Bildiğiniz gibi biz Türklerin ana yurdu Orta Asya’dır. Hatırlayacağınız üzere öğretim kurumlarımızda Türk Tarihi Orta Asya’yla birlikte başlar. Orta Asya’nın neresi olduğu, çevresinde nelerin olduğu ve hangi uygarlıkların olduğu anlatılır. Yine orada boylar halinde yaşadıktan sonra kurduğumuz devletler ve Çin ile olan mücadelelerimiz anlatılır.
Evet, başta dediğimiz gibi Türk Tarihi bizde Orta Asya’dan günümüze yaptığımız mücadeleler, savaşlar, kültürümüz ve tarihe bıraktığımız izler ile anlatılır. Fakat yaşanan bir savaş tarihi yolculuğumuzu etkilemiş ve ulvi bir sorumluluk sahibi olmamızı sağlamıştır. İşte bu savaşın adı Talas Savaşı’dır.
Bu savaş ile Türkler İslamiyet’e geçmiş ve daha sonra yüzyıllarca İslam’ın sancaktarı olmuştur. O zamanlar Çinliler doğudan batıya ilerlemekteyken Araplar ise Ön Asya’dan doğuya ilerliyorlardı. Bu iki ordu Talas ırmağı kıyılarında karşı karşıya geldiler.
O günlerde tarih 751 yılını gösteriyordu. Çinliler bütün Orta Asya’yı kendi hakimiyetleri altına almak istiyorlardı. Araplar ise buna engel olmaya çalışmak istiyorlardı. Bu iki güç savaşa tutuştular. Biz Türkler ise bu savaşta tabii ki Çinlilerin değil de Arapların tarafını tuttuk. Çünkü Çinliler Orta Asya’da bizim düşmanımızdı. Zaten Türk tarihinin ilk safhalarını hep Çinlilerle yaptığımız mücadeleler oluşturmaktadır. Onlarla yaptığımız mücadele o kadar çetindir ki ve hatta o kadar korku salmışız ki Çin Seddini bile bizden dolayı yapmışlardır.
‘Düşmanımın düşmanı dostumdur.’ prensibiyle Arapların tarafını tuttuk ve onların yanında savaşarak savaşı kazanmalarını sağladık. İşte bu savaş Türk tarihinde yeni bir sayfanın açılmasına neden oldu: Dini inanışlarını değiştirerek Müslüman oldular.
Diğer ismi Atlık Savaşı olan bu savaşta Karluk, Yağma ve Çiğil Türk boyları İslamiyet’i tanıdılar ve savaş sonrası İslamiyet’e girdiler. İlk İslamiyet’i kabul eden Türk boyu ise Karluk boyu olmuştur. Bu savaş sonrası Semerkant ve Bağdat gibi önemli merkezlerde kağıt üretimi başlamıştır. Araplar Türklerden kağıt yapımını öğrenmişlerdir. Savaşın genel sonuçları şunlardır.
- Orta Asya’nın Çin egemenliğine girmesi önlenmiştir.
- Türkler bu savaş sonrası İslamiyet’i benimsediler.
- Arap milliyetçiliği politikası ümmetçi anlayışa dönüşmüştür.
- Araplar kağıt yapımını öğrenmişler ve çeşitli eserler ortaya çıkmaya başlamıştır.
Peki biz neden bu savaş ile İslam dinini seçtik? Neden bu dini kabul ettik? Arapların Çinlileri yendiği için mi yoksa bu dini kendimize yakın bulduğumuz için mi?
Türkler İslamiyet öncesinde Gök Tanrı inancına inanıyorlardı. Bu inancın gerektirdiği bazı şartlar ve durumlar ile İslam kurallarının benzerlikleri onları çok etkiledi. Bu yüzden İslam dinini benimsediler ve kabul ettiler. Bu benzerlikler şunlardır.
- Ölümden sonra yaşamın varlığı yani ahiret inancının her iki tarafta da olması,
- Her iki tarafta da din adamı sınıfının (ruhbanlık) bulunmaması,
- Türklerdeki bütün dünyaya hükmetme anlayışı olan cihan anlayışı ile İslamiyet’teki cihat anlayışının birbirine benzemesi,
- Her iki tarafta da kurban kesmek gibi ibadet benzerliklerinin olması ve doğruluk, dürüstlük ve eşitlik gibi ilkelere sahip olması.
Bu gibi benzerlikler Türklerin İslamiyeti kabul etmelerinde etkili oldu. Tarihimiz göstermiştir ki Türkler İslam’a çok hizmet etmişlerdir ve onun sancaktarlığını yapmışlardır. Bu yüzden Talas Savaşı (Atlık Savaşı) bizim tarihimiz için oldukça önemlidir. En önemlisi de böyle güzel bir din ile şereflenmek ve ona sahip çıkarak onun sancaktarlığını yaparak ulvi bir vazifeyi deruhte etmiş olmaktır… Allah bu aziz milleti her daim onun dini için çalışanlardan eylesin…
Mesut BULDU