Günler geçti, aydan bir haber düştü bizlere.
Boğulacakken, gark olduğumuz yerden bizi bir el tutup çıkardı. Haleler kuşanmış ayın, suda beliren yakamozun beraberinde getirdiği bir hediye bu. Bilmiyorum, hangi methiye şayandır ona. Hangi iltifat yeter gelir Ramazan’a, bilmiyorum.
Kuşkunun gölgesinde gezinirken kuşkusuz bir gerçekliği önümüze sermeye geldi O. Gök ile olan irtibatımızı oruç ile yinelemek için bir fırsat olarak sadakatimizi tazelemeye geldi. Yüzlerimizin kararmış görüntüsünü düzeltmek, ifrit yerleşkesi olmuş gönüllerimizi paklamak, apak hale döndürmek, bu ayın tuhfesi (armağanı) olsa gerek. Tahayyülümüze ilişen illetler işimizi güç kılsa da, umarım ki nasibdar oluruz. Nitekim lütfun heybeti, kulun günahından artık. Hadi biz de Nabi gibi diyelim;

Savm bir maide-i rahmettir,
Nurdan saime bir hil’attır.

Oruç bir rahmet sofrasıdır, oruçluya nurdan bir kaftandır. Evet nur… Nur ki edeb bile Hüda’nın nurundandır. Mevlana’nın deyişiyle;

Edeb bir tac imiş nur-i Hüda’dan,
Giy ol tacı emin ol her beladan.

Yüzleri ışıldatan nur…
Münevver de nurlandırılmış anlamında değil miydi zati?
Hakk’ın nurlandırmak ile vazifeli elçisine ilk vahiy Nur Dağı’nda bulunduğu esnada gelmişti.
Evet, artık ani bir duygusal refleks ile değil, ruhun seyrine eşlik eder bir eda ile diyebiliriz ki; edeb ile tenvir edilmeye (nurlandırılmaya) muhtacız. Sahur ve iftar sofralarımızın nümayişe değil bu aydınlık sabahın endamına hasreti var. Onun sunduğu şaraptan yudumlamayı istiyoruz. Derbeder bir esriklik değil bu, aydınlatıcı bir devinim !
Ramazan bir kıssa ise ondan hissemizi devşirmek niyetindeyiz. Belki Ömer Karaoğlu’nun deyişiyle ‘Yusuf değiliz kuyuda’ fakat, sabrımızı gere gere elbisemize yeni bir dikiş atmanın vaktidir şimdi.
Ölçüyü yerli yerine koymak, azametin ve rahmetin tadına ermek dileğindeyiz.
Temennimiz budur, niyazımız budur.
Ben fakir, en hakir’ der Ömer Lütfi Mete. Biz de ona katılır ve hatta Fuzuli gibi deriz;
Fakir-i padişeh-asa geda-yı muhteşemem

Liyakatim olsa da zihnimi arşınlayıp gönle mütercim olsam!
Naz ehlinin avucunda bir istirham da ben olsam!
Boşuna dememişler ‘eşikte naz huzurda niyaz’ diye.
Ramazan ayınız mübarek olsun. Oruç ayınız hayırlara kapı olsun.
Metanetimizin, mücahede ve mücadelemizin bir şafağı olsun bu ay…

İlham Edebiyat Dergisi Editörü Yusuf Aydın