Dostlar tarihteki ünlü şahsiyetlerimiz ve olayları anlattığımız yolculuğumuza devam ediyoruz. Ülkemizin şu zor günlerinde onları anlatarak bir nebze olsun nereden geldiğimizi hatırlamak, kim olduğumuzu unutturmamanın gayreti içerisindeyim. Zira biz öyle bir milletiz ki dış güçler ve içerideki uzantıları hangi devirde hangi zamanda ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin birliğini bozamayacaklar. Buna inancım tamdır. Biz farklılıklarımız olsa da görüşlerimiz farklı olsa da mezhebimiz farklı olsa da bir olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz tarih nehrinin bir çok akıntısında yol almış bir milletiz.

Mevzumuza gelecek olursak tarihte yenilgilerimiz olsun başarılarımız olsun bir çok içinde bulunduğumuz durum olmuştur. İşte bunlardan biri de Preveze Deniz Zaferi’dir. Osmanlı Devleti bulunduğu coğrafya itibarıyla karada olduğu gibi denizlerde de birçok başarılar kazanmış ve adını tarihin altın sayfalarına yazdırmıştır. Bu zaferde ilk olarak Hızır Reis ya da namı diğer Barbaros Hayrettin Paşa’dan bahsetmemek olmaz. Evet asıl adı Hızır’dır. Yakup adlı bir sipahinin oğlu olan Hızır Reis Midilli adasında doğmuştur. Akdeniz’de Ceneviz, Venedik ve İspanya kıyılarında müthiş zaferler kazanmıştır. Cezayir’i ele geçirmiş ve daha sonra Osmanlı himayesine girmesine vesile olmuştur. Daha sonra İstanbul’a davet edilmiş ve kendisine Kanuni Sultan Süleyman tarafından ‘Kaptan-ı Derya‘ vazifesi verilmiştir.

Ona Hayrettin ismini de yine Kanuni Sultan Süleyman vermiştir. Kendisi Akdeniz’e açılmış ve birçok başarılar kazanmıştır. Akdeniz’in bir Türk gölü olmasını sağlamıştır. Tarihte önemli bir konumu olan Preveze, Haçlı donanması ile Osmanlı donanmasını savaştığı yerdir. Yunanistan’ın Adriyatik denizine kıyısı olan illerinden biridir. Haçlı donanmaları Andrea Dorya komutasında toplanmış ve amaçları Osmanlı’nın Akdeniz’deki üstünlüğünü bitirmekti. Preveze önlerine gelen Haçlı donanması ile Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki donanma kuvvetimiz çarpışmaya başladı.

Osmanlı donanmasındaki toplar daha uzun menzilli idi. Gemilerdeki leventler bütün güçleri ile düşman gemilerine ateş yağdırmaya başladılar. Bir hilal şeklinde düşman gemilerine yaklaşan Osmanlı donanması onları çember içine aldı gemilere yaklaşınca düşman tayfaları ok ve kılıçlarla denizin dibine indiriliyor ve gemileri şiddetli patlamalarla sulara gömülüyordu. Sayısız gemi alevler içinde denizin dibini boylamış ve perişan olmuştu. Andrea Dorya ise çareyi kaçmakta bulmuştu. Birçok Haçlı gemisi esir alınmıştı. Bu deniz savaşı Barbaros Hayreddin Paşa’nın zaferiyle sonuçlanmış oluyordu. Artık Akdeniz bir Türk gölü haline gelmişti.

Barbaros Hayrettin Paşa bu zaferde çok büyük emeği geçen Turgut Reis için ‘O benden üstündür.‘ diyerek onun büyük bir denizci olduğunu belirtmiştir. Avrupalılar ona ‘Kızıl Sakal (Barba Rose)‘ adını takmışlar ve yıllarca Barbaros Hayrettin Paşa adıyla anılmıştır. Kendisi 73 yaşında iken vefat etmiştir. Bu zaferle Akdeniz’deki Türk hakimiyeti perçinlenmiştir. Dostlar işte tarihin altın sayfalarında yazan bir destanımızı daha anlatmaya çalıştık. Fakat sözlerimin başında dediğim gibi başımıza her ne gelirse gelsin biz bir bütünüz ve bizim tarihimiz başkalarının tarihi gibi sömürge düzenleriyle zulümle değil adalet merhamet ve destanla yazılmıştır… O yüzden bu necip millet eskide nasıl başarılar gösterdi ise yine günümüzde de başarılı olacak ve tarihini unutmayarak geleceğe emin adımlarla bakacaktır. Yeter ki biz birliğimizi bozmayalım bizi ayıran hal tavır ve düşüncelerden sıyrılıp olaylara bütün olarak bakabilelim.

Mesut Buldu