Sıklıkla karşımıza çıkan ego kelimesinin manası anlam olarak benlik, bencillik gibi ifadelerle karşılanmakatadır. Kişinin kişisel özelliklerini koruyup bilinçaltında oluşan isteklerinden bazılarına izin verme durumudur. Bu anlamda psikanalizin yapısal kişilik kuramının ünlü teorisyeni Sigmund Freud’a ait ‘id, ego ve superego’ formülasyonununda id ile superegoyu uzlaştırmaya çalışan benliğe verilen addır.
Ego her insanda bulunan bir bilinç düzeyidir. Günlük hayatta herkesin ağzında olan ego kelimesinin karşımıza sürekli çıkması insanlar tarafından pek bir anlam ifade etmiyor olsa da ‘egolu ya da egoist’ olarak adlandırılan insanlar ‘sadece kendini düşünen, bencil’ insanlar olarak olumsuz anlamda kullanılmaktadır.
İnsan zihnini ID, ego ve süperego katmanları oluşturur. Katmanlar birlikte yer alırlar fakat farklı düzlemlerde etkindirler. Örnek vermek gerekirse; ID, zevk temelli isteklerin başlangıç yani çıkış noktasıdır. En ilkel benliktir. Cinsellik ya da açlığın yani insanın hayvani tarafının ana kaynağıdır. Ego ise bahsettiğim ID’nin istekleri olan cinsellik ve açlığı gerçeğe dönüştüren kısmıdır. Bu noktada savunma mekanizmasını devreye girerek ID’yi dengeler. Süperego ise kültürel adetlerin içselliştirilmesiyle alakalıdır. ID’nin istekleriyle çatışma halindedir ve gerçekleri tabuları savunur.
İslami açıdan bakacak olursa id, nefse karşılık gelirken; egonun mantığa, süperegonun ise vicdana karşılık geldiğini söyleyebiliriz.
Egonun en baştaki temel görevi, kişilerin içgüdüsel ihtiyaçlarını ifade eden ID ile gelenekleri temsil eden süperego arasındaki dengeyi korumasıdır. Aslında ego, bireylerin toplum içindeki konumunu belirleyen önemli bir dengedir. Bireylerin toplum içindeki güvenliğini sağlama şansına sahip olan egonun id lehine kullanılması sonucunda, bireylerin saldırganlaşması ve toplum içinde aykırı bulunabilecek davranışlarda bulunması kaçınılmazdır.
Egonun fazlası kişilik bozukluğudur. Kontrol altında tutulmayan ego bireylerin davranışlarında konuşmalarında kendini göstermektedir. Egosit denilen kişiler kendilerini dünyanın merkezi olarak görmektedirler. Kendine dünya yaratan egoistler, kendi dünyasında kendi kanunlarını ve doğrularını, kendi haklı sebebleriyle yaratarak kendini en değerli kişi konumunda görmektedir. Egositler empati yapamaz bundan ötürü onlar için sağlıksız bir durumu oluşmaktadır.
Egoistlerin temel karakteristikleri kibirli, kindar ve öfkeli olmalarıdır. ‘Hep ben!’ diyen bu bireyler zihinsel dengeyi sağlayamadığından çevreleri tarafından farkedilir. Diğer insanlara tepeden bakmaları kolayca farkedilir ve bu irrite edici durumun sorumluları olarak sosyal hayattan dışlanır.
Egoist bir insanı tanımanın en güzel yolu kurduğu cümlelere bakmaktır.
- En iyi benim,
- En güzel benim,
- En başarılı benim,
- Her şeyden önce benim isteklerim,
- Ben kimseden özür dilemem,
- Ben kimsenin ayağına gitmem,
- Ben hata yapmam,
- Ben kimsden akıl almam…
İnsan ilişkilerinde cidddi sıkıntılar yaşayan egoistler kendi istekleriyle toplumun kolektif isteklerinin çatışmasını hesap edemediğinden büyük sorunlar yaşarlar. Bunun için kimseye tepeden bakmamak, empati kurmak, hep ben düşüncesini aşmak gerekmektedir. Yazıma son verirken siz değerli okuyucularıma ”Biz diyebildiğimizde ben kaybolacak diyorum.”
Sağlıcakla kalın…
Emre KÖME