Dostlar son günlerdeki polemiği biliyorsunuz. BAE Dışişleri Bakanı kahraman paşamız olan Fahreddin Paşa’ya hakaret ederek onu hırsızlıkla suçladı. Tabii ki gerekli cevabı devletimizin en üst makamının temsilcisi olan Cumhurbaşkanımız verdi.

Yine tarihçilerimiz ve diğer devlet organlarımızda tepkilerini dile getirdiler. Ancak bizlere düşen çok önemli bir görev düşüyor. Bu görev Fahreddin Paşa’ya gibi tarihi şahsiyetlerimize gereken önemi verme görevi.

Ülke olarak tarihi geçmişimize gerekli önemi tam olarak veriyor muyuz bunu sorgulamamız gerekiyor. Bizler eğer tarihi değerlerimize gerekli önemi vermezsek elin adamı çıkar değerli paşamıza hakaret etme cüretini gösterir. Bu yüzden ülke olarak tarihi değerlerimizi nasıl daha çok tanır ve önem gösteririz, bunun derdinde olmalıyız. İşte bu yüzden Fahreddin Paşa kimdir özelinde bir tarih değerlendirmesi yapmak istiyorum.

Fahrettin Paşa Kimdir?

Fahreddin Paşa 1868 senesinde Rusçuk’ta dünyaya gelmiş ve 93 Harbinden sonra ailesi İstanbul’a yerleşmiştir. Fahreddin Paşa Harbiye Mektebini birincilikle bitirerek 1891 senesinde Kurmay Yüzbaşı olarak göreve başlamıştır. Göreve başladıktan sonra Balkan Harbinde Çatalca Savunması ve Edirne’nin geri alınışında önemli rol oynamıştır. Daha sonra Medine’deki Hicaz Kuvve-i Seferiyesi komutanlığına atandı.

İngiliz desteği alan Şerif Hüseyin’e karşı yaptığı Medine Müdafaası herkesin takdirini topladı. Medine Müdafii olarak anılmaya başlandı. Yine bu isim dışında ona Çöl Kaplanı ve Medine Kahramanı denmeye başlandı. Bu kuşatmada çok büyük zorluklarla başa çıkmaya çalıştılar. Hatta yeterli erzak olmadığı için çölde çekirge yiyerek hayatta kalmayı başardılar. Fakat Medine Müdafaasından sonra esir düşen Fahreddin Paşa önce Mısır’a sonra da Malta’ya sürgün edildi.

İtilaf Devletlerinin kurduğu mahkeme tarafından idama mahkum edildi. Fakat Ankara Hükümeti’nin çabalarıyla Malta’dan kurtulduktan sonra Kurtuluş Savaşı’na katılmak üzere Ankara’ya geldi. Güney Cephesinde Fransızlara karşı Türk kuvvetlerini birleştirme görevini sürdürdü. Daha sonra imzalanan Ankara Antlaşmasından sonra Afganistan Büyükelçiliği’ne atandı ve Türk Afgan ilişkilerinin gelişmesinde rol oynadı. 1936 yılında emekli olan Fahreddin Paşa 1948 yılında bir tren yolculuğunda kalp krizi geçirerek vefat etti. Kendisi vasiyeti gereği Aşiyan Mezarlığı‘na defnedilmiştir.

İşte kendini ve tarihi bilmezlerin hakaret ettiği Fahreddin Paşa gerek Dünya Savaşı gerek Kurtuluş Savaşında mücadele etmiş değerli bir komutanımızdır. O yüzden bizlere düşen görev böyle büyük komutanlarımıza sahip çıkmak ve onların hayatlarını araştırmaktır. Bizler eğer sahip çıkmazsak densizler kolayca iftira ve hakaret etme cüretini kendilerinde bulabilirler. O yüzden biz ülke olarak artık tarihimizle barışmalıyız.

Gerek Selçuklu veya Osmanlı tarihi olsun gerek Cumhuriyet Tarihi olsun bütün bir tarih bizim ecdadımızın eseridir. Birisini yüceltip diğerini aşağılayamayız. Eğer bu bakış açısıyla davranırsak başkaları bizim tarihimiz üzerinde istedikleri gibi at koştururlar. O yüzden doğrusu ve yanlışı ile Osmanlı da Selçuklu da ve Cumhuriyet dönemi de bizim tarihimizdir. Yeter ki bizler geçmişimize sahip çıkalım. Kulaktan dolma bilgilerle oluşmuş bir tarih anlayışına sahip olmayalım. Tarihimizdeki yaşanmış her olayı irdeleyelim ve sorgulayalım.

Tarihimizi artık nesillerimize sevdirelim ve doğru öğretelim. Böyle yapalım ki geleceğe güvenle bakabilelim. Sağlıcakla kalın…

Mesut BULDU