin barutu bitince önceden hazırladığı kanatları açmış ve Sinan Paşa Sarayı önünde denize inmeyi başarmıştır. Bu durum Sultan IV. Murat’ın hoşuna gitmiş ve onu ödüllendirmiş ve onu sipahi sınıfına yazdırmıştır.

Lakin daha sonra idam ettirildiği söylenmektedir. Fakat en önemli kaynağımız olan Evliya Çelebi Seyahatnamesinde onun idam ettirildiği yönünde bir kayıt yoktur. Yine ayrıca Şeyhülislam Yahya Efendi’nin onu engellediği ve buluşuna karşı olduğu söylenmiş olsa da kendisinin bu füze ile uçma hadisesi ile ilgili bu durumun aleyhinde bir fetvası bulunmamaktadır. Oysa ki kendisi bir ilim aşığı olup bu hadiseyi engellemeye çalıştığına dair bir bilginin çok da gerçekçi olmadığı görünmektedir…

Lagari Hasan Çelebi daha sonra Kırım’a gitmiş ve orada vefat etmiştir. Onun bu yaptığı önemli iş Norveçli bilim adamı Rovvafik’in de dikkatini çekmiş. İlk uzay roketinin Türkler tarafından yapıldığını Batıya kabul ettiren bir araştırma yapmıştır. Hasan Çelebi’nin yaptığı büyük bir iş olup aslında çoğu teknolojik gelişmede bizlerin de izlerinin olduğunu göstermiştir.

Bizim ecdadımız sanıldığı gibi sadece savaş sanatında iyi olan bir toplum değildir. Onlar ilmin her alanıyla ilgilenmiş ve devamlı araştırmalar ve buluşlar yapmışlardır. Fakat bizler maalesef günümüzde bunların pek azı ile ilgileniyoruz. O yüzden bizler her şeyi Batılıların bulduğu ve onların sahip olduğu zannına kapılmayıp kendimizi aşağılık görme durumundan kurtulmalıyız. Çünkü tarih bize bugün mevcut olduğumuz bilimsel ve teknolojik gelişmenin insanlığın ortak mirası olduğunu, her şeyde bizlerden de bir şeyler var olduğunu gösteriyor. Bu yüzden bizlere düşen görev tarihimize doğrusu ve yanlışı ile sahip çıkarak, araştırmak ve yeni bir şeyler ortaya koymanın gayreti içerisinde olmaktır…

Mesut BULDU