Anadolu diyarında birçok öykü ve söylenceye konu olmuş birçok eşkiya vardır. Bunların her biri de öykü ve söylence yazarının kaleminde, lisanında adeta şekillenmiştir. Yaşar Kemal’in kaleminden İnce Mehmed ve Çakırcalı Mehmet Efe, okuyucusunda hayranlık uyandırırken, Kemal Tahir’in kaleminden Rahmet Yolları Kesti, okuyucularını ise rahatsız edici gerçek eşkiya tiplemeleri söz konusudur. Her bir öykülemeler de beyaz perdeya aktarılmıştır.
Andre Maurois’in söylemince; “Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum –ruhunda arta kalmış barbarlık duygusunun da tesiriyle- soyguncularına karşı hayranlık duyar.”
Halkın nazarında “ilişmeyen” nitelik taşıyan eşkiya ödülü hak eder. Derebeyi ve ağalara karşı köylünün yanına yer alan, uçkur ve zevk düşkünlüğü olmayan eşkiyalar, köylü ve ahali tarafından beslenmiş ve korunmuştur. Öldükleri kanıtlandığında ise ağıtlar yakar ve söylencelerinde eşkiyaya ün salarlar. Günümüzde eşkiyalık bitmiştir. Daha da anarşit ve örgütsel yapı kazanmış teröristler ve militancı rejim karşıtı isyancılar türemiştir.
Eşkiya Kavramı
Gerçek manasıyla “kaçak” olan kişilere verilmiş isimdir. Dillere destan Halil İbrahim Türküsü, bir kaçakçı için yakılmış eşsiz nitelikte türkülerdendir. Eşkiya, kanun veya otorite karşıtı kaçakçılar için kullanılır. Kimisi unutulmuş, kimisi de türkü ve ağıtlarda yaşamıştır; hatta gazetelere dahi konu olanları olmuştur.
Adi suçluların olabildiği gibi, aynı zamanda otorite veya haksız yasama karşıtı adil kişler de olabilmektedir. Eylem olarak kaçmak, dağa çıkıp, saklanmak ve zaman içinde taraftar toplamak gibi eylemler göstermişlerdir.
“Eşkiya” için Türk dillerinde “isyancı, haydut, savunur, intikamcı, başıbozuk” gibi kavramlar da kullanılmıştır. Çoğunlukla otoritenin zayıflayıp, kanunların tam uygulanamadığı ve haksız yargıların arttığı dönemlerde baş çıkış olarak ortaya çıkmış kişilerdir. Anadolu’da Efelik, Zeybeklik gibi sosyal isyancı eşikaylar görülmüştür.
Halk edebiyatında büyük önem kazanmış kişilerden “köroğlu” söylencelerin nadidelerindendir. Birçok hak ve adalet yanlısı eşkiya tarafından rolmodel olarak seçildiği gözlemlenmiştir. Zaman içerisinde eşkiyalıktan şehir ve kasabalara inerek kabadayılığa geçenler de olmuştur. İlerleyen dönemlerde komitecilik ve çetecilik boy göstermiştir. Eşkiyaların son bulmasından sonra da eylemsi durum bitmeyip, örgütlenme, mafyacılık, çetecilik gibi faaliyetlerle benzer kişilikler doğmuştur.
Eşkiya Töre ve Teamüllü (Racon)
Eşkiyalar, jandarma, süvari veya birbaşka kolluk gücünden ziyade, daha çok kendi tipi başka bir eşkiyadan çekinir. Öldürdüğü eşkiyanın silahını almaz, uğursuzluk sayar. Macera ve övgü dolu anlatım yapmaz, bunu ayıp sayarlardı. Gözcüsüz eşkiya, toy sayılırdı.
Günümüzde tarihe karışmış bir olgu olup, bazı ülkelerde korsanlık olarak baş göstermektedir. Son eşkiya 1970’lerde Muğla’da “Muğla Canavarı” lakabıyla anılan “Eşref Atan” olmuştur. Sonraları 2006 yıllarına kadar kabadayılık sürmüş, sonrasında o da tarihe karışmıştır.
Mevlüt TAPAN