Bir sonbahar günü… Ah! Bir iç çektikçe yüreğime doluyor toprak kokusu. Ciğerlerime ilaç imiş meğer. Dışarıda ıssızlık gökyüzünde kıyamet kopuyor. Dört mevsimin en kuvvetli sonbaharı. Güneş, yağmur, yıldırım sanki dört mevsim bu sonbaharda yaşanıyormuşcasına. Yağmur bir doğal afet gibi yağıyor. Camdan izlerken bile korkuyorum. Küçüklüğümden beri de korkarım. Yine de severim yağmuru, yine de severim sonbaharı. Hele de böyle yağmur yağarken herkesin camdan gökyüzünü izlemesini daha da çok severim.
Gözlerim Açelya’yı arıyor. Bu kar kış günü nerededir acaba? O da sever böyle havaları. Açelya, bir sonbahar günü aşık olduğum kadının adıdır. Belki de sonbaharı bu denli sevişim ondandır. O da sever mi beni, benim sonbaharı sevdiğim gibi bilemem. O da beni böyle havalarda düşünür mü?
Ah! Şu aşk var ya; insanın başına gelecek en güzel şey. Ruhuna o denli iyi ki kafanı sakinleştirir, belki de kafanı bir zelzele gibi vurur. Gözlerim hâlâ onu arıyor. Nerede kim bilir? Sokak ıssız, mevsim sonbahar. Dışarıda aşk kokusu gelen mevsim. Toprak kokusunu bir kez daha içime çekiyorum. Bu denli güzel bir koku yok. Üzerime bulaşsa da hiç çıkmasın istiyorum.yârimin kokusu gibi. Toprak kokusu Açelya’nın kokusudur.
Nerede bu kadın; çoktan cama koşardı. Bu mevsimi güneş batana kadar izlerdi. Gözlerim Açelya’yı ararken bir ara yağmur dinmiş, farketmemişim. Aklımın sesini dinleyip yağmurun dindiği İstanbul sokaklarına çıktım. Kokuyu içime çektikçe yaklaşıyorum Açelya’ma. Adımlarım belki sessiz belki de sesli, hızlı hızlı belki de yavaş yavaş yürüyorum.
Üstümde Açelya’dan kalma kaban. O da üşüyor mu Cemil gibi. Cemil gibi yürüyor mu bu sokaklarda? Yürüyorum… Ben Açelya’ma gidiyorum. Adımlarım seri, kalbim bu mevsim gibi. Hâlâ ilk günkü gibi sever seni Cemil. Hâlâ ilk günki gibi… Nereye gideceğini biliyor gibi bir o sokaktan, bir bu sokaktan döner Cemil. Ağzında bir ezgidir söyleniyor. Açelya, toprak kokulu Açelya’m…
Bir ara bir sokakta durdu. Gözleri Açelya’yı camda ararken gibi bir şeyi arıyordu. Issız bir yerdi burası. Acaba neresiydi? Biraz daha yürüdükten sonra bilmediği belkide bildiği bir yerde durdu. Burası mezarlıktı. Cemil üzerindeki kabanı Açelya’nın mezarına örttü. Toprak kokulu Açelya, Cemil’in Züleyha’sı ölmüştü. Ama Cemil’ in kalbinde hâlâ yaşıyordu.
ÖLÜM HERKESE HAKTIR. ARKANDA SENİ ÖLMEMİŞ GİBİ İNSANLAR BIRAKTIKSAN GERÇEKTEN O KİŞİ TARAFINDAN SEVİLMİŞSİN DEMEKTİR…
Elif TANRIKULU