Sen olmasaydın, ben alemleri yaratmazdım…‘ Peygamberim, nurum, varlığım, yokluğum. Tüm kainat senin ışığın şerefine aydınlandı. Varlığımız senin varlığındır. Seni, duyana kadar sağır olan kulaklar, seni görene kadar kör olan gözler, seni bulana kadar boş olan kalpler… Senin nurunla aydınlandık, senin güzel ahlakınla var olduk. Tükenmeyen kandilin insanlığı aydınlattı.

Hayatım sizi tam manasıyla tanıdıktan sonra tamamen değişti. Sizin aydınlığınız tüm dünyanın gösterişinden ve nefsi arzularından uzaklaşmama neden oldu.

Aşkınız gözlerimle gördüğüm ve gözlerimle göremediğim tüm güzellikleri ve çirkinlikleri acımasızca vurdu yüzüme. Sonra anladıkça sizi, sizin sabrınızı, asaletinizi ve adaletinizi tekrar kucakladım dünyayı…

Sizin adaletinizi dünyada ki insanlar da aradım, aradım kimsede bulamadım, canım acıdı, içim sızladı, çaresiz boynumu büktüm sabrettim.

Dünya üzerinde yaşanan zulüm ve haksızlıkları gördükçe, sizi anlamayanlara daha çok ağladım.

Sizin yaşadıklarınız karşısındaki olaylara, sonsuz sabrınızı gördükçe, dünya üzerindeki tahammül edilemeyecek derecede ki olaylara dahi sabretmeyi öğrendim.

Sizin evlatlarınıza ve insanlara olan sevginizi gördükçe anneliğin ne demek olduğunu öğrendim.

Dünya sevgisini attım kalbimden, dünyayı, dünyamı sizin, ahiretin yaradılışı gayesiyle, yeniden ördüm. Beni kızdıranlara, gülebilmeyi, beni anlamayanları, anlamaya, ciddiye almayanları dahi dinlemeyi, şartsız ve koşulsuz insanlara yardım etmeyi, çıkarsız sevmeyi, sizden öğrendim. Dünya sizin varlığınızla en güzel manasına ulaştı bende…

Allah’ıma her gün şükrettim; ‘Ya bazı insanlar gibi senin yaratışındaki ilmi çözemeden nefes alsaydım. Ya peygamberim, seni anlamadan yaşasaydım. Allah’ıma şükrediyorum benim gözümün önündeki perdeyi kaldırdığı için ve sonsuz hamdediyorum. Yoksa elimdeki aynayı farklı yerlere tutabilirdim. Telafisi ve dönüşü olmayan hatalar yapabilirdim ve mutluluk zannederek içimdeki huzuru öldürebilirdim.

Dünyaya, senin varlığınla, ait oldum sevgili peygamberim… Senin ışığınla, Allah’ıma, sana ve ahirete ulaşacağım bayram günümü bekliyorum.

O bayram ki Rabbim en güzel, en hayırlı şekilde nasip etsin, elini öpebileceklerden olmayı, eteklerinde ki gülleri koklamayı, Rabbime ve sana ulaşacağım her güne, sana yaklaştığım bir gün gözüyle bakacağım.

Ömrümden giden her günü, sana ve senin sonsuz aydınlığına adım sayacağım.

Rabbim beni taşıdığım imanla sana ulaşacağım bayram gününe ulaştırsın. Beni sana ait olmayan hiçbir yoldan yürütmesin. Tüm insanlığın, kainatın peygamberi sana SELAM OLSUN…

Bedriye Arık ÇAMBEL