İngiltere şüphesiz dünyanın büyük medeniyetlerinden. Hemen her alanda kendilerine ait ölçü ve birimlerin olması ve buna rağmen dünyaya son derece entegre biçimde yoluna devam etmesi bu iddiayı kanıtlar nitelikte.

İngilizlerin farklılıkları sadece sosyal yaşama değil dine de yansımış durumda. Anglikanizm Hristiyanlık içinde neredeyse İngilizlerin ve sömürgelerinin mezhebi halindedir.

Anglikanizm Martin Luther‘in başlattığı Protestan Reformu’ndan sonra İngiltere Kilisesi‘nin uygulamaları, ayinleri ve kimliğinden ortaya çıkmış bir Batı Hristiyan Geleneği‘dir.

Anglikanizm’e mensup olanlar ”Anglikan” olarak adlandırılır. Anglikanların çoğunluğu, Roma Katolik Kilisesi ve Doğu Ortodoks Kilisesi‘nden sonra dünyanın en büyük üçüncü Hristiyan cemaati olan Anglikan cemaatine bağlıdır.

Anglikanlar Canterbury Piskoposluğu‘nun cemaatidir. Bu sebepten dolayı Canterbury Başpiskoposu primus into pares ”eşitler arası birincidir”. Canterbury Başpiskoposu on yılda bir yapılan Lambeth Konseyi‘ni düzenler, başpiskoposlar toplantısına ve Anglikan Dayanışma Konseyi’ne başkanlık eder.

Anglikan cemaatinin bir parçası olmayan bazı kiliseler ve Anglikan Kilisesi tarafından tanınmış ve kendini Anglikan olarak tanımlayan bazı cemaatler de Anglikan cemaati arasında sayılır.

Anglikanlar Hristiyan inançlarını İncil’e, havari kilisesi geleneklerine, havari silsilesine ”tarihi piskoposluk” ve kilise babalarının yazılarına dayandırır.

Anglikanizm Kraliçe Elizabeth‘in İngiliz toplumunda dini yerleştirme süreci sırasından kutsal görüşlerden bağımsızlığını ilan etmiş ve Batı Hristiyanlığının kollarından birini oluşturmuştur.

16. yüzyılın ortalarında Anglikan gelenekleri Protestanlığa yakın bir forma büründü. İngiliz Kilisesi’nin yeni reformunun arkasındaki isim ise Protestanlığın iki ayrı geleneği olan Lüteryanizm ve Kalvanizm‘in ikisinden birden etkilenen ve bu iki geleneği orta noktada buluşturmaya çalışan ve İngiliz Kilisesi’nin görüşlerine uygulayan Canterbury Başpiskoposu Thomas Cranmer idi.

17. yüzyılın ilk yarısında İngiltere Kilisesi ve onunla ilişkili İrlanda Kilisesi, farklı bir orta yolu temsil eden Protestanlık ve Roma Katolikliği arasında daha sonraki Anglikan kimliği teorilerinde etkili olan ve Anglikanizm’in ”Katolik ve Reform” olarak tanımlanmasına neden olan teoloji, yapı ve temel ibadet biçimleriyle farklı bir Hristiyanlık geleneğini bazı Anglikan ilahiyatçılar ve basın aracılığı ile duyurdu.

Anglikan geleneğindeki Protestan ve Katolik eğilimler arasındaki ayrımın derecesi sürekli olarak hem belirli bazı Anglikan Kiliselerinde hem de Anglikan cemaatinde tartışma konusudur.

Anglikanizm’e özgü olan Ortak Dua Kitabı yüzyıllardır kullanılan ayinlerin toplandığı bir kitaptır. Anglikan cemaatinde Ortak Dua Kitabı Roma Katolik Kilisesi’nde olduğu gibi bir Magisterium ya da bir günah çıkarma geleneğinden ziyade ayinsel olarak birleştiren temel bir bağ olarak kabul edilir.

Amerikan Devrimi‘nden sonra Birleşik Devletler’deki ve daha sonra Kanada olacak olan İngiliz Kuzey Amerika’sındaki Anglikan cemaatlerinin her biri kendi piskoposları ve kendi kendini yöneten yapılarıyla özerk kiliselere dönüştürüldü. Bunlar Amerika Piskoposluk Kilisesi ve Kanada Egemenliğindeki İngiltere Kilisesi‘dir.

Britanya İmparatorluğu’nun genişlemesi ve Hristiyan misyoner faaliyetleri sayesinde özellikle Afrika, Avustralya ve Asya-Pasifik’de kurulan yeni birçok kilisede bu model örnek alındı.

19. yüzyılda Anglikanizm terimi, bu kiliselerin ortak dini geleneğini tanımlamak için kullanıldı. Ayrıca İskoçya Kilisesi‘nden doğan ve Anglikan kimliğini taşıdığı kabul edilen İskoç Piskoposluk Kilisesi de bu kiliselere dahildir.

Hamza ERBİR