Vergi mükellefi üzerine vergi borcu düşen gerçek ya da tüzel kişilerdir. Mükellefler harcanabilir gelir seviyelerinde azalma olmaması için ya da mevcut refah seviyesini koruyabilmek  adına vergisel yükümlülüklerini verginin yapısına ve piyasa mekanizmasına bağlı olarak üretim ila tüketim süreci içinde kendisinden önce ya da kendisinden sonraki mükelleflere aktarılabilme işlemi vergi yansıması olarak adlandırılmaktadır.

>> Yansıma Türleri

Verginin yansıtılması meselesi ilk olarak Merkantilist İktisadi görüşün öncülerinden Thomas Mun tarafından ele alınmış olup Fizyokrat görüş tarafından geliştirilmiştir.

Fizyokratlar, liberal görüşün öncüleri olup tarım sektörü dışındaki tüm sektörlerin kısır olduğunu, dolaysız ve tek verginin tarım sektöründen alınması gerektiğini savunmuşlardır. Bu görüşe dayanarak Fizyokratlar verginin önünde sonunda toprak sahiplerine yansıyacağını ifade etmişlerdir. Dolaylı vergilerin (Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Özel İletişim Vergisi gibi) yansıma süreci daha kolay olurken dolaysız vergilerde (gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi) bu durum daha zor olmaktadır.

Yansıma Türleri

*İleriye Doğru Vergi Yansıması: Ödenmesi gereken verginin kısmen ya da tamamen fiyat mekanizması içinde nihai tüketicilere aktarılmasıdır.

*Geriye Doğru Vergi Yansıması: Verginin, üretici kesime ya da üretim sürecinde yer alan diğer faktörlere yansıtılmasıdır.

*Sınırlı ve Sınırsız Yansıma: Sınırlı yansımada vergi, belirli bir yönde ya da kişide yerleşiyorsa veyahut üretim zincirinin belirli halkalarında kalıyorsa sınırlı yansımadan söz edebiliriz. Fizyokratların savunduğu yansıma türü sınırlı yansımadır. Ücretler üzerinden alınan vergiler, motorlu taşıtlar  üzerinden alınan vergiler (MTV), miras üzerinden alınan veraset ve intikal vergileri sınırlı yansımaya örnek gösterilebilir. Sınırsız yansımada ise vergi kişiden kişiye aktarılabilmekte ve bu süreç birden fazla tekrarlanabilmektedir. Katma Değer Vergisi sınırsız yansımaya örnek gösterilebilir.

*Kanuni Yansıma-Fiili Yansıma: Vergisel düzenleme yapılırken kanun koyucu öngördüğü şekilde vergisel yükümlülüğü mevzuata dayanarak mükellef dışında birine yansıtabilir. İşyerlerinde asılı olan ”Fiyatlarımıza KDV dahildir” ibaresi ya da Banka Sigorta Muamele Vergisi kanuni yansımanın nihai sonucudur.

Fiili yansıma ise verginin piyasa koşullarında yansıtılmasıdır. Bina veya işyeri sahibinin kiraya zam yaparak vergiyi kiracısına ödetmesi fiili yansımaya örnek verilebilir.

*Biçimsel Yansıma-Efektif Yansıma: Biçimsel yansımada özellikle verginin kim tarafından ödendiği önem taşımakta iken, efektif yansımada ise mükellefin vergiye karşı göstermiş olduğu reaksiyon ve tepkimeler önem arz eder.

*Tam Yansıma-Kısmi Yansıma: Fiyatlardaki artış ya da ücretlerdeki düşüşler vergi artışı kadar gerçekleşiyorsa tam yansıma; fiyatlardaki artış veyahut ücretlerdeki düşüşler vergi artışından daha düşük düzeyde kalıyor ise kısmi yansımadan söz edebiliriz.

*Mutlak Yansıma-Diferansiyel Yansıma: Mutlak yansımada bir vergi kalemindeki artışların gelir dağılımı üzerindeki etkileri ele alınırken, diferansiyel yansımada yürürlükte bulunan bir verginin kanun koyucu tarafından kaldırılması ve yerine yeni bir vergi kaleminin uygulamaya konulması neticesinde gelir dağılımında meydana gelen değişiklikler ele alınır.

*Çapraz Yansıma: Esnekliği yüksek olan (lüks mal) bir mal üzerine konulan bir verginin esnekliği düşük olan (zorunlu mal) bir malın fiyatını artırmasıdır. Etin üzerine konulan bir verginin tuzun fiyatını artırması örnek verilebilir.

*Çift Yansıma: Verginin önce malın fiyatını artırması, daha sonra da bu fiyat üzerinden kar marjının hesaplanarak fiyata eklenmesidir. Böylelikle nihai tüketiciye hem vergi hem de satıcının kar beklentisi yansımaktadır.

*Harcama Yansıması: Kamu harcamalarındaki artış ve azalışların gelir dağılımına yansımalarıdır. Sosyal kamu harcamalarının artması gelir dağılımında pozitif yansımayı desteklerken faiz ödemelerindeki artışlar ise gelir dağılımında negatif yansımaya yol açabilir.

*Bütçe Yansıması: Bütçede yer alan cari, yatırım ve transfer harcamalarında görülen artış ve azalışların gelir dağılımı üzerindeki etkileridir.

*Tek Dereceli-Çok Dereceli Yansıma: Ödenmiş olan vergi yalnızca tek bir aşamaya yansıtılabiliyorsa (ileriye ya da geriye yansıma olabilir) tek dereceli yansımadan söz edebiliriz.

Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) buna örnek verilebilir. Ödenmiş olan verginin birden fazla aşamaya yansıtılabilmesi (üretim sürecinden tüketim sürecine kadar) çok dereceli yansımaya örnektir. Yayılı muamele vergisi olarak da bilinen Katma Değer Vergisi dolaylı bir vergi türü olup çok dereceli yansımaya örnek verilebilir.

Faydalı olması temennisiyle..

Emre KAYAALP