Daha önceki yazılarımızda Din Sosyolojisi’nin ilkel durumlarını, sistematik bir bilimsel disiplin olma yolundaki gelişmelerini anlatmıştık. Bu yazımızda ise Din Sosyolojisi disiplinini sistematize eden bilim adamlarını ve öğretilerini anlatacağız.
>> Sistematik Din Sosyolojisi ve Max Weber (1864-1920)
>> Tipolojik Din Sosyolojisi ve Joachim Wach (1898-1955)
>> Tarihsel Din Sosyolojisi ve Gustav Mensching (1901-1978)
>> Morfolojik Dini Sosyoloji ve Gabriel Le Bras (1891-1970)
Sistematik Din Sosyolojisi ve Max Weber (1864-1920)
Sistematik din sosyolojisinin kurucusu olan Max Weber, dinin bilhassa ekonomi olmak üzere diğer sosyal kurumlarla olan ilişkilerini incelemiştir.
Modern kapitalist kültürün dini kaynaklarını arayan Weber, Protestanların mesleki çalışmaya dönük dini kaygısının dünyanın rasyonalizasyonunu ve kapitalist yükselişi etkilediğini tespit etti.
Weber’in en çok kullandığı kavramlardan birisi olan rasyonelleşme, ilkeli düşünme, kusursuz ve formel bir dünya anlayışını ifade etmektedir. Rasyonelleşme kavramıyla Batı toplumlarının tarihi gelişimini açıklayan Weber, aynı zamanda bu sürecin Batı’ya özgün olduğunu belirtmiştir.
Weber’e göre rasyonelleşme aynı zamanda dini alana da etki edip, kaynağını sanat ve bilimden alan bir ahlak anlayışı üretmiştir.
Weber’in dini inançlar arasında karşılaştırmaya dayanan Din Sosyolojisi, her inancın kendine özgü toplumsal çıktıları olduğunu iddia etmektedir. Weber, din sosyolojisinde her dini davranışın altında yatan niyet ve amacın bilgisine ulaşılabileceği düşüncesiyle, peygamber, kahin, karizma, meşruiyet gibi ideal tipler üretmiştir.
Din Sosyolojisi eserinde şehir ve din ilişkisine yer veren Weber, şehirlere göçün sebeplerini araştırmış ve ‘doğu-batı’ olmak üzere iki farklı şehir tipolojisinden bahsederek, köyden kente göç eden insanların eski kültürel niteliklerinden vazgeçip, vazgeçememe davranışlarını açıklamaya çalışmıştır.
Weber’in dini davranışı empatik bir yaklaşımla anlamaya (verstehen) çalışması ideal tipleştirmenin teorik açıdan yapılandırılmasına bağlıdır. Öte yandan değer yargısından uzak bir şekilde olması gerekeni değil, olan’ı anlamaya çalışmanın esas olduğunu ifade eder.
Dinin sosyal gerçekliğini anlaşılmasında dini kavramların önemini vurgular. Dini kavramların ve sistemlerin gücünü karizma ideal tipine uygun bireylerden aldığını iddia eder.
Din sosyolojisine aynı dönemde çok büyük katkılar yapan Weber ve Durkheim arasındaki fark, sosyoloji ve felsefeyi birbiriyle olan ilişkisinde ortaya çıkmaktadır. Weber olan ve olması gereken ayrımını oldukça önemsediği için sosyoloji ve felsefeyi birbirinden ayırmaya çalışmıştır.
Tipolojik Din Sosyolojisi ve Joachim Wach (1898-1955)
Din Sosyolojisi yazınına Weber’den sonra en önemli katkıları yapan isimlerden birisi de Weber’in öğrencisi olan Joachim Wach’tır.
Wach, Din Sosyolojisi bilim dalını, amacını, metodunu, diğer bilimler arasındaki yerini ortaya koyarak daha da kurumsal bir niteliğe kavuşturmuştur. Wach’ın ilgisinin hermenötik ve fenomenolojiye kayması din ve toplum arasındaki ilişkileri anlamada farklı bir metod geliştirmesine yardımcı olmuştur.
Wach’a göre, din sosyolojisi sadece mesiyanik tecrübeyi değil, diğer dini tecrübeleri de empatik bir şekilde kendi inananları nasıl inanıyorsa öyle anlamaya çalışmalıdır.
Wach, dinin olumlu ve bütünleştirici ya da olumsuz ve yıkıcı etkisi üzerinden toplumsal fonksiyonlarına dikkat çeker. O aynı zamanda, ‘savaşçı dinler’, ‘tüccar dinler’, ‘köylü dinleri’ gibi din tipolojileri oluşturarak sosyolojisini bu tipolojiler üzerine kurmuştur.
Tarihsel Din Sosyolojisi ve Gustav Mensching (1901-1978)
Gustav Mensching, Wach’tan etkilenen Alman geleneğine bağlı bir din sosyologudur. Durkheim’ın dinin toplum içerisindeki fonksiyonel gerekliliğine ilişkin kabullerini eleştirmiştir.
Mensching’e göre din sosyolojisi, karşılaştırmalı din araştırmalarıyla sıkı bir ilişki içerisindedir. Din sosyolojisinin amacını, dine dayalı sosyolojik ilişkilerin açıklanması olarak ifade eden Mensching, dinin toplumun ve ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu söyleyen yaklaşımları eleştirmiş ve bütün dinlerin ve cemaatlerin sosyolojik analizini yapmayı denemiştir.
Morfolojik Dini Sosyoloji ve Gabriel Le Bras (1891-1970)
Kilise hukuku profesörü olan Gabriel Le Bras, Fransa’da dini sosyolojinin gelişmesine öncülük etmiş, sosyografik çalışmalarla kiliseye katılım, dine bağlılık gibi dini pratiklerle ilgili konularda deneysel çalışmalara imza atmıştır.
Le Bras, etnolojik ve tarihi din sosyolojisi çalışmaları yerine güncel dini tecrübenin ifade şekillerini ele alarak din sosyolojisi çalışmalarının yönünü değiştirmiştir.
Başlangıçta Durkheim’dan etkilenen Le Bras, araştırmalarını genel olarak Fransa’daki dini hayat çerçevesinde yapmıştı ancak; onun hayalinde bütün dinleri araştırma kapsamına almak vardı.
Abdullah YARGI