Langkawi, Batı Malezya’nın Kedah bölgeside yer alıyor olup, birçok adacık tarafından etrafı sarılmış bir adadır. Bu adayı ziyaret ettiğinizde doğal güzelliklerinin ne kadar harika olduğunu hemen farkedersiniz. Langkawi, sadece doğal güzellikleriyle değil, ayrıca birçok masal ve efsanesi ile de meşhur bir yerdir. Bunlardan biri ve belki de en önemlisi, 17. yy’da burada yaşamış genç prenses ‘Mahsuri’ efsanesidir. Bu hikaye, bu ada Malezya’nın bir parçası dahi değilken farklı nesiller tarafından okunmuş ve nesilden nesile aktarılmıştır.
Efsaneye göre, Mahsuri, 1762 ile 1800’lü yıllar arasında bugün Kedah adıyla bilinen yere hükmetmiş Sultan Abdullah Mukarram Şah krallığı zamanında yaşamış genç ve güzel bir hizmetçidir. Arşivlere göre, o dönemdeki Langkawi’de yaşayan en güzel kızlardan biridir ve güçlü bir savaşçı ile evlidir. Ne var ki, bu savaşçı günün birinde Siam savaşına gider ve Mahsuriyi geride bırakır. Kocasının yokluğunda Mahsurinin kaynanası onu genç bir yabancı ile tanıştırır. Bunu yapmasının sebebi, Mahsurinin güzelliğini ve şöhretini çok kıskanmasıdır. Kaynanasına kader gülmüştür çünkü bu sayede Langkawi’de dedikodu başlatabilecektir. Sonuçta, Langkawi’de Mahsuri’nin eşine karşı sadakatsiz olduğu ve zina yaptığı dedikodularını yayar. Halk da doğal olarak bu dedikodulara inanır ve Mahsuri’yi ölüme mahkûm ederler. Mahsuri, güçlü bir şekilde masumiyetini defalarca dile getirmiş olmasına rağmen kimse ona inanmaz. Köyün ileri gelen yaşlıları, onu bir çeşit yerel kama ile öldürmeye çalışır, bu sırada vücudundan beyaz kan akar ve ardından bir sürü kuş vücudunu kaplar ve bu da masumiyetin bir nişanesi olarak görülür.
Bu halk hikayesine göre, işlemediği bir suçtan dolayı ölüm cezasına çarptırıldığı için, Mahsuri son nefesini verirken ‘Langkawi’ kelimesini zikr etmiş ve 7 nesile ölümünün kötü şans getirmesi için beddua etmiştir. Bu haksızlıktan ötürü ‘Langkawi, 7 nesil boyunca fakir bir yer olarak kalsın’ şeklinde beddua ettiği de rivayet edilir. Langkawi, kelimesi etimolojik olarak Malaycada Kartal anlamına gelen Lang ve Sanskritçe’de mermer anlamına gelen Kawi kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve ‘Kartal mermeri’ anlamına gelir.
Langkawi’deki yerel halk efsanenin doğru olduğuna inanıyor. Öyle ki Mahsuri’nin ölümünün ardından garip olaylar yaşanmış. Siamlıların Kedah’ı fethi ve Langkawi’yi işgali, köylülerin işgalcileri durdurmak için kendi ekinlerini istemeyerek de olsa ateşe vermiş olmaları ve bunun sonucunda birçok pirinç tarlasının yanması gibi… Bugün dahi şiddetli yağışlardan sonra Padang Matsirat / Yanmış Pirinç Tarlası denilen yerde yanık pirinç izlerini gözlemlemek mümkündür.
Bedduadan tam yedi nesil sonra, 20. yy’ın sonlarında, Langkawi’deki lanet sona ermiş ve bu ada Güney Asya’nın önemli turistik merkezlerinden biri olmuştur. 2000 yılında Malezya Hükümeti, Mahsurinin kökenini araştırır ve onun Phuket adasından Langkawi’ye daha iyi bir hayat yaşamak için göç etmiş bir ailenin kızı olduğu gerçeği ortaya çıkar. Mahsuri’nin soyundan gelen ve halen hayatta olan akrabası Wan Aishah halen ara sıra da olsa Mahsuri’nin Langkawi’deki mezarını ziyaret etmektedir. Birçok kesime göre, Wan Aishah’nın ortaya çıkarılması yedi nesillik lanetin de bitmesini sağlamıştır.
Günümüzde, Mahsuri’nın mezarı, bir sit alanı haline getirilmiştir ve mezarı da Langkawi adasında yer alır.
Furkan ARISOY