Birçok bilim adamının düşüncesine göre uzayda yaşam mümkün olabilir ve uzun yıllardır araştırdıkları Jüpiter’in uydusu Europa’da su baharına rastlarılar ve yaşamın mümkün oluşuna ilişkin görüşler ortaya koyuyorlar.
NASA (Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi), yaptığı açıklamada Jüpiter’in uydusu Europa’da su buharına rastlandığı idi. Doğrulanması durumunda ise Güneş sistemi içinde suyun varlığına ilişkin ikinci uydu o olacak. Önceden Cassini adlı uzay aracı tarafından Satürn gezegeninin uydusu Encealadus’ta da su buharı tespit edilmişti. Europa’daki su buharının varlığı, Hubbe Teleskobu’ndan gelen bilgilere göre öngörülmüştü. Buzla kaplı güney kutbunda su buharı tespit edilen Europa uydusunda hayat olabilir mi?
Güneş sisteminin en büyük gezegeni olan Jüpiter’in güneşe olan uzaklık gözlemlendiğinde diğer gezegenler içinde 5. Sırada yer almaktadır. Adını ise Roma Mitolojisinde Tanrıların en büyüyü olan Jüpiter’den almıştır. Helyum ve Hidrojenden oluşan bir gezegendir. Bu büyük gezegenin 67 uydusu bulunmaktadır ve 1610’da bilgin ve astronom Galileo Galilei, yaptığı basit çapta teleskop çalışmasıyla 4 uyduyu keşfetmiştir.
Europa uydusu da Jüpiter’in doğal 67 uydusundan bir tanesidir. Buz tabakasının altında tüm uyduyu kaplayan okyanusun olmasından dolayı yaşamın varlığına ilişkin olasılıklar kuvvetlenmiştir. Aslında dünya benzeri gezegen yahut uydu arıyor olmak bir yana, zaten yaşamın olabileceği gezegen ve uydular vardır. Ancak insan ve hayvanların dünyadaki şartlara göre yaşaması imkânsızdır. Biyolojik farklılıklarla yaşanabilmesi muhtemel olan birçok uydu ve gezegen de mevcuttur. Henüz resmen kanıtlanamasa da insan fizik ve biyolojisinden farklı özelliklerde canlıların o gezegen ve uydularda yaşam sürebileceği mümkündür.
Yaşama en yatkın gezegen veya uydularda insanoğlunun yaşaması için ise birkaç yöntem düşünülebilir. Özel geliştirilmiş kıyafetler veya genetikle oynanması ve biyolojik açıdan insanın değiştirilmesi gerekebilir. Bu şekilde yaşaması mümkün olabilir. Ancak tüm bu öngörü ve düşünceler henüz kanıtlanabilmiş değildir ve somut bir ispatlama çabası içerisine girilmemiştir.
Mevlüt TAPAN