Ebu Zer, gerek yaşam tarzı, gerek iktidar karşısındaki tavrı, gerekse geliştirdiği muhalefet biçimiyle ilgi odağı olmuştur. Günümüzde daha çok kendileri anti-kapitalist Müslümanlar ve sol-İslamcılar olarak tanımlayan anlayışlar sıklıkla Ebu Zer üzerinden düşüncelerini temellendirmeye çalışırlar.

Ebu Zer, kuşkusuz bu düşüncelere bağlanamaz. Ancak kendine özgü bir muhalefet biçimi geliştirdiği açıktır. Çağdaş yaklaşımlarda birine benzeştirmek istersel belki Gandi tarafından uygulanan şiddet içermeyen muhalefet biçimi olarak tanımlanabilir. Daha genel anlamda ise Henry Davit Thoreau tarafından savunulan “Sivil İtaatsizlik” düşüncesiyle bağlantı kurulabilir. Bir eylemin sivil itaatsizlik eylemi sayılması için eylemin mevcut yasalara aykırı olması,şiddet içermemesi, eylemin hedeflerinin açıkça belli olması ve eylemi yapan kişinin eylemin sonuçlarına katlanması gerekmektedir.

Günümüzde siyasal iktidarlara karşı yapılan protesto gösterilerinde demokratik ve şiddet içermemesi dolayısıyla çokça başvurulan bir muhalefet yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Ebu Zer yaptığı itirazlar sonucunda Rebeze Çölü’ne sürgün edilmiştir.

İslam tarihinde Hz. Ali’nin ilk iki halifeye karşı yürüttüğü muhalefet, Ebu Zer’in Hz. Osman ve özellikle Emeviler döneminde öne çıkan muhalefeti, Ebu Hanife ve Hasan Basri’nin yaşadıkları dönemdeki iktidarlara karşı geliştirdikleri muhalefet biçimleri şiddete başvurmadığı için sivil itaatsizliğe örnek olarak verilebilir.

Kuşkusuz şiddet dışı muhalefet deyince akla gelen ilk isim Ebu Zer’dir. Onun haksızlıkları açıkça dile getirmesi, haksız bulduğu uygulamalara muhalefet etmesi, kendini gizlememesi ve verilecek cezayı kabul ederek muhalefet eylemini yürütmesi farklı bir muhalefet türüne işaret etmektedir. Nitekim yaptığı itirazlar sonucunda Rebeze Çölü’ne sürgün edilmiştir.

Ebu Zer düşüncesini özetleyecek olursak çıkaracağımız sonuçlar şunlar olacaktır:

1-Ebu Zer, kategorik olarak iktidar fikrini reddeden bir anarşist olduğu yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Hiç kuşkusuz bu iddianın, Ebu Zer’in yaşamı incelendiğinde, tarihsel temelden yoksun olduğu görülecektir. Çünkü Ebu Zer’in kategorik olarak iktidar karşıtı olduğuna dair elimizde hiçbir delil yoktur.

2- Ebu Zer, iktidara değil, iktidar etme biçimime itiraz eden bir kişidir. Nitekim Muaviye’ye itiraz ederken Hz. Ömer, Hz.Ebubekir ve Hz. Peygamber’in yönetimlerine atıf yapar.

3- Ebu Zer, hiçbir zaman silahlı mücadele yoluna başvurmamıştır. Rebeze’de sürgün hayatında ara sıra Mekke’yi ziyarete geldiğinde, kendisine teklif edilen muhalefetin başına geçme tekliflerini sürekli reddetmiştir. Onun muhalefeti sivil itaatsizlik ve pasif direniş olarak adlandırılabilir.

4- Ebu Zer’in servetlerin eşitliğini savunan bir sosyalist olarak tanımlanması da mümkün değildir. O adalet ilkesi gereğince haksız servet birikimine karşıydı.

5- Ebu Zer, Muaviye iktidarına karşı olmasına karşın, bu dönemde yapılan bazı seferlere katılmıştır. İktidarı beğenmemesi ve eleştirmesi devleti reddetmesi anlamına gelmemiştir.

6- Ebu Zer, Hz. Peygamber’den valilik istediği halde bu görev kendisine verilmemiştir. Kuşkusuz yöneticilik belli meziyetleri gerektiren bir görevdir.

7- Hz. Peygamberin ona görev vermemesini sorun etmemiş, bir daha da böyle bir göreve talip olmamıştır.

8- Günümüzde Ebu Zer’in en çok örnek alınacak yönü sivil itaatsizlik ve pasif direniş yöntemidir.

10- Şiddet içermeyen muhalefet biçiminin en önemli örneği Ebu Zer’dir. İslam tarihinde üç tür muhalefet biçiminde söz edilebilir. Bunlar, sabır ekolü (tasavvuf), devrimci ekol (silahlı mücadele ve kıyamlar) ve şiddet içermeyen muhalefet türüdür. Hiç kuşkusuz Ebu Zer, üçüncü muhalefet türünün en öneli örneklerinden biridir.

11- Ebu Zer beğenmediği yönetimi zor ve silah yoluyla ortadan kaldırmaya dönük hiçbir girişimin içinde olmamıştır.

Öyle görülüyor ki, Ebu Zer, ne sosyalistlerin iddia ettiği gibi servet karşıtı bir sosyalist, ne siyasal iktidarı kategorik olarak reddeden bir anarşist, ne de silahlı muhalefeti meşru gören bir eylemcidir. O, vicdanının sesini dinleyerek iktidar sahiplerini uyarmış, onları doğru yola iletmeye çalışmış ve bu uyarısının sonucu verilen cezalardan kaçmamış samimi bir Müslüman’dır.

Yusuf Yavuzyılmaz