Dostlar tiyatroyu bilirsiniz; sahne dekor ve oyunculardan kurulu bir oyunun sergilendiği organizasyonlardır. Tiyatroda senaryo bellidir ve oyuncular ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini bilerek hareket ederler. Günümüzde çoğu kişinin rağbet etmediği, genelde elit zengin kesimin tercih ettiği bir sanat dalı da olsa aslında hayatımızın içinde tamda ortasında kurulmuş olan bir tiyatro var. Bu tiyatroyu insanoğlu olarak bizler kendi ellerimizle kurduk. 

Bahsettiğim tiyatronun ismi ise Sosyal Medya Harikayım Sahnesi. Bu sahnede çoğumuz rol alıyor. Kitap okuma oranında ülke olarak gerideyiz ama buradan kitap okuyorum pozları kesiyoruz. Tarih konusunda eskisi gibi meraklı ve ilgili değiliz ama önemli bayram ve günlerde o günün manasını cidden biliyor gibi davranmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Dini günlerde evde oturup ibadet ile meşgul olup o günün bereketinden ve feyzinden yararlanacağımıza paylaştıklarımız ile o günü değerlendirmeye çalışıyoruz.

Çoğumuz çok zor işlerde çalışıp asgari ücretle evimizi geçindirmeye çalışırken sosyal medya tiyatrosunda paylaşım yaparak etrafa harikayız pozu atıyoruz. Evet harika anlarımız da vardır ama bunu üst üste yaparak aslında kendimizden kaçıyoruz. İnsanoğlu daima mutlu ve huzurlu değildir. Hepimiz gün içinde halden hale giriyor ve yeri gelip dertleniyor yeri gelip hüzünleniyoruz. Ama iş sosyal medyada paylaşım mevzusuna gelince harikayım, mutluyum hallerine bürünüyoruz. Bu durum kendimizi kandırmak bakın başkalarını demiyorum kendimizi kandırmak ve kendimizden kaçmaktan başka bir şey değildir.

Hayat sosyal medyadan ibaret değildir. Oysa ki hayat dediğimiz şey tüm aksiyonları ile yaşanan ve zamanla kayıt altına alınmış bir serüvendir. Bu serüvende yaşarken insan halden hale girer ki her şeyi yaşasın görsün ve olgunlaşsın. Tıpkı bir meyvenin tohum olarak atıldıktan sonra yağmuru kar ve kışı gördükten sonra baharda açarak meyve olması gibidir. İnsan da şu hayatta yaşadıkları ile olgunlaşır ve büyür. Sosyal medyadan ben harikayım bakın her şey yolunda pozları keserek değil. 

Sosyal medya kullanmayın demiyorum aksine bu sosyal medya kullanımının doğru kullanılmasına dikkat çekiyorum. Bu alan bizim devamlı egomuzu tatmin edip insanlara caka satacağımız bir alan değildir. Bilginin kullanımı ve paylaşımı açısından kullanacağımız bir alandır. Fakat maalesef bizler bunu bir dev aynası görüp kendi egomuzu tatmin eden bir tavır halinde kullanıyoruz. İnsanlara kendimizin reklamını yapıyoruz. Hatta biraz daha ileri giderek yediğimiz, içtiğimiz şeyleri de paylaşıyoruz ki insanlar ne yiyip içtiğimizi öğrenebilsin; yediklerimizle bile hava atabilelim.

Oysa dünya üzerinde bir günde yediğimiz yemeği bir ay bulamayan insanlar var. Ama biz kendimizi bu tiyatroya o kadar kaptırmışız ki her birimiz mükemmeli oynuyor.  Ama gerçeğine baksak pek azımız mükemmel tam olmasa da ona yakınını yaşıyor. Bu yüzden bu tiyatro sahnesinde rol almaktan vazgeçip bu işin bilgi boyutuna inmeliyiz. Yoksa gün gelir çocuklarımız gerçek hayatı o kadar tanımaz ki her şeyi sosyal medya sanıp o mecrada yuvarlanıp giderler. Gerçek hayatta ne olduğunu bilmeden sosyal medyanın onlara sundukları hayatın içinde bu tiyatronun verdiği rolleri oynayarak hayatlarını tüketirler. Aşkı Facebook’ta fikrini beyan etmeyi Twitter’da huzuru instagramdan foto paylaşmakta bulurlar.

Bizlere düşen görev nedir diye soracak olursak… Hayatın sosyal medyadan ve akıllı telefonlardan ibaret olmadığını bilerek hayatı anında yaşamanın önemi iyice kavramalıyız. Hayatta yaşanan bir olay cep telefonun ekranından daha güzel, bakan bir gözde görünür. Bakan göz size aittir, sizin parçanızdır ve o pencereden bakarsınız ama o kamera ekranı ise ne kadar net olursa olsun yine de suni olup bakan gözünüz gibi olamaz.

Bu yüzden hayatı kaçırmayın ve kendinizi sosyal medyanın caddelerinde kaybetmeyin. Bu alan bilginin paylaşıldığı ve insanları olumlu yönde etkileyen bir alan olmalıdır. Fakat tam aksine ömür sermayenizi kilitleyen bir hapishane olmamalıdır. Kendinizi bu hapishanede rehin bırakmayın ve başımıza gelen her halin Ondan geldiğini bilerek hayatı yaşayın…

Mesut BULDU